Benim bu görüşte olmadığımı biliyorsunuz. Ben tam tersi, Trump'ın başkanlığının Seçici Kurul Tarafından onaylanmasının Türkiye'nin lehine gelişmeler yaratmasını bekliyorum. Bu vesile ile yeniden hatırlatıyorum; ABD seçim sistemine göre, halkın oyu ile partilerin eyaletleri temsil eden delegeleri seçiliyor. Toplam sayısı 538 olan bu delegeler Seçici Kurulu oluşturuyorlar. Daha sonra seçici kurul kim başkan olsun diye oyluyor. Şu an Cumhuriyetçi Parti'nin delege sayısı Trump'ın kesin başkanlığı için fazlası ile yeterli. Doğal olarak delegelerin kendi partilerinin adayını seçmesi beklenir. Ben de aynı sonucun olacağı görüşündeyim. Ama tarihte aksi tercihler yaşanmış diye biliyorum. ABD'de bu durumun tekrarlanabileceği yönünde haberler ve yayınlar görülüyor. Kısacası kesin başkanın kim olduğunu Seçiciler Kurulu'nun oylamasından sonra öğrenmiş olacağız.
1928'den buyana ilk defa bir parti hem senatoda, hem de temsiiciler meclisinde bu denli üstünlük sağlıyor. Başkan olduğu takdirde Trump 1928 sonrasının en güçlü başkanı olacak.
AB İle Gerilim Önemli!
Sonuca gelirsek, ben Türkiye ve BİST için Trump'ın başkan olmasını büyük bir risk olarak görmüyorum. AB ile yaşanan gerilimler daha önemli olabilir. Yeni anayasa çalışmalarında idamın getirilmesi halinde AB müzakereleri kesilebilir. Ben idam gelsin ya da gelmesin yorumunu yapmıyorum. İdam yeni anayasaya gelirse olası yansımalarını öngörmeye çalışıyorum. Öncelikle bu durumu hepinizin bilmesini isterim.
Dediğim gibi, idam yeni anayasaya girecek olursa, AB müzakereleri kesilebilir. AB devamında bir takım müeyyideler uygulamaya kalkabilir. İlk aklıma gelen Türkiye üzerinden yapılan ithalata uygulanabilecek kısıtlamalar olabilir. Türkiye'ye yapılan yatırımlarda AB şirketlerine zorluklar çıkartılabilir. Bu ve benzeri kararlar Türkiye'nin yurtdışı borçlanma faizlerini arttırıcı etki yaratabilir ki, zaten son dönem libor ve libor + faizlerde artışlar görülüyor.
Ben ilişkiler kopmadan iki tarafında da uzlaşmayı yeniden sağlamalarını umuyorum. Bizim için en önemli piyasa risklerinin başında iç siyasi gelişmelerimiz geliyor diye düşünüyorum. Yeni anayasanın içeriği, başkanlık sistemine geçiş için olası yaşanacaklar, yani referandum ya da erken bir seçim piyasaları dalgalandıracaktır.
BİST'in düşük değerlendiği, bankaların ucuz fiyatlandığı görüşümü koruyorum. Siyasi gelişmelerimizi ve AB ilişkilerini iyi yönetebilirsek, BİST de olumlu tepkileri göstermeye başlayacaktır. Ama şu an hem Trump'ın ekonomi politikası nedeniyle FED faizlerinin daha hızlı artması beklentisinin Dolar kurunu yukarı taşıması, hem de AB gerginlikleri BİST'in negatif ayrışmasına neden oldu. Bu dalgalanma biraz daha sürebilir.
Hepinize iyi bir hafta dilerim.
Saygılarımla
Aydın Eroğlu
Stratejist
Finans Yazarı
www.borsaanalizci.com
Twitter: @_Stratejist_