Herkese günaydın.
Kısa tatilimi tamamladım ve bugün ekran başında sizlerleyim. Olmadığım iki günde de maalesef borsa düşmeye devam etmiş. Zaten gitmeden evvel borsada satış baskısına dikkat çekiyordum. Bu baskı sürmeye devam etmiş. Bir kurumdan gelen satışlar yine sürmüş. Teknik tablolarda olası alt riskleri görebilirsiniz.
Dış Piyasalar BIST'e Destek Olur Mu?
Geçen hafta bir anda kafası atan Trump, AB'ye tarifeleri %50 olarak haziranda uygulamaya alacağını söyleyince dış borsalarda satışlar görmüştük. Aynı Trump şimdi de AB'ye %50 tarife uygulama tarihini 9 Temmuz'a erteledi. Bu kararla AB'de Fransa hariç borsalar ve ABD borsaları yükseliş tepkileri veriyorlar.
Bu tablo bugün BIST'deki düşüşe fren olabilir. Ama bu konuda tam emin değilim. Çünkü BIST yabancı payı %35.16 seviyelerinde. Yani ciddi düşük. O nedenle dış piyasalara göre davranan bir yabancı yatırımcı etkisi bizde olmayabilir. Kaldı ki, bizde zaten bir süredir yabancı satıyor. Olası yükselişleri de yeniden satmak için kullanıyor.
İyi de neden peki? Nedenlerini aylardır, yıllardır yazıyorum devamlı. Biz ekonomide sıkı para politikasını sadece TCMB uygulamalarına bırakıyoruz. Bir de nereye vergi getirsek, maliye kontrolleri ile nasıl vergi gelirlerini artırsak diye hesaplar yapıyoruz. Ama asıl kamunun da en azından ortam düzelene kadar harcamalarını kısması gerektiğini bilmemiz gerekir. Ama EYT'lerin ilkinden sonra ikincisini de çıkarttık. Ev hanımlarını da nasıl emeklilik hakkına dahil ederiz diye çalışıyoruz. İyi de ülke insanları erken yaşta emekli yapacak kadar, hiç prim yatırmamış ev hanımlarına emeklilik maaşı bağlayacak kadar zengin mi?
Tabi ki bir ülke vatandaşlarına emeklilik hakkı vermeli. Vatandaşlarının sosyal güvencelerini arttırmalı. Ama bunun için devlete prim katkısı olanları öncelikli tercih etmeli. Çalışma yaşı emeklilik maaşı almak için hiç bir şekilde düşürülmemeli. Hiç prim yatırmamış bireylere ise, ancak kamu maliyesi kaynakları fazlası ile yeterli ise maaş bağlanmalı. Yoksa maaş olarak verilen maddi kaynaktan çok daha fazlası zam, vergi, hayat pahalılığı, gelir erimesi, paramızın pul olması, yeni kdv ve ötv zamları olarak ceplerden daha fazla paranın gizli bir elle çekilmesine neden olur. Ayrıca yıllardır çalışıp devlete çok ciddi prim ödemiş kişilerin aldıkları emeklilik maaşlarının devamlı düşmesi ve enflasyona ezilmesi de adaletsizlik yaratıyor. Devlet emekli yapacağım dediği kesime kaşıkla verdiğini, diğer herkesten kepçe ile geri alıyor. İşte bu nedenle siyasi hedeflere hizmet edecek emeklilik sistemi kesinlikle yanlış olur. Ki, öyle de oluyor. EYT'lerin yarattığı yükü karşılayacak kaynakları yaratamıyoruz. Üretime, eğitime ayıracağımız kaynaklar, faiz yüküne gidiyor. Bu nedenle devlet üretime yönelik harcamaları dışındaki tüm yatırım ve harcamalarını bir süre durdurmalı. Ekonomide istikrar oluşup, enflasyon düşmeye başladıktan, faizler de bu düşüşü takip ettikten uzunca bir süre sonrasında harcamalar yeniden arttırılabilir. Yoksa bu gidiş her alanda yanlış yere doğru hızlanmamıza neden oluyor.
Savaşan ülkelerde bu enflasyon ve faizler yokken bizdeki rakamları izah etmek sadece ekonomi sınırlı kalamaz. Yanlış kararların, uygulamaların yansımalarının etkilerini görüyoruz. Enflasyon düşmeden devamlı düşürülen faiz politikasının yanlışlığını ısrarla yazdım. Bu yanlış kurları enflasyonu patlatınca tüm ayarlarımız şaştı. Üstüne kur hareketini bastırmak için KKM denen ikinci büyük bir yanlış başlattık. Onun da zararlarına ve olası risklerine ogünlerde fazlası ile dikkat çektim. Nitekim bunu da gördük. Sonra ne oldu, ısrarla ve inatla düşüreceğiz dediğimiz faizleri çok daha yüksek seviyelere yine önceki kararları alanlar çıkartmak zorunda kaldılar. Yani tüm bunlar aynı iktidar tarafından uygulanıyor. Ama açıklamalara bakınca yanlış yaptık diyeni de sorumluluğu üstüne alanı da hiç görmüyoruz.
Ekonomi ve finansmanda bu denli sıkıntılarımız varken, üstüne 19 Mart sonrası siyasi ve yargı gerilimlerinin de içine düşmüş durumdayız. Siyasi parti başkanları, cumhurbaşkanı adayı belediye başkanları, çok sayıda CHP belediyesi başkanı ve temsilcisi gözaltına ve tutuklu. Belediyelere kendi meclis yönetimi içinden yeni başkan atanması yerine kayyum atamaları hala görülüyor. Tabii ki, suç işlediyse herkes yargılanabilir. Ama bu zamanlamalar normal mi? Ya da yargılamalar tutuksuz da olamaz mıydı? İktidarın da zamanında büyük şehirlerdeki belediye başkanları için çok ciddi iddialar vardı. Hem de bu iddialar yine iktidar içindeki kişiler, hatta meclis başkanlığı bile yapmış kendi üyeleri tarafından yapılmıştı. Peki o günlerde de yargıdan aynı uygulamaları gördük mü?
İşte tüm bunlar güven kaybına neden olup, piyasaları bozuyor. Not artışları bekleyeceğimiz dönemde, yine kur, enflasyon ve faiz artışları sürecine soktuk ülkemizi. Üç ay önce notlarımız bu dönemde yeni artışlara sahne olacak diye beklerken, ülkeyi bir anda soktuğumuz ortam yüzünden yeniden not indirimi uyarılarına muhatap olduk. Bir arada eksi 65 Milyar Dolar'a düşen rezervlerimizi, tam yeniden artı 60 Milyar Dolar'a getirdik demişken, yeniden hızlı bir rezerv erimesi yaşadık. Tüm bunlar neden yaşanıyor konusunu doğru sorgulamayı artık bilmeliyiz.
Ekonominin başında yeniden değişim spekülasyonları yapılıyor. Bunların da piyasa üzerinde olumsuz baskısı olabileceğini düşünüyorum. Yani yabancı yatırımcı tanıdığı Mehmet Şimşek değişecek mi acaba diye tedirgin olduğu için son dönem yabancı satışları sürüyor olabilir. Bana göre de sıkı para politikalarını maliye politikaları ve kamu tasarruf planları ile destekleyememiş olması Mehmet Şimşek için ciddi bir başarısızlık. Ama bunun gerçek nedenleri sadece Sayın Şimşek'e bağlamak doğru mu? (Ekonominin yönetimi konusundaki spekülasyon, bayramdan sonra kabine değişikliği yapılacağı ve bu değişim içinde ekonomi bakanı da değişeceği yönünde. Hatırlarsanız birkaç ay önce de bu spekilasyon vardı. Ama o zaman bakanların maaş haklarının baki olması için, aynı millet vekillerinde olduğu gibi 2 yılı tamamlamaları gerektiği, bu nedenle bu yönde gelen talep yüzünden kabine revizyonu için haziran ayının bekleneceğini yazmıştım. Şimdi bu süre yaklaşıyor diye aynı kabine revizyonu spekülasyonu yeniden konuşuluyor. Bu da satışların nedeni olabilir.)
Adil bir vergi sistemi sağlanmalı, tüm kazananlardan vergisi tabi ki alınmalı. Ama bunu hedeflerken, vergi ve prim af uygulamalarına artık bir son verilmeli. Konut ve gıda enflasyonu çözülmeli. Yüksek katma değerli üretim ve gıda üretim reformu başarılmalı. Konut yatırım alanı olmaktan çıkarılmalı. Konut barınma amaçlı bir yatırım olmalı. Birden çok konut sahipliği çok ciddi vergi yüklerine tabi olmalı. Yabancıların çok sayıda konut alması engellenmeli. Bu şekilde alınan ve boş tutulan konutların sosyal hayatın dengelerini, kiraları nasıl bozduğu görülmeli.
Bu sorunların kur artışları ile çözülemeyeceği, yüksek faiz nasıl zararlı ise, suni faiz indirimlerinin de çare olmayacağı, eğitim reformu, maliye politikaları, siyaset ve yargı politikalarının da çok önemli olduğu, kamu harcamalarının ve tasarruflarının da doğru uygulanması gerektiği bilinmeli. Eşit ve adil bir yargının önemi anlaşılmalı. Bürokrasi, siyaset, eğitim kurumlarında liyakat ön planda tutulmalı.
Bu kadar yüksek faize rağmen bile artan kurları görüyorsunuz. Şimdi güven sağlayacak şeyleri yapmadan, yeni bir ekonomi kadrosu değişikliği ile faizleri indirmeye kalkarsak ne olur? Bana göre, kurlardaki yükseliş daha da hızlı olur. Bu da enflasyonu yeniden tetikler.
Bugün tekrarladığım ama çok önceden beri süren sorunlar halen sürüyor. Sürdüğü için şu an borsaya rakip çok ciddi bir faiz var. İşte hal böyle iken, Trump'ın AB'ye yönelik tarifeleri erteleme kararının yurt dışında yarattığı alım tepkileri BIST'de görülmeyebilir. Kısacası sorun BIST'de değil. BİST kendi özelinde bana göre çok ucuz. Hisseler çok ciddi potansiyel taşıyorlar. Ama sorun olan güven. Bunun da nedenlerinin bir kısmını bugün yine yazdım. Bunları düzeltirsek, o zaman BIST dışarıdan daha bile pozitif ayrışma potansiyeline sahip. Ama bunu yapamazsak, maalesef yine aynı kısır döngülerden çıkamayız. Satış baskıları da devam eder.
Neyse, artık bitirmem lazım. Yine çok uzattım. Ama düşüş hisseler pahalı diye olmuyor. Bunu bilmenizi istedim. Buna rağmen düşmeye devam edebiliriz. Ama dikkat çektiğim alanlarda yaşanacak olumlu gelişmeler nedeniyle bir anda yükselişe yönelik alımları da görebiliriz.
Hepinize sağlık ve bol kazanç dilerim.
Aydın Eroğlu
Stratejist
Finans Yazarı
www.borsaanalizci.com
Twitter: @aydineroglu_
Saygılarımla
Aydın Eroğlu
Stratejist
Finans Yazarı
www.borsaanalizci.com
Twitter: @aydineroglu_