Enflasyon Konuşmayı Bırakın!

18.12.2017 09:40
  •  A 

Enflasyon konusundaki görüşlerimi çok uzun yıllardır bilirsiniz. Enflasyon yetersiz üretimin bir neticesidir. Sıkı para politikası araçları ile enflasyonu sadece geçici dönem düşürür ama kalıcı olarak bitiremezsiniz. Enflasyondan kalıcı olarak kurtulmak için her alanda üretim artışı sağlamak şarttır. Özellikle de katma değerli sektörler ve gıda üretimi başta. 

Bu nedenle para politikası ile değil de, maliye politikası ve yapısal reformlarla bu sorunun üzerine gidilmelidir. Her türlü doğrudan yatırımcının gelmesi ve her alanda yatırımların desteklenmesi için, yatırım  kredi faizleri düşük olmalıdır. Yatırım kredilerindeki faizler düşmeden üretim artışı söz konusu olmaz. Faiz önemli bir rant olduğun müddetçe kimse yatırım yapmak istemez. 

Esas olarak faizleri düşük tutmak bu sayede üretim amaçlı yatırımların her alanda artmasını sağlamak ve bunun alt yapı gereksinimi olan yapısal reformlarla da desteklemek şarttır. Bunu yaptığınız zaman da ilk anda kurlar yükselir. Artan kurlar ithalata dayalı ekonomi iseniz, doğal olarak enflasyonu yukarı çeker. Bunun bir süre için böyle olacağı ilan edilip, üretimin artması için bu durumun göze alınacağı kabul edilmelidir. 

İşte bu nedenle devamlı enflasyonu konuşmak yanlıştır. Zaten belli bir dönem enflasyona katlanmak zorundayız denmelidir. Gündem tamamen üretim ve yatırım olmalıdır. Bu iki kalemde artış var mı bunu konuşmalıyız. 

Kısacası TCMB belki bir çok kişinin beklentisini karşılamadı ama benim görüşlerime uygun bir faiz kararı aldı diyebilirim. Şimdi hızla şu enflasyon muhabbetinden kurtulmalı, üretimi ve yatırımları nasıl arttıracağız bunu konuşmalı ve takip etmeliyiz.

Hangi alanlarda ithalata bağımlıysak o alandaki yatırımlara odaklanmalıyız. En büyük ithalat yaptığımız alan enerji. Maalesef bu alanda petrol ve gaz bulamazsak, bu bağımlılık sürecek. Bu nedenle yerli kömür, hidro, güneş, rüzgar ve nükleer santraller sayesinde enerji üretimini yukarı çekmek zorundayız. Kaldı ki, çevrenize bakarsanız özellikle rüzgar konusunda ülkemizin çok ciddi bir atağa kalktığını görüyoruz. Her yerde, rüzgar alan her dağ-tepede rüzgar pervanelerinin döndüğünü görüyoruz. Aynı şekilde güneş enerjisi konusunda da çok önemli ihaleler yaptık ki, devamı da gelecek.

Diğer önemli bir ithalat alanımız petro kimya. Bu alanda da hem Tüpraş, hem de Petkim üzerinden ciddi yatırımlar yapılıyor. Tüpraş önemli ek yatırımlar yaptı. Petkim'in Star rafinerisi önümüzdeki yıl devreye giriyor. Bu yatırımlar ithalata giden kaynaklarımızın içeride kalmasına katkıda bulunacaktır. 

En önemli ihracat sektörümüz olan otomotiv, aynı zamanda da ara mal alanında çok büyük ithalat yaptığımız bir alan. Bu sektördeki aramal üretimini da tek tek inceleyerek ülkemizde yapmanın yollarını bulmalıyız. 

Her alandaki gıda yatırımları artmalı. Enflasyondaki en önemli kalemlerden birisi de gıda enflasyonundaki artışlardan kaynaklanıyor. Özellikle et üretimi konusunda önemli reformlar yaparak üretim artışı sağlamalıyız. Tarım ürünlerinin pazarlamasında ise, aracı sisteminin yarattığı fiyat artışının önüne geçecek yapısal reformları yapmalıyız. Tarım ürünlerinden kaynaklanan enflasyon etkisi yapısal reformlarla çözebileceğimiz bir konu. Bunu konuşmayı bırakıp, reformları devreye sokmalıyız. 

Katma değerli üretim artışı için, yüksek teknoloji alanlarında her türlü arge desteklenmeli. Yatırım reformu yapılıp, bu alana gelen şirketlerin misal milyar dolar üzerindeki yatırımlarının vergilerinde sağlanmış olan kolaylıklar daha dikkatli incelenip, bir çok teşvik ve istisna uygulamaya alınmalıdır.

Yerli otomobil, baz istasyonu, yerli her türlü silah ve türevleri, yerli yazılımlar, yerli cep telefonu, yerli siber güvenlik sistemleri, yerli bilgisayarlar, Aksa'nın ürettiği gibi carbon elyafı türevleri ile yapılan her türlü katma değerli üretim cari açığa önemli katkılar yapacaktır. 

Aslında bir çok alanda çok önemli yatırımlar var ama aynı zamanda çok da önemli gerilimler yaşadığımız için, bunların olumlu etkilerini tam olarak göremiyoruz.

ABD Kaynaklı Belirsizlikler Aşılmalı!
             Önümüzdeki en önemli engelimizi ABD ile yaşadığımız belirsizlikler olarak görüyorum ki, yukarıda saydığım diğer her şeyin önüne geçiyor. ABD'de süren dava ve olası sonuçları önemli riskler içeriyor. Aynı şekilde Suriye'de PYD'ye sağlanan inanılmaz askeri desteğin nedeni büyük riskler içeriyor. Şimdi bir de Kudüs konusunda yaşanan gerilimleri dahil edince, arzu ettiğimiz dış kaynaklı doğrudan yatırım artışını bir türlü sağlayamıyoruz. Hatta biz dış yatırımları beklerken, kendi yatırımcılarımız bile yurt dışı yatırımlarına yöneliyorlar. 

36 yıl sonra yaşanan darbe denemesi ve bunun yarattığı belirsizliklerin sürmesi, darbe destekçisinin ABD olarak görülmesi nedeniyle yatırımcıların korkmasına neden oluyor. Bu belirsizliklerimizi hızla aşmalıyız. 

Şimdi önemli iki engelimiz var! Biri ABD'deki dava, diğeri de Suriye'deki PKK devleti hazırlıkları. Dava sürecini izliyoruz. Eğer ülkemiz için önemli bir müeyyideye dönüşmez ve sadece bir bankamızla sınırlı bir ceza ile sonuçlanırsa, bu cezanın da uzlaşma ile önemsiz bir tutara inmesi halinde, zaten piyasalar çok daha fazla riski önceden satın almış olduğu için, böyle bir sonuç görülürse faiz ve kurlar düşerken, BİST yeni rekorlara doğru hızlı bir yükseliş trendine başlar.

Ama bir de Suriye'deki ABD destekli PYD yapılanması var. Bu denli büyük silah sevkiyatının bir amacı olmalı. Bu amaç eğer Türkiye Afrin'e girecek olursa, PYD tarafından Türkiye'ye önemli zaiyat verdirmek ise, bunun neticeleri önemli riskler ve belirsizlikler içerir. İşte bu konu belki de ABD'deki davadan bile daha önemli hale geldi diyebiliriz.

Böyle önemli belirsizlikler varken, yabancı yatırımcılar tereddütler yaşıyor olabilirler. Umarım bu belirsizlikleri bir an önce pozitif sonuçlarla aşarız. Çünkü ratingçilerin de aynı nedenlerle olumsuz düşündükleri görüşündeyim. Bu engeli aştığımız anda not artışları da arka arkaya gelecektir. Ama şimdilik Suriye'de ABD ile karşı karşıya gelme riskimiz çok daha yüksek duruyor. Hal böyle olunca da, diğer tüm alanlarda erken bir iyimserlik için henüz erken diye düşünüyorum. Temkini elden bırakmadan karar almakta yarar görüyorum.

Hepinize iyi bir hafta dilerim.


    Saygılarımla
    Aydın Eroğlu
     Stratejist
   Finans Yazarı
www.borsaanalizci.com
Twitter: @_Stratejist_


  • 14.12.2017
    09:37

    ABD merkez bankası FED sürpriz yapmadı. 25 baz puan faiz artışı yaparak faizlerini %1,25-%1,50 aralığına çekti. 2018 yılı için de 3 faiz artışı öngörüsünde bulundu. Karara tepki bizde Dolar kurunda gevşeme, dünya genelinde ise, parite ve ons altında yü... Devamı »

  • 13.12.2017
    08:53

    Bugün FED, yarın ise TCMB faiz kararları piyasalar için önemli olacaktır. 22:00'de FED açıklamalarını duyacağız. TÜFE artışları nedeniyle FED'in düşük de olsa bir faiz artışı yaparak yılı kapatmasını bekliyorum. Önemli olan önümüzdek... Devamı »

  • 12.12.2017
    08:48

    Büyüme bir önceki yılın 3'ncü çeyreğine göre %11.1 artış ile gerçekten yüz güldürdü. Ama tabii büyümenin kaynaklarını incelediğimiz zaman tüketim ve inşaat sektörü ağırlıklı bir büyüme görüyor... Devamı »

  • 11.12.2017
    08:54

    Bugün 3.çeyrek GSYİH büyümesini öğreneceğiz. Bir süredir heyecan ile beklenen bir büyüme verisi açıklanmış olacak. Bir iki ay önce hatırlarsanız % 7'nin üzerinde gelir beklentilerimiz vardı. Son dönem % 8,5 olur diye beklentiler olu... Devamı »

  • 10.12.2017
    00:09

    Lütfen siteye giriş yapanlarınız mesaj atarsa çok memnun olurum. Siteye sorunsuz erişim yaptığınızı bilmek istiyorum. Devamı »