Mevduat ve fonlara uygulanan stopaj oranı Resmi Gazete'de yayımlanan kararla artırıldı. Yatırım fonları için yüzde 15'ten yüzde 17,5'e yükselirken, 6 aya kadar vadeli hesaplarda yüzde 15'ten yüzde 17,5'e, 1 yıla kadar vadeli hesaplarda yüzde 12'den yüzde 15'e yükseltildi.
Böylece faiz indiriminin ilk adımı dolaylı şekilde atılmış oldu. Bu kararla TCMB'na ilk toplantıda daha makul bir oran indirim yapma imkanı da doğdu. Ya da ne indirim yaparsa, bir de stopaj artışını bu indirime ilave olarak düşünmek lazım. Yani şunu demek istiyorum; TCMB stopajla verdiği faizi 250 baz puan düşürmüş oldu. Bu durumda PPK(Para Piyasası Kurulu) toplantısında 250 baz puan faiz indirirse, aslında 500 puan indirmiş gibi olacak. Ya da 250 baz puan üstünde 300-400-500 baz puan indirim yapmasına gerek kalmadan stopaj artışı ile dolaylı olarak bu puanlara ulaşmış olacak. Örnek verirsek, 150 baz puan indirim yapsa, stopajdaki ek artışla aslında 400 puan faizi geri almış olacak. Bu nedenle 24 Temmuz toplantısında artık en az 250-300 baz puan indirim yapmasını bekliyorum görüşümü, maksimum 250 baz puan indirim yapar şeklinde değiştiriyorum! Stopaj kararı bankacılık hisselerini olumlu etkileyecektir. Ama yüksek nakiti sayesinde esas faaliyet geliri düşerken yüksek faiz geliri elde eden şirketler için ise olumsuz olacaktır. Stopaj kararı, bir nevi faiz indirimi demektir ama tabii dolaylı bir yöntem olduğu için direkt indirimin yerini yine de tutmaz.
İçerideki Siyasi Gerilim Dozu Artarsa Piyasalar Olumsuz Etkilenir!
Piyasalar neredeyse bir yıldır iç siyasi gerilimler, bölgesel jeoplolitik riskler derken çok bunaldı. İflaslar, konkordatolar iki katına çıktı. Halkın satın alma gücü ciddi düştü. Hatta bu durum enflasyon kontrolü için kur baskısı uygulanmasına rağmen yaşanıyor. Eğer kurlardaki baskı kaldırılırsa ekstra kur artışları ve dolayısı ile enflasyon artışı riski de sürecektir. Bir de uzun zamandır süren her alandaki yüksek faizler, %10-%15'lik üst gelir grubunu daha da zenginleştirirken, kalan %85 - %90 nüfus üzerinde ise fakirleşme yaratıyor. Bu nedenle artık tüm kesimler bir nefes almak istiyorlar.
İşte tam faiz indirimleri acaba piyasanın yeniden canlanmasına, mevduattaki paranın yatırım ve borsalara kaymasına destek olur mu beklentisi varken, iç siyasetteki gerilimin boyutu bu beklentilere rağmen bile, piyasaların daha da riskli hale gelmesine neden olabilir! Siyasi süreçte ortaya çıkacak endişeler yerli-yabancı yatırımcıyı Türkiye ve Türkiye varlıklarından bir kez daha çıkartabilir. Stopaj artışı ve olası faiz indirimi ile bankacılık kesimine gelecek alımlar, yabancı için satış fırsatı olarak da görülebilir! Bunları neden diyorum? Siyasi gerilim aynı şekilde sürecek olursa, toplumsal tepkilerden çekiniyorum. Toplumsal tepkiler sadece meydan mitingleri ile olmaz da, grevler, iş yavaşlatma-bırakma eylemleri de görülecek olursa, her alanda olumsuz etkileri olur.
Böyle bir ortam yabancı tarafından nasıl görünüyordur bundan endişe ediyorum. Tam da yabancı tarafından tahvil ve borsamıza para girmeye başlamıştı. Yabancıdan TL'de pozisyon artışı tavsiyeleri yapılıyordu. Bu nedenle siyasi gerlimdeki gidiş beni endişelendiriyor. Umarım siyasi gidiş piyasalar ve borsa için beklenti ve bakışı bozmaz. Stopaj artışı ve olası faiz indirimi normalde borsaya kayacak parayı artırır. Ama aynı anda artan siyasi gerlim endişeleri de artacak olursa, o zaman dövize de para kaymaya başlar. Bakalım hangisi daha olumlu etkilenecek göreceğiz.
Ama hemen dış siyasetteki ilişkilerimiz için bir tespitimi de yapayım! Eskiden siyasetteki gerilimler artınca başta AB ve onun yanında ABD tarafından Türkiye için olumsuz açıklamalar, raporlar, uyarılar çıkardı. Ama tüm yaşananlara rağmen bu ülkelerden hiç bir tepki duymuyoruz. Yeni Kürt açılımı ve yeni anayasa beklentisi bu ülkelerin zaten istediği gelişmeler olduğu için, mevcut siyasi gerilimi görmezden geliyorlar. Hatta ABD ve AB'den iktidara dolaylı ya da direkt yarayacak bir takım destekler bile gelebilir. İngilterenin Eurofighter satış teklifini de bu kapsamda görüyorum. F35-F16 konularında olumlu kararlar, CAATSA yaptırımlarında olumlu gelişmeler de duyarsak şaşmayalım derim. Özellikle ABD, Fransa, İngiltere, Almanya, Belçika, Avusturya gibi sözde dostlarımız için Türkiye'nin ulus devlete dayalı rejiminde değişim fırsatı doğmuş durumda. Bu ortamda iktidarı sıkıştıracak baskı ve kararlardan uzak duracaklardır.
İşte bu çelişkili gelişmeler nedeniyle borsa için ikilem yaşıyorum. Eğer endeks 9940 altında 9830-9770 desteklerini de aşağı kıracak olursa, işler ve teknikler bozulur. Bunlar olmadan yaşanacak düşüşler benim için düzeltme sayılır. Zaten bir düzeltme beklentimi de yazıyordum.
Ama yaşanan gerilimler muhalefeti yeni anayasa değişimine destek vermesi için yaşanıyorsa ve bu destek alınırsa, bir anda gerilimin düşmeye başladığını da görebiliriz. Ben bu süreç için ciddi risk ve gerilim artışı bekliyorum. Normalde borsa beklentim 10378'i geçmeden, hatta daha bile altından teknik bir üzeltme yaşanıp, sonrasında faiz indirimi ile başlayacak süreçte yeniden TL zirvelerin zorlanması idi. Ama 18 Mart sonrası yaşanan gözaltı ve tutuklamalar kalkmadan yeni TL zirveler görmek için erken diyordum. Lakin CHP ve belediyelerine yönelik gözaltı ve operasyonlar aynı hızla devam ederse, bu durum yukarıda uyarısını yaptığım toplumsal tepki çağrılarını getirebilir. Böyle bir süreç ise her alanda çeşitli sıkıntıların yaşanmasına, olumlu gidişin sekteye uğramasına neden olur.
Bu nedenle ben temkinli izlemede durmaya devam ediyorum. Olası yükselişleri yabancı satım fırsatı olarak kullanmaz, alımlarını arttıracak olursa, o zaman endişelerim dağılmaya ve yeniden daha pozitif düşünmeye başlarım.
ABD'de Sıkıntılar Sürüyor!
Trump'ın tarife belirsizlikleri de henüz netleşmedi. Vergilerinizi 1 Ağustos'tan itibaren şu oranlara çektik diye Trump imzalı mektuplar ülkelere yollanıyor ama, henüz seri anlaşmaları duyamıyoruz.
Diğer taraftan en yakın Trump destekçisi Elon Musk kendi partisini kurdu. Yani ABD dışarıda tarifelerle bir kriz yaratmışken, içeride de kendi siyasi krizini yaşamaya başlayabilir. Şimdilik borsaları ilk tarife düşüşleri sonrası tepki verip yeni zirveleri gördü ama yeni risk ve krizlere karşı aynı şekilde gücünü korur mu, yoksa yeni bir realiazasyon sürecine mi evrilir bu belirsizlik de önümüzde duruyor.
Trump tarifeleri Nisan'da açıklanınca gelişmiş borsalar çok sert kayıplar yaşadılar. Ama sonrasında bunu telafi edip yeni zirveleri görmelerine rağmen, BIST bu fırsatı kendi içimizde yarattığımız siyasi gerilimler ve faiz artışı nedeniyle kaçırmıştı. Umarım daha fazla fırsat kaçırmayız.
Hepinize sağlık ve bol kazanç dilerim.
Saygılarımla
Aydın Eroğlu
Stratejist
Finans Yazarı
www.borsaanalizci.com
Twitter: @aydineroglu_