İşte benim için yakın vadeli risklerin başında bu konu geliyor. Mısır'ın darbe ile başa gelen diktatör başkanı Sisi, ''Türkiye'ye de ambargo uygulansın'' demiş. Aynı şekilde ABD Savunma Bakanlığı eski yetkilisi Michael Rubin attığı bir tweette ''Bugün Katar, yarın Türkiye'' mesajını kullanmış. En önemli açıklama da, ABD Dış İşleri Bakanı Rex Tillerson'dan gelmiş bulunuyor! Tillerson, ''Müslüman Kardeşleri tümden terörist ilan etmek bölgesel istikrar ve güven açısından bazı komlikasyonlara neden olabilir'' diyerek, Türkiye ve Bahreyn hükümetlerindeki bazı üyelerin Müslüman Kardeşler ile bağı olduğuna dikkat çeken bir konuşma yapmış.
Tabii bizim için ABD hükümetinin resmi görüşünü temsil ettiği için, Dış İşleri Bakanı Tillerson'un Temsiciler Meclisi Dış İlişkiler Komisyonunda Körfez krizi ile ilgili yaptığı konuşmada kullandığı bu ifadeler oldukça önemli. Ancak, Tillerson'un sözlerine bakınca, ''Müslüman Kardeşler için tümden terörist demek doğru olmaz. İçindeki terörist grubu ayrıştırmak lazım. Yoksa tümden terörist dersek, müttefikimiz olan bazı ülkeler ile ilişkilerde sıkıntılar çıkar'' ifadesinden Türkiye ile ilişkileri korumak yönünde bir ifade görüyoruz. Ama diğer taraftan hükümet üyelerinin içinde Müslüman Kardeşler ile bağlantılı üyeler olduğun ithamının da altı çizildiğini görüyoruz!
Gördüğünüz gibi, son dönem ortaya çıkan Katar krizi bizim için de bir risk teşkil ediyor. Ancak ben Türkiye'ye bu nedenle bir ambargo uygulanmasının söz konusu olamayacağı görüşündeyim. Belki ABD tarafından bu konuların dile getirilmesi, bazı AB ülkeleri tarafından da destek bulabilir ama, çok zengin ve küçük bir ülke olan Katar'ın, diğer bir çok AB ülkesi tarafından da zaten ambargoya alınmayacağı için, Türkiye hele hiç aynı kefeye konmayacaktır. Ama yine de bu konudaki gelişmelerin bizim için de sıkıntılı bir süreç olduğu görülüyor. Körfez'de görüşmeler yapan Dış İşleri Bakanımız Çavuşoğlu, Suudi Arabistan'a da uğramak istemesine rağmen, bu ziyareti yapmadan Türkiye'ye dönüyor. Anlaşılan o ki, gayet iyi görüntüler verdiğimiz Suudi kralı ile de aramız limoni olmuş durumda.
Yani, dün CHP lideri Kılıçdaroğlu'nun başlattığı adalet yürüyüşü belki ekstra bir gerginlik nedeni olmayacaktır ama Katar krizinin Türkiye'ye de taşınması çabalarının önemli ve iyi kontrol edilmesi gereken bir risk olduğunu bilmemiz lazım diyorum.
BİST'de hem teknik zirve dirençlerine yakın olduğumuz için, hem de iç-dış riskli gelişmelerden etkilendiği için bir kısmi düzeltme yaşıyoruz. İki günlük düşüş % 1'in biraz üzerinde. Yani aslında bu seviyelere gelmiş bir endeks için, oldukça düşük bir düşüş diyebiliriz. Kaldı ki, bu düşüş sadece bizim borsamızda yaşanmıyor. Gelişmiş ülkeler dahil, bir çok dünya borsasında da fazlası ile yaşanıyor. Yani dünya genelindeki düşüşlerden bile etkilenerek düşmüş olabiliriz.
Bugün bakınca, dünya genelinde biraz sakinleşme görüyoruz. Açılış bu nedenle alımlarla başlayabilir. Olası realizasyonun sürmesi halinde ise, 97.884 civarındaki bollinger desteğinin önemli bir teknik destek olacağı görüşündeyim.
Yine de, yaz aylarına girdiğimizi unutmayın. Borsalar ile ilgili kötümser olmamak ile birlikte, yaz aylarının durgunluğunda, top yekün bir endeks hareketi gönlümüzdeki gibi olmayabilir. Bu dönemi hisse bazlı düşünerek geçirmek belki daha doğru olur.
Hepinize iyi bir hafta sonu diliyorum.
NOT: 12 yıldır okuyarak bu güne gelmiş olan genç arkadaşlarımızın hafta sonu son iki sınavları var. Gönüllerindeki yerleri kazanmaları dileğiyle, tüm sınava girecek gençlerimize LYS sınavlarında başarılar diliyorum. Allah zihin açıklığı versin.
Saygılarımla
Aydın Eroğlu
Stratejist
Finans Yazarı
www.borsaanalizci.com
Twitter: @_Stratejist_