Trump büyük bir vergi indirimi hazırlığında. Ama bu kararla ABD'nin borcunun da 3- ile 5 Trilyon Dolar borç artışı getirmesi bekleniyor. Bu nedenle zaten tarifelerle ekonomi ve faizler üzerinde yaratılan belirsizlik, bir de vergi indirimleri ile daha da artabilir. İlk anda bakınca şirketler için vergi indirimi olumlu görülebilir. Ama devletin vergi kaybının telafisi sadece artan tarifelerle kazanılamaz görüşündeyim. Bu nedenle vergi indirimi kararı alınırsa sonraki aylarda devletin borçlanmasında artış yaşanmasını, borç limiti artışı yasalarının gündeme gelmesini, hatta sonraki aylarda yine temerrüte düşme gündemlerini duyacağımız görüşündeyim.
Bu riskler nedeniyle Moody's'in not indirimi yaptığını düşünüyorum ki, zaten büyük bütçe açıkları, kamu borcunun ve faiz yükünün artmasına dikkat çekmişti. İşte bu nedenle on yıllık ABD tahvil faizleri yükseliş baskısı yaşıyor. Eğer %4.59 seviyesi aşılacak olursa, yeniden %4.81'e doğru bir atak görme riski mevcut. Bu esnada Dolar Endeksi DXY'nin de 100'ün altında 97.50 - 96.50 ve 95.80'lere doğru düştüğü görülebilir. Yani DXY 100 altında kaldıkça bu düşüş desteklerine doğru inerken, diğer tarafta on yıllık ABD faizleri, ons altında ve paritede yükseliş görülebilir. Büyük sermaye ABD'de yaşananlar yüzünden kendisine yeni adresler arıyor. Bir süredir ons ve euro bu adreslerden oldular.
Bu tedirginlik onsta yeniden bir alım yaşatıyor. 3348$ seviyesi geçilecek olursa, ons gördüğü zirveleri yeniden geçmeyi test edebilir. ABD rakamlarında düşündüklerim yaşanacak olursa, güvenli liman arayan para uzunca bir süre ons altında kalmaya devam edebilir. Normalde Trump ülkesini bu maceralara sürüklemese ons için 3200$ altında geri çekilmenin sürmesini bekliyordum. Ama fazlası ile riskler yaşanırken, Trump'ın vergi indirimi hazırlığı yeniden ons altını cazip hale getirmiş olur.
İşte gelişmiş ülkelerde bu sorunları yaşarken, yüksek faiz veren bir ülke var. Türkiye! Dünya ve bölge için önemli birçok savaş ve gerilimi çözmek için aracılık yapan, ülkemizde tarafları toplayan ülkemizin jeopolitik önemine zaten her zaman dikkat çekiyorum. Ama bizdeki sorun, tam da dünya genelinde iki taraf olan Çin ve ABD dahil yatırımları çekme imkanımızın en iyi olduğu bir süreçteyken, kendi içimizde siyaset ve yargı kararları ile hem iç piyasamızı, hem de yabancı yatırımcıları tedirgin ettik. Eğer bu tabloyu düzeltirsek yeniden sermaye yatırımlarının gelmeye başladığını görebiliriz. Ama bunun için önce kurdaki baskı durmalı, enflasyon yeniden düşüşe dönmeli, tabi ki devamında faiz indirimleri yeniden başlamalı. Bunu başarabilirsek, temmuz ayından itibaren ortamın yeniden pozitife dönmeye başladığını ve sermaye girişlerinin yeniden arttığını görürüz.
Ama demokrasi, yargı ve siyaset içine düştüğü risklerden bir an önce çıkmalı. Dünyanın yarattığı fırsatları bu sefer kaçırmamalıyız. Umarım bunu başarırız. Yoksa yeni çıkışlara neden olacak gelişmeler halinde kur, enflasyon ve faiz artışları kaçınılmaz olur. Bu da ekonomiyi küçültmeye başlar. İlk çeyrek bilançolar bu uyarıyı yaptı. Umarım bu uyarı görülür siyasi hedefler tüm ülkeyi sıkıntıya sokmaz.
Bu arada BOFA eliyle BIST'de sürekli bir satış yaşanıyor. Yani dikkat çektiğim kendi elimizle yarattığımız tedirginlikler yabancının ciddi bir çıkış yaşamasına neden oldu. Hala da birileri çıkmaya devam ediyor. BIST hernekadar ucuz desek de güven her şeyden önce geldiği için, bu satışları görüyoruz. Ama 19 Mart sonrası görülen kur artışları kısmen kontrol altına alınıp, rezervlerde yeniden artış başlaması sonrası alım yapan yabancıların da olduğunu görüyoruz.
Çevremizde jeoplitik riskler hala çok yüksek. ABD Dışişleri Bakanı Rubio, Suriye'de merkezi hükümet haftalar içinde çökebilir, ülke çok derin bir bölünmeye gidebilir uyarıları yaptı. Ama aynı zamanda da ABD ile AB Suriye'ye uyguladıkları yaptırımları kaldırma kararları alıyorlar. Kısacası çelişkili gelişmeler görüyoruz. Ama Rubio'nun dediği gibi bir gelişme olursa, yani biz çözüm beklerken Suriye yeniden bir iç savaşa sürüklenirse, bunun etkileri bizi de birçok alanda olumsuz etkiler.
Rusya-Ukrayna savaşının bitmesi, Suriye'de iç savaş değil de barışın hakim olması halinde, hem Ukrayna'da, hem de Suriye'de büyük bir yatırım süreci başlayacak. Türkiye ve Türk şirketleri bundan en büyük payı alacaklar. Bu gelişme bizim büyüme rakamlarımızı da ekstra yukarı çekecek ortam yaratacak.
Tekrar ediyorum, bu fırsatı kaçırmayıp yeni bir adres olarak parlarsak, sermaye akışı kaçınılmaz olur. Ama bu fırsatı da kaçırırsak, bu durumda yeni enflasyon ve faiz artışları, arkasından da ciddi bir ekonomik daralma yaşanır. Umarım doğruyu tercih ederiz. Ama şimdilik böyle bir ortamda en az %50 nakit durmak para piyasalarında faiz gelirine yatırım yapmak tedbirli bir duruş olacaktır.
NOT: 11:00'de A Para Tv. canlı yayın bağlantım olacak...
Hepinize sağlık ve bol kazanç dilerim.
Saygılarımla
Aydın Eroğlu
Stratejist
Finans Yazarı
www.borsaanalizci.com
Twitter: @aydineroglu_