Dün ABD'deki Hakan Atilla davası sonuçlandı. Hakan Atilla kendi savunma avukatlarının bile beklediğinden daha düşük şekilde 32 ay ceza aldı. Tutuklu kaldığı 14 ay bu süreden düşülerek kalan süre cezasını çektikten sonra serbest kalacak. Karara karşı temyiz yolu da açık. Avukatlar kararı adil bulmamıza rağmen, yine de temyize gideceğiz dediler.
Peki bu ceza ile Halkbank konusundaki risk bitti mi?
Hayır. Şahsi görüşüm olarak bu risk halen sürüyor. Çünkü Halkbank'a ceza verilmesi, Hakan Atilla davasının konusu değildi. Halkbank konusunda olası cezaya ABD Hazine Bakanlığı'na bağlı Dış(Yabancı) Varlıklar Kontrol Ofisi(OFAC) karar verecek.
Dün davayı twitter üzerinden eş zamanlı olarak yapılan bir çeviri paylaşımınından takip ettim. Ancak ne denli doğru bir paylaşımdır tam emin değilim. Hakim R.Zarrab için işlediği tüm suçları ve halkbank üzerinden yapıldığı iddia edilen tüm işlemleri detaylı olarak çok inandırıcı şekilde anlattı ve hepsini kabul etti dedi. Lakin bu anlatılanlar içinde Hakan Atilla'nın bu çarkta çok küçük ve gönülsüz bir dişli olduğunu düşünüyorum. Yazılı cezaları uygulamayı uygun bulmuyorum. Atilla'nın sadece talimatları uyguladığı düşüncesindeyim. Ama bir iki konuda yalan ifadeleri olduğunu düşünüyorum diyerek, bu konuları söylemiş.
Herneyse, Hakan Atilla davasının olası diğer Halkbank işlemleri ile direk ilgisi olmadığını, o konuda Hükümet ve hazine yetkililerinin hesaplamalar yaptıklarına değinmiş.
Kısacası dünkü dava sadece Hakan Atilla'yı ilgilendiren bir dava idi ve o nedenle kararı da Atilla ile ilgili oldu. Olur olmaz, ülkeler arasında ne gibi anlaşmalar vardır ya da yoktur bilemem. Ama halen ana dava ile ilgili sürpriz bir risk karşımıza çıkabilir. Fakat tutar çok düşük olursa o zaman etkisi çok pozitif olur.
Bu konuda ABD nezdindeki eski yeni farklı yetkililerden farklı görüşler var. Ceza verilecektir diyen de var, ceza verilemez diyen de. O nedenle böyle bir karar çıkacaksa, bu yine ABD yargısı ve hükümetinin konusu olacaktır. Detayları ve düşüncelerini şimdilik bilmediğimiz için daha fazla yorum yapmamız mümkün değil.
Yani demem o ki, bu konu ile ilgili piyasadaki rahatlama bana göre risk sürdüğü için kısmi olacaktır.
TCMB Dövize Müdahale Edecek Mi?
İşte bence bu konu en önemli diğer yakın gündemlerimizin başında yer alıyor. Dün TCMB Başkanının Ak Parti Genel Merkezi'ne gitmesi faiz görüşmesi için değil İran ile ticarette ulusal paraların kullanılmasını ilgilendiren bir toplantıya katılmak içindi diye açıklama yapıldı.
Bunun yanı sıra, TCMB dün dövize bir ay vadeli 250 Milyon Dolar satış ihalesi açarak kısmı bir müdahale yaptı. Ama açıkçası ben bu ortamda döviz satış ihalelerini doğru bulmuyorum. Eğer faizlere dokunmazsa, döviz satışları dövizdeki ateşi söndürmeye yetmez, sadece merkez bankasının rezervlerinin azalmasına neden olur diye düşünüyorum. Bu yüzden, faiz kararı çıkana kadar döviz üzerindeki manipülatif baskının süreceği görüşündeyim.
Çünkü cumhurbaşkanımızın seçimlerden galip çıkması halinde TCMB yasası ve özerkliğinde değişiklik yapacağı yönünde anlaşılan açıklamalarında önemli riskler yer alıyor! Yani seçimlerden sonra TCMB özerkliği kalkar ve seçilen cumhurbaşkanına bağlı bir kurum haline getirilirse, üstüne bir de talimat ile mevduat ve kredi fazilerine müdahala edilecek olursa, bu şekilde alınacak kararlar aynı anda döviz kurlarında yeni bir manipülatif atak daha yaşanmasına neden olabilir.
İşte bu belirsizlikler yüzünden dövizin oynaklığı ve yukarı yönlü baskısı, ya TCMB faiz artışı kararı alana kadar, ya da TCMB böyle bir karar almadığı takdirde seçim sonuçları görülene kadar sürebilir görüşündeyim. Bu ortamda da BİST'in tam bir rahatlama yaşaması için seçimler yine önemli bir kriter olacaktır.
Kısacası bugün borsa kısmen olumlu bir başlangıç yapabilir. Ama bu pozitif tepkinin devamı kurların hareketlerine göre sürecektir. Kurlarda sakinleşme ve düşüş görülürse BİST yukarı yönlü, kurlarda yeniden yükseliş yaşanırsa BİST yeniden satış baskılı ve aşağı yönlü olacaktır öngörüsündeyim.
Ama artık bulunduğumuz seviyeler hisse bazlı alımların olabileceği yerlerdir. Bağımsız hisse ayrışmaları da her an görülebilir.
Akaryakıta Zam Freni!
Nihayet hükümet akaryakıttaki yükselişe müdahale etmesi gerektiğini gördü! Bundan sonra akaryakıtta fiyat artışları yaşanacak olursa, artış oranında ötv indirimi yapılarak zammın pompa fiyatlarına yansıması önlenecek.
Faydalı ama yeterli bir karar olarak görmüyorum. Çünkü fiyatta bir düşüş değil, sadece artık daha da artmaması için alınmış bir karar. Çünkü yeni fiyat artışları halinde geçerli olacak. Bu ve altındaki fiyatlarda ötv şu anki haliyle geçerli olacak.
Bu demek ki, hükümetin de dolar kurlarının artması konusundaki çekinceleri sürüyor. Yoksa böyle bir karara gerek olmazdı. Yapılacaksa kalıcı bir ötv indirimi yapılırdı.
Hepinize kazançlı günleri yeniden görmenizi dilerim.
Saygılarımla
Aydın Eroğlu
Stratejist
Finans Yazarı
www.borsaanalizci.com
Twitter: @_Stratejist_