NATO tatbikatındaki skandal alçaklık da gösterdi ki, batının amacı; tam Osmanlı'yı parçalamış ve son kalan Anadolu topraklarında bir kürt devleti kuracak iken, bu amacı bozan Atatürk nedeniyle yarım kalan işlerini bitirmek. ABD, İngiltere bu planın ana uygulayıcıları. Almanya, Avusturya, Danimarka gibi ülkeler ise, Müslüman düşmanlığı ile yönlendirilerek üstümüze gönderilenler.
Maalesef ilk körfez savaşı döneminden beri nihai amaç olarak Irak, Suriye, İran ve Türkiye'den toprak alarak bölgede büyük bir Kürt devleti kurmak için tüm çabayı sarf ediyorlar. Muhtemelen en son Türkiye hedef olacak, öncesinde İran karıştırılacaktı. Ama bunun için Türkiye ve İran savaştırılmak istenecekti. Lakin bu olmadığı ve İran da zaten batı bloğunda değil de, Rusya ile yakın olduğu için, önceliği Türkiye'ye verdiler. Bunu sağlamak içinde, yıllardır cemaat yapılanması ile tüm kamu kurumlarını, emniyeti, bürokrasiyi ve orduyu ele geçirmeye çalıştılar.
2005-2006 yıllarında ekonomik ve dış dünya ile sosyal ilişkiler gayet iyi iken, sahte Ergenekon, Balyoz davaları ile ordunun vatansever kadrolarını dağıttılar. O zaman tüm batı bu gelişmelere ordu barsaklarını temizliyor demişti. Tarihin siyasi yöneticileri de bu hain planı görmeyip, her türlü yasal alt yapıyı hazırlayarak tüm desteklerini vermişlerdi. Ama daha sonra oynanan oyunun amacı ortaya çıktı. Amacın Türkiye'yi parçalamak olduğu anlaşılınca, yine aynı siyasi yöneticilerimiz, zamanında destek vererek, ''Ne istedilerse verdik'' dedikleri cemati ve onun uzantılarını temizlemek için tüm güçleriyle çalışıyorlar. Ama halâ yanlışlar sürüyor. Hala kamu kadrolarında farklı cemaatlerin yapılanmalarına göz yumuluyor.
Emperyalistlerin Asıl Hedefi Atatürk'tür!
Çünkü Kurtuluş Savaşı ile, tüm batının oyununu ilk kez Mustafa Kemal Atatürk bozmuştur. Atatürk Türkiye'deki tüm çevreleri ve görüşleri tek Türkiye çatısı altında birleştirmiş bir liderdir. Ülkesini yaşam ve insan hakları olarak batı medeniyetinin şartlarına kavuşturmak istese de, parçalanmasına müsade etmemiştir. Türkiye'yi laik, demokratik bir cumhuriyet çatısı altında toplamıştır. İşte bu nedenle batının hedefi Mustafa Kemal Atatürk'ün bu birleştirici laik, cumhuriyet felsefesini ve bu felsefeyi savunan Kemalizmi yok etmektir. Sözde ılımlı islam yaklaşımı ile asıl amaç cumhuriyeti yıkmak ve halkı din ve mezhep kavgası ile birbirine düşürmektir. Hoş bunun bir kısmını da başardılar sayılır.
NATO'nun Danimarka rezaletinde görülen budur. 1990 Körfez Savaşı ile ilk kez kuzey Irak'ta Çekiç Güç kurarak bölgedeki Kürt özerk bölgesini kuran NATO, bunu yaparken de Türkiye'nin bir çok şehrindeki üslerini kullanmış olması ve halen de Türkiye'yi parçalamak isteyen ABD ve diğer NATO ülkelerinin bu üsleri kullanmayı sürdürmesi başka bir rezalettir.
Suriye İle Barış Sağlanmalıdır!
Türkiye batının planlarını boşa çıkartmak için, nasıl ki Rus uçağını düşürdükten sonra gerilen ilişkilerini yeniden düzeltip, Rusya ile dostluğunu pekiştirdi ise, şimdi de en kısa zamanda Suriye ile de ilişkileri düzeltmelidir. Esad ile birlikte Suriye'deki aykırı yapılanmaların üzerine gidip, batının planları bozulmalıdır. Antalya'daki İran-Rusya-Türkiye anlaşmaları çok önemlidir. Bölgede huzur istiyorsak, bölge ülkeleri olarak birbirimize düşman değil, dost yaşamamız gerektiğini anlamamız lazımdır.
Hedef Ekonomik Kriz Çıkartmak!
ABD ve AB'nin hedefi ekonomik ve finansal kriz çıkartarak Türkiye'yi karıştırmak. Bunun için de, 15 Temmuz'da darbe denemesini yapıp başaramadılar. Şimdi ise, Zarraf davasını kullanmak istiyorlar. Devamlı yazıyorum, sorun ekonomik değil siyasi diye. Yaşanan gerilimler nedeniyle bir çok eğitimli vatandaşımız başka ülkelere yerleşti. Çok ciddi sermaye çıkışlarımız oldu. Özel sektör, tüm bu gelişmeler nedeniyle 3 yıldır yatırımlarını askıya almış durumda. Hatta yurt dışında yatırım imkanları araştırıyorlar
İşte tam da bu ortamda, laik, demoktratik, cumhuriyetçi taban ile yeniden barışılmalıdır. Türkiye'nin Atatürk başta, tüm milli değerlerine sahip çıkacağımız ve Türkiye Cumhuriyetinin esas olduğunu üstüne basa basa anlatmamız lazımdır. Devlet içine nüfus eden tüm cemaat yapılanmalarını temizlemek esas olmalıdır. Milli eğitimdeki benzer yapılanmalar da en kısa zamanda temizlenmelidir.
Batıdan Kopmadan Doğu İle İlişkiler Geliştirilmeli!
Türkiye İran-Rusya ve Çin ile yakın ilişki içine girmelidir. Ama bunu yaparken de batıdan tümden kopmamalıdır. Batı sadece ABD değildir. Batı ülkelerine her platformda ABD'nin dünya barışına karşı yaptığı yanlışlar izah edilmelidir. Yalnız bunların yapılması için de, suça karışmış siyasilerimiz her kimse, onlar da bizim siyaset sahnemizden temizlenmelidir.
Gördüğünüz gibi, Zarraf davası ile çok çetin bir sürece çekilmeye çalışılıyoruz. Ama Rusya ve Çin Türkiye aleyhine BM kararı çıkartılmasına müsade etmeyecektir. Biz kendi içimizde sağlam durup, bölge komşularımızla iyi ilişkilerde olursak bu zor dönemi de aşarız. Ama ilk defa şahit olacağımız gelişmelerin yansımalarının neler olacağını önceden bilmek gerçekten zor olacaktır.
Bu esnada borsa için sıkıntılı bir süreç olacağı kesin gibi duruyor. Bilmemiz gereken sorunlarımız ekonomik değildir. Ama siyasi krizler ile ekonomik ve finansal sorunlar yaratılmak istenmektedir. Bu tuzağa düşmek istemiyorsak cumhurbaşkanımızın da devamlı bankalara yüklenmemesi gerekir. Çünkü finansal yapının esas kurumları bankalardır. Eğer onlarda bir kriz yaşanırsa, ekonomik kriz kaçınılmaz olur. Bu tuzağa düşmemeliyiz
Hepinize iyi bir hafta diliyorum.
Saygılarımla
Aydın Eroğlu
Stratejist
Finans Yazarı
www.borsaanalizci.com
Twitter: @_Stratejist_