Cevabım ,referandum öncesi yazdığım yazılardan ve sonucun beklentim ile aynı çıkmış olmasından sonra, zaten belli olmalı. \'\' Evet pozitif ayrışma devam edecek \'\' düşüncesindeyim.
Ama bu ayrışmanın da, bir anda olup bitmesini ve tüm dış piyasaları hiç dikkate almadan olmasını da beklemiyorum. Bu ayrışma, gevşemelerde onlar kadar gevşemeyip, yükselişlerde de, dış piyasalardan daha fazla yükselerek olacaktır diye düşünüyorum.
Şimdi gelelim referandum sonucuna ve sonrasına !
Bir defa, İmkb bu sonuçla en az bir yıl kazanmış oldu! Eğer sonuç \'\' hayır \'\' çıksaydı , bugünden yabancılar seçim riskini düşünecekler ve o güne kadar devamlı satış eğiliminde olacaklardı.
Böyle bir sonuç muhtemelen, aylardır artsın diye bekleyen faiz lobicilerinin işine yarayacak ve olası seçim riski nedeniyle de faizler artmaya başlayacaktı. Tabii bu durum da, bankaların taşıdıkları devlet kağıtları nedeniyle, şimdiye kadar elde ettikleri tatlı karların erimeye başlaması demek olacaktı. Doğal olarak da, banka hisseleri en çok satış gelen sektörlerin başında bulunacaktı.
Devamında bunun gibi daha birçok olumsuzluk anlatılabilir. Bunları geçelim biz sonucu yorumlamaya çalışalım!
Referandum sonucu iktidar partisi ve başbakanı çok rahatlattı. Şimdi hedef seçimler olacak.
Ekonomik problemler öncelikli sorun olarak ele alınacaktır. Uzun dönemdir iktidar partisinin belediye başkanı tarafından yönetilmesine rağmen Deniz\'li\'den \'\' hayır \'\'çıkmış olması, ekonominin seçim sandığına da etki yapabileceği yönünde gereken mesajı vermiştir diye düşünüyorum.
İşte bundan dolayı, hükümet ekonominin çarklarını hızlandırmaya çalışacaktır diyorum.
Bugün olmasa bile, enflasyonun düşme sinyali verdiği anda ya da öncesinde faizlerde düşüş gelmesini bekliyorum. Faizler konusunda , yorumcular şuan olduğu gibi nasıl çıkmasını bekliyorlarsa, ben de düşmesi, yatırımların ve tüketimin tetiklenmesinde etken olarak kullanılması gerektiğinde ısrarlıyım.
İlk iki çeyrekte çift haneli gelen büyüme rakamlarının sürekliliği için önümüzdeki günlerde , özel sektörün yanısıra devlet yatırımlarında da hızlanmaların olmasını,yıl sonu büyüme rakamlarının, revize edilmiş tahminlerin de üstünde geçekleşmesini bekliyorum.
Hızlandırılacak yatırımlarla birlikte zaten kısmen düşme gösteren işsizlik oranlarının daha düşeceğini ve seçimler öncesi % 8-9 civarı bir orana inebileceğini öngörüyorum.
Belki bahsettiğim kısmi faiz düşüşü olursa, bankalar bu yıl sonu için de yüksek karlılılara sahip olabilirler ama önümüzdeki yıldan itibaren, kısmen kar artışları daha yavaşlayacak beklentisindeyim.
Sanayi hisselerinde, son büyüme verilerine de bakarak, yeni bir büyüme süreci başlamasını ve hisse fiyatlarının da, bankacılık sektörünün ve endeksin üstünde getirileri göstermeleri bekliyorum. İmkb endeksini en çok bankalar etkilediği için, bankacılık sektöründe yükseliş potansiyellerinin daha sınırlı kalması halinde, genel endeks yükselişi de sanayi hisselerinin artışlarının altında kalacaktır kanaatindeyim.
Zaman zaman düzeltmelerle, yıl sonu endeksinin 70.000-74.000 arası seviyelerde olmasını bekliyorum.
2010 başında yazdığım yazılarımda, inşaat , çimento,cam, otomotiv sektörünün beklentilerin ötesinde büyüme göstermesini beklediğimi ,\'\' 2010 yılında ekonomiler daha iyi olacak ama borsalarda 2009\'u arayabiliriz\'\' diye belirttiğim başlıklı yazımda da hedef gösterdiğim bu sektörler, gelen büyüme verilerinde, gayet iyi görüntüler verdiler. Bunun süreceğini düşünüyorum.
Ama hemen belirteyim ki, inşaat sektörü iyi olacak demek, konut fiyatları da aynı oranda artacak demek değil! Konut sektöründe, sektörün büyümesi ile eş oranlı bir fiyat artışı beklemiyorum.
Türkiye\'nin sahip olduğu istikrar ortamı ve özellikle bankacılık kesimindeki sağlamlık. Referandum sonrası gelen büyüme verileri ile birlikte , aslında bir raiting artışını gerektiriyor. Ama dünkü açıklamalara göre şimdilik bu artış düşünülmüyor gibi görünse de, ben Türkiye\'nin yeni not artırımları ile yatırım yapılabilir ülkeler grubuna gireceğini bekliyorum.
Zaten risk primlerinde Türkiye\'nin durumu raitingi Türkiye\'nin çok üsünde bulunan bir çok Avrupa ülkesinden daha iyi durumda olduğu için, olası bir arttırım aslında var olanın ilanında öte olmayacak. Ama yine de bir çok büyük fonun Türkiye\'ye girmesi için krıter olacak.
Önümüzdeki aylarda, ekonomik verileimizin sağlıklı gitmeye devam etmesi halinde, yabancı fonlar Türkiye\'nin gelişmekte olan ülkeler içindeki yatırım payını arttırabilirler. Bu durum da, özellikle endeks hisselerinde yeni alımların gelmesi demek olur.
Avrupa Birliği bankalarının sermayelerini güçlendirme kararını almış olması, bir süre sonra, Avrupa \'daki sıkıntıların azalmasını ve dolayası ile korkuların azalması Avrupa\'nın tüketim harcamalarının da artmaya başlamasını sağlayacaktır. En büyük ihracat bölgemiz olan Avrupa\'nın tüketiminin artmaya başlaması bizim için çok önemlidir.
İMKB\'de önümüzdeki dönem özellikle yabancıların bankaları yükseltip, bu fiyatlardan diğer sanayi sektörü hisselerine geçtiklerini görebiliriz. Bu nedenle, bazen, endeks düşecek diye beklerken, aylardır sakin duran diğer sektör hisselerinin yoğun yabancı alımlarına uğradığına şahit olabiliriz.
2011 yılının ortalarına doğru tüm dünya ekonomilerinin, görünen bir toparlanma sürecine oldukça uzun süreli bir büyüme getirecek şekilde girmesini bekliyorum. Bir çok yazımda ısrarla belirttiğim bu trendde Türkiye\'nin en hızlı büyüme gösterecek potansiye ülkelerin başında olacağını düşünüyorum ki , bu yöndeki beklentilerimi \'\' Yazılar\'\' bölümündeki 2009 Mart döneminden beri yazdığım yazılarımda, aynı şekilde ve aynı tarihler için yazmış olduğumu da görebilirsiniz.
Açıklanan dünya büyüme rakamlarında da Türkiye\'nin Çin dışında bir-iki ülke hariç diğer ülkelere göre açık ara liste başında olması da, geri kalan süreçteki beklentilerimizin gerçekleşme ihtimali için ciddi bir referans olmuştur.
Eğer bir de, döviz kurlarının düşük olmasının yarattığı ithalat sorununu çözebilsek, Önümüzde çok ihtişamlı bir büyüme trendi olacağını söylemek için, kahin olmaya gerek olmazdı.
Aydın Eroğlu