Bu Negatif Sarmaldan Çıkmamız Şart!

13.07.2018 09:24
  •  A 

Cari açığın kurları, kurların faizi, her ikisinin enflasyonu, enflasyonun yeniden faizi arttırdığı tam bir negatif sarmal içine düşmüş durumdayız. Yanlış anlaşılma olmasın, bu durum neredeyse son üç yıldır içine düştüğümüz bir durum. 2015 Ocak ayında tahvil faizleri % 6.80 iken TCMB, bankalar ve faizler için baskılara başladığımız günden itibaren kur, faiz, enflasyon, cari açık, kur, faiz, enflasyon artmaya devam ediyor. 

Maalesef bu döngü 2017 Eylül ayından beri hızlanarak artan kurlara TCMB olarak hemen faiz silahı ile müdahale etmeyip, seçimler öncesine kadar yaşanan sert kur yükselişlerinde izlemede kaldığımız için yaşanıyor. Görüyorsunuz sonrasında toplamda 500 puan faiz artışı yapmış olmamıza rağmen, şimdi kontrol altına alamadığımız bu kısır döngüden çıkamıyoruz. 

Nasıl çıkarız? Öncelikle artık hükümet kalmadığı için kabine diyeceğiz. Yeni kabinenin programını öncelikle açıklayıp, tasarruf önlemlerini açıklaması lazım. 31 Mayıs tarihli yazımda; ''Öncelikli Politika Borçları Azaltmak Olmalıdır!'' diye bir uyarı yapmıştım. Yazının başlığını tıkladığınız zaman içeriğini okuyabilirsiniz. Kısaca çok ciddi dış borcu olan bir ülke olarak cari açık tedbirlerini ciddi şekilde alarak, cari açığı düşürmezsek hatta halen olduğu gibi cari açığı arttırmaya devam edersek, o zaman yazıda izah ettiğim gibi ciddi maliyet artışları yaşarız. Ki, aynen de öyle oluyor. 

Şu anda da piyasa yeni kabineye ilk anda yeterli güveni duymadığı için, kurlardaki yükseliş sürerken, karşılığında borsadaki yabancı satışları da artmaya başladı. Maalesef ilk anda 200 puanlık bir faiz artışı bile daha 4.00 olmadan Dolar'ın ateşini söndürecekken, gecikme yüzünden arada 500 puan faiz artmasına rağmen, son gelişmelere bakınca enflasyon artışı nedeniyle yeni bir faiz artışı baskısı daha oluşmuş durumda. Muhtemelen 100 baz puan civarı bir faiz artışı daha duyabiliriz.

Eğer bu artışı yapmaz ve hızlı şekilde güven veren ekonomik bir programı açıklamazsak kurlardaki atak ve borsadaki yabancı satış baskısı devam edecek gibi görünüyor. Ama faiz artışı yapsak, bu sefer de ulaşılacak olan faiz seviyeleri nedeniyle tüm sektörler ve neredeyse bütün şirketler artan faizlerden zarar göreceklerdir. Kredi maliyetlerinin ulaşacağı seviyeler nedeniyle kimse bu ortamda yatırım yapmak istemeyecektir. Yatırımlar sadece kur ve nakit varlığı yüksek şirketlere kalacak, belki de bir çok özel sektör şirketimizin yabancılaşmasına bile neden olacaktır. 

Tabii bu durum aynı zamanda bir süre sonra mecburi bir şekilde büyümenin de düşmesine neden olacaktır. Çünkü faizlerin artması kredi maliyetlerinin de artması nedeniyle yatırımlardan vaz geçilmesine, diğer taraftan da mevduat getirilerinin bu denli arttığı bir ortamda yatırım riskini almak yerine faiz rantını tercih etmek sonucunu doğuracaktır. Her iki sonuç da büyümenin ve tüketimin sert düşmesi demektir. 

Maalesef yeni bir faiz artışı ayrıca yeni bir risk daha yaratacaktır. O da, yüksek borçlu şirketler bankaların kapısında borç yapılandırma sırasına girecekleri gibi, iflas riskleri de yaşayacakladır. Artık kur ve faiz ikilisinin birlikte yükselişinin yarattığı bu riski ülkeyi yönetenlerin çok net bir şekilde görmesi gerekir. Yoksa göstere göstere krize doğru ülkeyi sokuyoruz. Yani benim gibi pozitif birisi bile bunları uzun süredir yazıyorsa, risk hakikaten ciddi boyuta ulaşmış demektir. 

Yeni kabine piyasaları rahatlatacak isimlerden oluşsaydı bu sıkıntıları seçim sonrası bastırabilirdik. Ama bu yapılmadı. Olsun, doğru kararları ille de bilinen isimler uygular diye bir şart yok. Yeni kişiler de doğruları yapabilir. O nedenle özellikle ekonomi bakanımız bu görevde yeni dahi olsa, doğru hamleleri hızla devreye sokacak olursa, yine ortam riskli azalacaktır. Ekonomiye uluslar arası güven veren biri ile yeni birinin getirilmesindeki fark, her ikisi aynı kararları alsalar da, tanınan kişiye kararlarını açıklamadan güven duyulacak iken, yeni olana aldığı kararlara bakarak güven oluşmasıdır. Birinde piyasanın olumlu tepkisi hemen, diğerinde uygulamalar görüldükçe yansır.

Görünen o ki, tedirgin olunan bir ekonomi kadrosu var. Ama hızla doğru kararları alarak bu tedirginliği dağıtmak hiç de zor değildir. Umalım da bugün Ankara'da ilk toplantısını yapacak kabineden piyasalara güven veren bir program açıklanır.

Yabancı Satışları Artarak Sürüyor!
              Düne ait beklenti yazımda ilk iki gün BİST'de yaşanan sert düşüşün garanti hisselerindeki yabancı satışından kaynaklandığını yazmıştım. Ama düşüncem, bu yabancının genel bir fon satışı değil de, özel bir yatırımcının garanti'deki hisselerini satmasından kaynaklandığını düşünüyordum. Çünkü özellikle diğer bankalarda ve sanayi hisselerinde aynı şekilde satmıyor, hatta tuprs ve eregl'nin fiyatları bile yükseldi demiştim. Eğer bir fon olsa diğer hisselere de yansıması lazımdı görüşündeydim. 

Maalesef dün herhalde bu sözümü duydular, bu sefer özellikle eregl ve tuprs gibi, bir gün evelki sert düşüşte yükselmiş olan hisselere sert satışlar geldi. Önceki gün eregl ve tuprs gibi kardemirler de yükselmişti. Dün o da bu satışlardan nasibini aldı. Kısacası ilk iki gün ağırlıklı garantide ve son anda garanti baskısı ile diğer hisselerde görülen satışlar, dün garanti yükselirken diğer hisseler ve sektörlerde de yaşandı. Bu görüntü benim ilk görüşümün tam tersine tam bir yabancı satışıdır. Bu durumun sürmesi BİST için tabii ki, iyi bir gelişme değildir.

IMF Neye Bakacak?
              IMF iletişim direktörü Rice; bakanlıkların azaltılması gibi yapısal değişiklikler konusunda yorum yapmayacağını, Önemli olanın yeni yönetimin sağlıklı ekonomi politikalarına, makroekonomik istikrarı güçlendirmeye ve dengesizlikleri azaltmaya kararlı olduğunu gösteriyor olmasıdır dedi. Eğer kabineden bu açıklamayı destekleyecek bir program duyarsak, IMF desteği geleceği gibi, aynı bakış açısı kredi derecelendirme ve diğer büyük yatırım kuruluşlarında da hakim olur.

Sonuçta tüm yaşadıklarımızın nedeni ülke yönetimindekilerin siyasi ve ekonomik kararlarının neticeleridir. Tedbirleri almazsak sorunlar artmaya devam eder. Hızlı şekilde tedbirleri devreye sokarsak piyasaların olumluya döndüğünü görürüz. Umarım bu konuda daha fazla gecikme ya da hata yapmayız.

Tatile Çıkıyorum!
              Önceden planlı kısa bir tatil yapacağım. Önümüzdeki hafta cuma gününe kadar aranızda olmayacağım. Cuma sabahtan itibaren aynı şekilde ekran başına dönmüş olacağım. Gerçi aranızda olmayacağım derken, beni biliyorsunuz, her gün yine sık sık ekran başına geçeceğim ama bulunacağım yerlerde internet çekmeyebileceği için şu an olduğu gibi tam zamanlı ekran başında bulunmayacağım. 

Ailece Bodrum civarı koylarda bir arkadaşımın teknesinde olacağız. İki gündür oltalarımı, zıpkınlarımı, balık sepetimi hazırladım. Bu kısa tatil bana da iyi gelecek. Sizler aklınıza gelen soru ve mesajlarınızı yine aynı şekilde iletmeye devam edin. Fırsat buldukça sizlerle olacağım için, cevaplarım belki gecikmeli de olsa gelecektir.

Piyasaları, hisse tekniklerini aynı şekilde günlük yine takip edeceğim, arada beklenti yazılarım yine gelecek ama muhtemelen uzun süreli zıpkın dalışlarım olacağı için, birebir aynı zamanlarda olmayacaktır.

Tatil hepimiz için şart. Yoksa gördüğünüz gibi, sorunlar bitmiyor. Bizlerin sağlam kafa ile bu sorunların karşısında durmamız lazım. Bunun için de hepinizin fırsat bulunca, farklı şekillerde de olsa kendinizi, beyninizi dinlendirmesi şart. Aslında bilimsel olarak beyin 7 günden sonra tatilde olduğunu anlarmış. Bu nedenle gelişmiş ülkelerde kesintisiz iki haftalık tatiller tercih ediliyor. Ama benim yıllardır bunu uygulama şansım olmuyor.

Sakın karamsarlığa kapıldığımı düşünmeyin. Tam tersi riskler arttıkça çözüm yakındır görüşündeyim. Ama dediğim gibi, yapılması gerekenler çok bilinmeyen işler değil. Ama bunları yapacak olanlar ben değilim. Sayın başkanımızın ve yeni kabinemizin uygulaması lazım. 

Hepinize iyi bir hafta sonu ve en kısa sürede düzelecek bir piyasa dilerim. 


    Saygılarımla
    Aydın Eroğlu
     Stratejist
   Finans Yazarı
www.borsaanalizci.com
Twitter: @_Stratejist_


  • 12.07.2018
    09:17

    İki gündür BİST ve hisseler çok sert değer kayıpları yaşıyorlar. Bakınca, tamam hadi kabine beğenilmediği için bu satışların bir kısmının geldiğini söyleyebiliriz. Ama daha henüz kabinenin programı açıklanmamış iken, hatta kredi kurumları bile; ''kişiler değil, programlar bizim için önemli&#... Devamı »

  • 11.07.2018
    09:41

    Seçim sonuçlarını temkinli karşılayan yabancı fonlar, yeni kabinenin açıklanmasından sonra özellikle ellerinde en çok bulunan banka hisseleri başta olmak üzere çok sert satış yaptılar. Öyle ki, bazı banka hisselerinde seçim öncesindeki düşüş dönemleri de dahil en düşük seviyeler görüldü. En düşük se... Devamı »

  • 10.07.2018
    01:29

    Başkan Erdoğan'ın yemin töreni ile birlikte, Türkiye parlamenter sistemi bırakıp, cumhurbaşkanlığı yönetim sistemine geçmiş oldu. Başkan tarafından açıklanan yeni kabinede Hazine ve Maliye Bakanı, yani ekonomiden sorumlu bakan Berat Albayrak oldu. Ekonomide yaşanan tümden değişime döviz kur... Devamı »

  • 09.07.2018
    08:57

    Facia Gibi Kaza! Uzunköprü-İstanbul seferini yapan yolcu treninin Tekirdağ'da raydan çıkması ile yaşanan tren kazasında 24 can kaybı ve 338 yaralımız var. Hayatını kaybedenlere Allah'tan rahmet, tüm yakınlarına ve milletimize baş sağlığı, yaralılara da acil şifalar diliyorum.... Devamı »

  • 06.07.2018
    08:52

    Pazartesi Yeni Bir Dönem Başlıyor! Kabine kabine, işte geldi kabinenin belli olacağı tarih. Pazartesi yeni kabine açıklanacak ve Türkiye yepyeni bir sistem ile yönetilmeye başlanacak. Ben pozitif bir şaşkınlık yaşamak istiyorum! Meclis dışından, kendi alanlarında Türkiye ve yurt dışı... Devamı »