Maalesef dün Sultanahmet'de yine bir terör bombası patladı. Türkiye'nin güneydoğusunda yaşanan teröre, Ankara'da patlayan bombaya rağmen yine de Türkiye'yi ziyaret etmekten korkmayan bir çok yabancı misafirimiz hayatını kaybetti. Maşası oldukları ülke ya da örgütlerin emelleri için terörü kullanan herkesi lanetliyorum.
Yurtta Sulh,Cihanda Sulh!
Büyük önder Mustafa Kemal Atatürk'ün bu sözünün kıymetini şimdi çok daha iyi anlıyor olmamız lazım. Başbakan Davutoğlu'nun dışişleri bakanlığına başladığı ilk yıllarda sıfır sorun politikası ile tüm komşularımızla ilişkilerimizi geliştirmeyi hedeflemiştik. Gerçekten de bu hedef bir ara çok ciddi mesafe katetmişti. Irak, Mısır, Yunanistan, İran Libya, Rusya, Suriye, Ermenistan, Gürcistan bütün ülkelerle ilişkilerimizde çok sıcak gelişmeler yaşanıyordu. Karşılıklı ticaret zirve yapmıştı. Hatta 2008 mortgage krizinden hasarsız çıkmamızda bile bu ilişkilerin büyük payı olduğunu düşünüyorum.
Ama sonra bir Arap Baharı başlatıldı. Maalesef ilk anda bu hareketin dışında durmaya çalışsak da, sonrasında tam göbeğine girmiş olduk. Tıkır tıkır işleyen komşuluk ilişkilerimiz tersine dönmeye başladı. Şimdi Libya, Irak, Suriye, Mısır, İran ve Rusya ile ciddi sorunlar yaşıyoruz. İşin ekonomik boyutunu bir tarafa bırakıyorum. Ama şu an yaşadığımız bir çok terör sıkıntısının nedeni olarak bile ilişkilerimizin bozulmasını görüyorum.
Düşünün ki, Suriye 5 sene önceki Suriye olsun. Kendi içinde bütünlüğüne sahip bir ülke vardı. Önceki ve sonradan onun yerine geçen liderleri baba-oğul Esad'larile çok sorunlar yaşamıştık ama sonradan ilişkiler aile ev oturması düzeyine kadar gelişmişti. Eğer Suriye bütünlüğünü koruyor olsaydı, Türkiye'nin bir Suriye riski olur muydu? Rusya ile yaşanan uçak krizi gerçekleşir miydi? Tüm dünyanın ISİD belası kendisine hakimiyet kuracağı bu kadar rahat bir ortam bulabilir miydi? Sınırlarımızda Kobani gibi Kürt kantonlarının oluşarak, daha sonra ülkemizin sınır şehirlerini de bu kantonlarla birleştirme amacı güden öz yönetim safsataları bu kadar rahat devreye sokulabilir miydi?
Hemen cevap veriyorum; hayır! Çünkü terör grupları bu kadar rahat olamazlardı. Bu şekilde yapılanmalarına asla izin verilmezdi. Hatta bence Suruç, Ankara ve dünkü Sultanahmet bombaları da patlamazdı diye düşünüyorum. Ama şimdi bakın nereden hangi terör hedefi olacağımızı bile takip edemiyoruz. Demek ki, hiç bir savaşın içinde olmamak en doğrusu imiş. Türkiye sıfır sorun politikasının zirvelerine ulaştığı günlerde, bölgedeki sorunların çözümü için kendisine başvurulan ombusdman karakterinde itibarı yüksek bir ülke idi. Şimdi ise, Türkiye'nin dışarıda bırakıldığı toplantılar yapılmaya başlandı.
Türkiye'nin Suriye politikası bana göre hatalı çalıştı. Eğer ilk anda batının Suriye'yi parçalama çabalarına set çeken Rusya, İran ve Türkiye olarak bu tutumumuzu koruyabilseydik, Suriye şu an bir iç savaş içinde olmazdı. PKK şehirlerimizde bu kadar güçlenemezdi. Sınırlarımızdan bu denli lojistik desteği alamazdı. PYD denen PKK'nın bir kolu sınırlarımızda özerklik çabaları güdemezdi. Türkiye de parçalanma anketleri yapıyor olmazdı! İşte geldiğimiz boyutu görünüz.
Bu nedenle bir an önce yüksek demokrasi standartlarına ve Yurtta Barış, Dünyada Barış anlayışına geri dönmeliyiz. Yoksa içine girmekte olduğumuz ortam başımızı çok daha fazla ağrıtır bir sorunlar yumağına dönüşmeye devam eder.
Türkiye'de dün yaşanan terör eylemlerinin sürmesi halinde en büyük darbeyi turizm sektörümüz alır. Açıklamalara bakınca anında rezervasyon iptalleri yaşanmaya başladığını öğreniyoruz. Henüz daha bir-iki ayımız var. Eğer benzer eylemlerin hedefi olmazsak, yaz rezervasyonlarını kurtarabiliriz. Ama bahara doğru benzer eylemleri yine yaşarsak, turizmciler için çok kötü bir yıl olur. Turizm beldelerimizde bir çok otel el değiştimek durumunda kalabilir. En büyük hedef kitlesi turizm olan kara-deniz ve hava yolu taşımacılığı şirketleri de olumsuz etkilenir. Türkiye bacasız sanayi gelirinin büyük bir kısmını elde edemeyebilir. Bu durum cari açık ve döviz rezervi alanında sıkıntı yaratır. Ya da en azından katkısı azalır.
Komşu ülkelerimizdeki istikrar bizim için de ne kadar önemli bu görülmelidir. Ama buna rağmen, şimdi de Irak için önemli bir sorunun büyüdüğünü görüyorum! Kuzey Irak Kürt Bölgesi özerlikten bağımsızlık sürecine geçmeye hazırlanıyor. Bağımsız bir Kürt devleti ilanı için hazırlıklar yapıyorlar. İşte tüm bu gelişmeler iyi izlenmeli. Türkiye'nin sınırları içerisinde de özerklik isteyenlerin sonraki hedefi İran-Irak-Suriye-Türkiye arasında büyük bir Kürt devleti kurmaktır. Bu ülkelerin iç savaş halinde bulunması, bu amaca hizmet eder.
Barzani ile iyi ilişkiler geliştirirsek PKK'nın emellerine set çekeriz diye düşünülüyor olabilir. Ama eğer Barzani bağımsızlık ilan ederse, bu merkezi Irak ile Kürt'ler arasında savaşa dönüşecek yeni bir gerilimin başlaması demek olur. Devamında Irak da Suriye gibi yeniden büyük bir iç savaşın içine girebilir. Suriye nedeniyle yaşadığımız sıkıntılara Irak da eklenir. Bu ortamda kurulacak Kürt devleti, kendisine koruyucu olması için Türkiye'ye bağlanmak zorunda kalır diye düşünülüyorsa, bu sayede Osmanlı'nın kaybettiği topraklarda yeniden hakimiyet kurmak hedefleniyorsa, ''Dimyata Prince Giderken, Evdeki Bulgurdan Olmak!'' gibi bir tehlikeyi de göz ardı etmemek gerekir. Unutmamak gerekir ki, tüm bu karışıklıkları yaratan ne Çin, ne İran, ne de Rusya'dır. Her zaman batının gelişmiş ülkeleridir. Bölgede kurulacak bir Kürt devleti, İsrail'e partner olsun diye istenmektedir. Bu nedenle de, her zaman batı Kürtlere daha sıcak bakmıştır. Belki yaşanan terör eylemleri, mülteci sorunları düşüncelerini biraz değiştirmiş olsa da, Avrupa'ya karadan bağlantısı olmayan batı ülkeleri için değişen bir düşünce olacağını düşünmüyorum.
Bu nedenle ülkemiz maalesef bu politikaları izlemeye devam ederse, bizler de her türlü stratejimiz içerisinde terörü, bölgesel çatışma ve savaşları hesaba katmak zorundayız. Tek umut, petrol fiyatlarının düşmesidir. Petrol fiyatları düşük kalırsa, Kürt devletinin stratejik kaynakları olmayacağı için, kurulmasına olan destek düşecektir. Türkiye daha ön plana çıkacaktır. Umarım dünya yeni enerji kaynaklarını keşfetme ve kullanma konusunda devamlı ilerleme kaydetsin.
Ben her şeye rağmen umudumu koruyorum. Ama aniden içine düştüğümüz gelişmeler nedeniyle kısa vadeli yeni öngörüler yapmakta çok zorlanıyorum. Ancak ne olursa olsun hiç birisi inanlarımızın canlarından daha değerli değildir. En kısa zamanda toplumsal barışın her alanda sağlanması çok önemlidir.
Umudumu korumamın diğer bir sebebi de şu; güneydoğu'da yaşanan sokağa çıkma yasaklarının olduğu yerlerde Kürt vatandaşlarımızın PKK'nın gerçek yüzünü iyice gördükleri ve bu nedenle de bana göre PKK maşasına artık eskisi kadar itibar etmeyeceklerini düşünüyorum. Tabii aynı şekilde PKK'ya hizmet eden öz yönetim söylemlerine sahip çıkan-kullanan HDP de ciddi bir oy kaybedecektir. Herkesin huzuru bütünlük içerisinde araması gerekir. Yoksa aksi düşünülen ülkelerde yaşananlar ortadadır. Türkiye büyük ve köklü bir devlettir. Asla bu emellere izin vermeyecektir.
BIST Yine de Çok İyi Dayanıyor!
Tüm bu karışıklıklara rağmen BIST iyi dayanıyor. Güneydoğumuz'da 45 gündür süren sokağa çıkma yasağı uygulanan şehirlerimize, turizmin göbeğinde patlayan bombalara, en güçlü ekonomik partnerimiz olan Rusya ile yaşanan krize rağmen BIST 69.190 desteğini koruyor. Çünkü gerçekten de BIST bana göre ucuz fiyatlarda bulunuyor. Tüm bu risklere rağmen düşüşe dayanan BIST, düşen petrolün de desteği ile, şimdilik detayı belli olmayan OVP'nin içi doldurulursa, içerideki gerginlikler biraz azalırsa, çok daha iyi yükselişler yapacaktır. Yoksa 72.500 - 73.372 -74.500 civarlarındaki dirençlere takılıp yeniden realizelerle karşılaşabiliriz. Kalıcı bir teknik düzelme için 75.000 seviyelerinin yukarı geçilmesi gerekir.
Tüm bu karşıklıklar nedeniyle, içinde bulunduğumuz günleri endeks bazında değil de, hisse bazında düşünmek çok daha doğru olur. Çünkü yakın zamanda yıl sonu bilanço beklentileri ve sermaye artışı spekülasyonları başlayacaktır. Bu süreçte hisseler bağımsız hareketler yaparken, BIST bir kanal aralığında kalabilir.
Saygılarımla
Aydın Eroğlu
Stratejist
Finans Yazarı
www.borsaanalizci.com
Twitter: @_Stratejist_