Umarım böyle olmaz! Peki neden bahsediyorum? İzah edeyim.
30 Haziran'da CHP kurultayının iptal davasının duruşması var. Kurultaya hile karıştı iddiası ile açılan davadan mutlak butlan kararı çıkacak olursa siyasette çok gergin bir sürece girebiliriz. Nedir mutlak butlan? İddia edilen eylemin, kararın, sonucun, seçimin vs. yok sayılmasıdır. Yani bu kararla ilgili kurultay yok sayılacak olursa, CHP yönetimi Kılıçdaroğlu ve ekibine iade edilebilir. Eğer Kılıçdaroğlu ben yokum, görev kabul etmiyorum derse, yeni kurultay seçimi kayyum vasıtası ile yapılma kararı çıkabilir. Bu süreç de kayyum ile geçer.
Mutlak butlan kararı çıkar, Kılıçdaroğlu şu anki yönetimle uzlaşma içinde hemen yeni bir kurultay kararı alırsa olumsuz etkileri daha sınırlı olur. Ama, ben böyle bir karar çıkarsa, en kötüsü kayyum atanması ihitmali başta, Kılıçdaroğlu ekibinin yeniden başa gelmesini piyasalar için oldukça olumsuz bir sürece neden olur diye görüyorum. Çünkü partide yönetim değişirse, artık parti içi teşkilat atamaları, olası seçimlerdeki belediye başkanı ve genel seçimde cumhurbaşkanı adayı genel merkez tarafından belirlenir. Mitingler, muhalefet amaçlı harcamalar hepsi genel merkezin belirleyeceği şekilde olur. Kısacası böyle bir değişim halinde hemen uzlaşma ile yeni seçimli kurultaya gidilmezse parti kilitlenir. Hatta mevcut ekibin tasfiyesi kararları alınırsa partide bölünme yaşanır.
CHP belediyelerine yönelik en tepeden tüm Türkiye için durum vahim açıklaması yapıldı. Yani İstanbul Belediyesi için yapılan operasyonların benzerleri ülkenin diğer şehirlerinde de başlayacak olursa, böyle bir ortam bir de kurultay iptali kararı çıkar ve sonrasında da bunlar yaşanırsa, muhalefetin rüzgarı arkasına almış en güçlü partisi için hiç de iyi bir süreç olmaz. Mansur Yavaş'tan da sosyal medyaya düşen haberler doğru ise, Kılıçdaroğlu'na tepki gösterilmiş. Eğer partinin başına geçmeye kalkarsanız bu partiyi böler. Böyle bir durumda ben siyaseti bırakırım demiş! Haydi buyurun bakalım. Diğer cumhurbaşkanı adayı görülen ülkenin ikinci en büyük belediyesinin başındaki kişi de ben yokum derse, bu ortam kime yarar?
İşte böyle bir süreç başlarsa, muhalefetteki dağınıklığı fırsat olarak kullanıp baskın bir seçim kararı duymak şaşırtıcı olmaz. Ama böyle bir baskın seçim yine de hemen değil de, CHP'nin tüm il ve ilçelerinde kongre kararı alınıp, parti teşkilatları tümden el değiştirdiği, bunun yaşanması halinde parti içi kavgaların zirveye çıktığı, bölünmelerin yaşandığı ortamda olur görüşündeyim.
İşte köprüden önce son çıkış mı demem bu nedenle! Böyle bir sürecin başlaması riski yerli ve yabancı yatırımcıyı ürkütebilir. Öncesinde, ya da mahkemeden mutlak butlan kararı çıkması halinde yerli-yabancı bu endişe ile borsadan çıkmayı tercih edecek olur ve yine dövize yöneliş başlarsa, kurlarda aynı 19 Mart sonrası olduğu gibi yeni bir yükseliş hareketi yaşanma riski olur. Böyle bir kur yükselişi enflasyon ve faiz indirim beklentilerini aynı 19 Mart sonrası olduğu gibi yine ters yüz edebilir. Faiz indirimi beklentisi yeniden ötelenme riski taşır. Hatta eğer hızlı bir kur artışı yaşanacak olursa, faiz inecek derken, yeniden bir faiz artışı karşımıza çıkabilir.
Mevduat ve kredi faizlerinde yeni bir artış artık ekonomiyi de, şirketleri de çok ciddi olumsuz etkiler. Ben böyle bir süreç olası seçim-siyasi planlar için bile göze alınmayabilir diye düşünüyorum. Bu nedenle en azından 30 Haziran'da duruşmanın eylül-ekim gibi ileri bir tarihe erteleme kararı çıkmasını bekliyorum. Önce temmuz ve sonraki aylarda beklenen faiz indirimleri yapılır. Enflasyonda düşüş desteklenir. Ekonomide canlanma başlatılır, borsa yükselişlere sahne olur, Halkbank ve CAATSA yaptırımlarında olumlu gelişmeler yaşanır, belki yeni not artışları görülür, piyasalar normalleştikten sonra çıkacak bir kurultay iptali kararının olumsuz etkileri daha kontrollü olabilir.
Ama tabii mahkemeler bağımsızdır. Hakimler siyasi iktidarların değil, kendi kararlarını verirler. Hukukun gereği neyse, bunun dış etkilerini düşünmeden karar alırlar. Yani normali böyledir. O nedenle olası mutlak butlan kararı alınacaksa, piyasa etkileri düşünülür mü bilemem!
Eğer 30 Haziran'da duruşma ileriki aylara ertelenirse ya da dava düşerse bunun borsaya etkisi olumlu olur. Davanın reddi, düşmesi daha olumlu etkiler. Ertelenmesi ise sınırlı olumlu etkiler. Çünkü ertelense de risk yine sürüyor olacaktır.
Ama mutlak butlan yönünde bir karar çıkacacak olursa, sonrası için yaşanacak gelişmelere göre riskleri de yukarıda yazdım. Olumsuz süreç beklentisi olanlar için köprüden önce son çıkış satışları artabilir. Kapanış yine eksilerle olur. Olumlu süreç beklentisi olanlar için de olası düşüşler alım fırsatı olarak kullanılabilir. Hatta günün sonunda alımların artarak kapanışın olduğunu görebiliriz.
Olası ihtimalleri yazdım. Köprüden son çıkış mı değil mi, kişisel kararlarınızı verip buna göre davranmanız gereken bir gün olduğu için umarım doğruyu bulursunuz. Ben ikilemler yaşıyorum. Düşüncem iptal kararı çıkacak olsa bile, bu ileriki duruşmalarda alınacak bir karar olacaktır. O nedenle bugün olası düşüşlerde yeni öneriler yapmayı düşünüyorum. Ama bunu yapabilir miyim bilemiyorum.
Piyasaları olumsuz etkileyecek bir mahkeme kararı halinde endeks 9000-8900 desteğini kırarsa düşebileceği teknik risklere önceki yazılarımda yer verdim, o nedenle yeniden yazmaya gerek duymadım.
Hepinize sağlık, bol kazanç ve iyi bir hafta sonu dilerim.
Saygılarımla
Aydın Eroğlu
Stratejist
Finans Yazarı
www.borsaanalizci.com
Twitter: @aydineroglu_