Japonya da Negatif Faize Geçti!
Ne yaman çelişki yaşıyoruz! Avrupa'da bir çok ülkede eksi faiz var. ABD enflasyon yaratamadığı için faiz artışını yeterince ve hızlı yapamıyor. Eksi faizcilere en son Japonya da katıldı. Japonya merkez bankası da sürpriz yaparak eksi faize geçtiğini ilan etti. Ama Türkiye'de neredeyse dünyadaki gelişmelerin tam tersine gıda fiyatları ve enflasyon yükselişi sürüyor. Hem de dünya enerji fiyatları bu şekilde tarihi düşüşler yaşarken.
Fitch Not Uyarısı Yaptı!
Fitch Dolar'ın değer kazanmasının Rusya ve Türkiye'nin bankalarındaki varlık kalitesi üzerinde risk yarattığı uyarısında bulundu. Yani bunun düzelmesi için ne gerekiyor? Dolar kurunda gevşeme gerekiyor. Peki bu ne şekilde olur? İstikrarlı bir siyasi görüntü ile, siyasi belirsizliğin kalkması ile, iç gerilimlerin , sınırlardaki risklerin bitmesi ile doğal olarak da yaşanabilir. TCMB'nın faiz artışı yapması ile de sağlanabilir.
Faiz artışı yapılması siyasilerce istenmiyor. Bana göre de faiz artışı doğru bir yöntem değil ki, bunun detaylarını ''Borsaları Düşüren Çin veya Petrol Değildir!'' başlıklı strateji yazımda izah etmiştim. Yapılması gereken her alana üretim hamlesidir. Bunun için de faizler düşük olmalıdır.
Peki o zaman kurların düşmesi için geriye ne kalıyor? İç siyasi belirsizliklerin bitmesi ve hükümetin hızlı bir şekilde OVP kararlarını uygulaması kalıyor. İçerideki PKK terörü kontrol edilebilir. Rusya'nın Suriye krizine dahil olması Türkiye'nin Suriye'ye karadan müdahale etmesinin önüne set çektiği için, Suriye'deki savaşa dahil olma riskimiz de azalmıştır. Petrol ve emtilardaki düşüş zaten işimize yarıyor. Eee peki yağ var, şeker var, un var da neden hala bunları kullanıp yeni hikayeler yaratacağımız menüler hazırlayamıyoruz?
Çünkü iç siyasi belirsizlik gündemi bir türlü bitmiyor! Neredeyse % 50 oy ile gelmiş çok güçlü bir hükümet olmasına rağmen, Türkiye hala seçim ve referandum gündemi yaşıyor. Sayın cumhurbaşkanımız başkanlık rejimine geçilmesini için meydanlara indi! Her yerde başkanlık sisteminin yararlarını anlatıyor. Başkanlık olmazsa da, halk tarafından seçilmiş başbakan ve cumhurbaşkanı ile sistemin sağlıklı yürümeyeceğini söylüyor.
İşte aslında diğer tüm şartlar nedeniyle ciddi bir pozitif ayrışma yapması gereken Türkiye, bir türlü iç siyasi belirsizlikten kurtulamadığı için beklediğim bu pozitif ayrışmayı yapamıyor. Dünyanın kendisine sunduğu bu inanılmaz fırsatlar dönemini de sırf bu belirsizlik yüzünden şimdiye kadar değerlendiremedik. BIST'in istikbali bu belirsizlikle çok ilgilidir. Bu belirsizliği ne zaman aşarsak BIST ve Türkiye rahatlayacaktır.
Ancak, yine de tüm bunlara rağmen bence BIST yine de pozitif ayrışma yapmak için diğer bir çok avantaja sahiptir. Tam gönlümüzdeki gibi olmasa da bu ayrışmayı kısmen göstermesini bekliyorum. Kısmen diyorum çünkü, başkanlık ve anayasa nedeniyle bir referandum riskimiz var. Gerçi referanduma gidilirse bu bir risk olmayabilir. Çünkü bu ortamda referandumun sonucu bellidir gibi geliyor. Sonuçta ne olacaksa bir an önce olsun ki, artık tüm piyasalar önüne bakabilsin. Ya da eğer başbakan hükümet etmek istiyor ve referandum ya da yeni bir seçim düşünmüyorsa, o zaman bunu da net bir şekilde ifade etmelidir. Yoksa dış piyasalar ne hükümeti, ne de başbakanı dikkate almazlar!
Neyse, ben BIST'i tutan engeli söyledim. Ama buna rağmen BIST için yine iyi beklentilerim sürüyor. Bu arada, Fitch'in düşen emtia fiyatları nedeniyle gelişmekte olan ülkeler için uyarısına bir şey demem ama Türkiye için riskten bahsetmesini doğru bulmuyorum. Ben Fitch'e katılmıyorum. Türkiye bankacılık sektöründe riskler değil, potansiyel avantajlar olduğu görüşündeyim.
Hangi Sektörler Ayrışacak?
Düşen petrol fiyatları, İran pazarının açılması, gelişmiş ülkelerdeki eksi faiz ortamı nedeniyle kim ne derse desin Türkiye ve Türkiye'nin bir çok sektörü pozitif etkilenecektir. Gelişmiş ülkelerde de büyüme artacaktır. Türkiye beklenenden daha fazla büyüyecektir. Bu nedenle petro kimya, teknoloji, çimento, demirçelik, otomotiv ve yan sanayii, inşaat ve gayrimenkul, ilaç, hava yolları, beyaz eşya, bankacılık sektörlerindeki hisseler yükseliş yaşayacaktır beklentisindeyim. İyide geriye ne kaldı ki? Sadece turizm! O da malum nedenlerle diyorum. Yoksa Rusya ve PKK terörü olmasaydı, bu yaz çok parlak bir yıl daha yaşardık. Siz bakmayın öyle İran'ın çimento sektörü çok kuvvetliymiş, bu nedenle çimento sektörümüz sıkıntı yaşayacak sözlerine. Yıllardır ambargolar yaşayan İran mı her yere çimento satmaya başlayacak? İran mı bizim pazarımıza çimento verecek? Geçin bunları. Tamam pazara girebilirler ama bizim şirketlerimizin pazarı çok daha fazla büyüyecektir.
Ah bir de şu siyasi gündemden kurtuabilseydik!
Hepinize iyi bir hafta sonu dilerim.
Saygılarımla
Aydın Eroğlu
Stratejist
Finans Yazarı
www.borsaanalizci.com
Twitter: @_Stratejist_