Bayram dönüşü bıraktığımız gibi yeni bir Kuzey Kore krizi ile karşılaşmıştık. Üstüne bir de dün açıklanan enflasyon verilerinde yeniden yükseliş sinyalleri gelince, BİST gayet normal bir kâr satışına sahne oldu. Bu seviyelere ulaşmış bir BİST'de bu tarz kısmi düzeltmeler çok doğaldır. Bu kısmi kâr satışları genel trendi bozmaz. Bilakis daha da güçlenmesine imkan veirir. Çünkü dikkat ederseniz, her seferinde destek seviyeleri yükselen bir tren içinde kar satışları yaşanıyor.
Enflasyon Artık Gündemden Düşmeli!
Yıllardır yanlış olan yüksek faiz düşük kur politikaları nedeniyle üretimi öldürüp, ithal cenneti haline getirdiğimiz bir ekonominin bir anda bu enflasyon illetinden kurtulmasını kimse beklememeliydi zaten. Hatta yazılarımı okuyanlarınız bilir; enflasyon için üretim şart diye yazarım devamlı. Üretimi başarmak için de faizler düşük, kur ise gerçekçi olmalı diye altını da çizerim. Ama bu politika değişikliğine gidilince, mevcut ekonominin ara mal ithalatı ile beslenen bir montaj ekonomisi olması sebebi ile, ilk anda artan kurların etkisi ile ara mal girdi maliyetleri artacağı için enflasyona etkisi olumsuz olacaktır uyarılarımı da yapmışımdır.
Ama düşük faizli yatırım kredileri ile katma değerli her türlü üretimi arttırabilirsek, her türlü gıda üretiminde fiyatları aşağıya çekerek üretim artışı sağlarsak, ortaya çıkacak rekabet nedeniyle zaten enflasyon düşecektir. Aynı zamanda ara mal üretimini başarınca, ara mal üzerindeki kur enflasyonu da azalacaktır.
Lakin bu geçiş döneminde, yani başta gıda ve ara mal üretiminde doğrudan yatırımlar artıp da, üretim bolluğuna erişinceye kadar aradaki enflasyon artışını en baştan kabullenmek gerekir. Üretim için önerilerimi yaparken hükümetin en başta bu politika değişikliğini ilan etmesini ve 3-5 sene yüksek gelebilecek enflasyonu kabulleneceklerini halka anlatmasını tavsiye ettiğimi bilirsiniz. İşte şimdi bu konunun önemini görüyoruz.
''Faiz ve Enflasyon Sarmalından Nasıl Kurtuluruz?'' 17/07/214
''Üretmek Tüm Krizlerden Korur!'' 21/08/2014
Linklerini paylaştığım yazılarım, bu konudaki bir çok yazımdan iki tanesi. Lütfen zaman ayırıp, okuyunuz.
''Üretmek tüm krizlerden korur ama laf üretmek değil!'' dediğimi de bilirsiniz. Maalesef biz şimdilik üretimde laf kısmı ile daha meşgulüz. Rus uçağının düşürülmesi, güney doğumuzda yaşadığımız şehir terörleri, tüm yurtta yaşanan bombalı terör eylemleri, hain bir darbe girişimi, FETÖ temizliği nedeniyle tüm kamu bürokrasisinin toz duman olup, bir çok işin aksaması, Suriye'deki savaşa dahil olmamız ve bizim için yarattığı riskler, siyasi olarak başta Almanya olmak üzere AB ile yaşadığımız sorunlar başta olmak üzere, bir çok konudaki olumsuz gelişmeler nedeniyle son üç yıldır özel sektörün yatırımlardan kaçındığını görüyoruz.
Aynı zamanda da tüm bu gelişmeler nedeniyle, yıllardır geriye döndürmeye çalıştığımız beyin göçü sorununda ise, son iki yılda tam tersi bir olumsuzluk içine girmiş bulunuyoruz. Bir kaç sene öncesine kadar, tam da beyin göçü azaldı hatta geri dönüşler başladı diyecek iken, son iki yıldır inanılmaz bir beyin göçü sürecine girmiş durumdayız. Çevrenize bir bakın, gençlerin okul ve ülke tercihlerine bakın ne demek istediğimi hemen anlayacaksınız. Bu sorunun olumsuzluklarını önümüzdeki yıllarda daha çok hissedeceğimize de emin olun.
Ama Yine de!
Tamam bu tespitler böyle ama yine de, bu yaşadığımız borsa düşüşünün bunlarla ilgisinin çok az olduğunu düşünüyorum. Tamamen gündem etkili geçici bir durum yaşandığı görüşündeyim. BİST'in yeni rekorlar kırması konusundaki beklentilerimde bir değişiklik yok. BİST 104.000 civarı desteklerini aşağıya kıracak olursa BİST için beklentilerim bozulur. Yoksa 110.500 seviyesine yükselmiş bir BİST, 108.736 seviyesine düştü diye korkuya kapılıp, olumsuz hikayeler yazmayı doğru bulmuyorum. Belki dün yaşadığımız düşüş kısmi bir düzeltme olacak şekilde biraz daha devam edecek olabilir ama bu bile benim açımdan sorun yaratmayacak teknik bir durum olur.
Büyüme Verisi Moral Verebilir!
Cuma günü açıklanacak büyüme verimiz moral verebilir. O nedenle bugün ya da yarın alımların geldiğini görebiliriz diye düşünüyorum. Ama 9 Eylül'deki kutlamalarında Kuzey Kore yeni bir gerilim daha yaratır mı diye bir korku nedenimizin de olacağını belirtmek istiyorum.
Yaz bitince Eylül ayı biraz dalgalanmalar yaratır. Ama sonrasında yıl sonu beklentileri ile borsalarda yükselişlerin başladığı döneme girilir. Bu her zaman bire bir tekrarlanmasa da, bu döneme girmek üzere olduğumuzu da bilmenizi isterim. 40.000 puan yükselirken her şey iyi derken, 2.000 puan geri çekilince her şey kötü hikayeleri yazmak doğru değildir. Lütfen gelişmeleri daha geniş bir açıdan değerlendiriniz.
Hepinize bol kazançlar dilerim.
Saygılarımla
Aydın Eroğlu
Stratejist
Finans Yazarı
www.borsaanalizci.com
Twitter: @_Stratejist_