Açıklanan ABD Eylül FED tutanaklarında, ekonomideki düzelmeden net olarak emin olmadan faiz artışına gitmenin yanlış olacağı görüşünün hakim olduğunu görüyoruz.
Dün açıklanan sanayi üretimi verilerimizde de hepimizi şaşırtan ekstra büyüme oranları gördük. Dayanıklık tüketim malları üretiminde % 11 gibi oran ekonomi için çok iyi görüntülerdir. Bu artış ekonominin potansiyelini gösteriyor. Çevremizdeki yangına, içerideki terör olaylarına ve seçim riskine rağmen gelen bu sanayi büyümesi hükümet kurulmasıyla birlikte bir anda büyümenin hızlanabileceği izlenimini veriyor.
Seçim sonuçlarına yönelik gelen anketlere göre tek başına iktidar ihtimalinin güçlenmesi, seçimden nasıl bir tablo çıkarsa çıksın her şekilde bir hükümet kurulacağı yönündeki açıklamalar, siyasilerden bu yönde gelen ifadeler risk iştahını arttırmaktadır. Bu gelişmelerle birlikte özellikle kurlarda düşüşler görüyoruz.
İşte tüm bu gelişmeler BIST'in lehine gelişmelerdir. Eğer seçimlerden sonra hızlı bir reform hükümeti kurulursa ki, benim yeni bir seçime hazır olun başlığı attığım yazımdan beri yeni seçimden tek başına iktidar beklediğimi biliyorsunuz. Yanılsam ve koalisyon şartı çıksa da, yine de hükümet kurulmasını beklediğimi de yazıyorum. Hükümeti Ak Parti tek başına kurarsa, bankacılık sektörü kamu bankalarının öncülüğünde hızlı yükselişini sürdürebilir. Ama koalisyon şartı çıkarsa, o zaman kamu bankalarında kar realizeleri görülebilir. Neden böyle düşündüğümü önceki yazılarımda bir kaç kez tekrarlamıştım. Koalisyon olursa, kamu bankalarındaki krediler sorgulanabilir. Bu durumda eğer bilmediğimiz sorun varsa diye, ilgili bankalar üzerinde satış baskısı olacaktır. Ama iktidar tek başına oluşursa, bu takdirde bu sorgulama olmayacağı için, bana göre mevcut bilançolarına göre fiyatları düşük kalan kamu bankaları daha hızlı tepkiler verecektir ki bu yönde işaretleri görüyoruz.
Ama bu sefer bu şansı ıskalamamalıyız. Tek başına bir iktidar çıkmalı ama başkanlık sürecini tetikleyecek oranda bir başarı çıkmamalıdır. Güçler ayrılığı ilkesine bağlı bir hükümet en faydalı hükümet olur. Eğer dünyada henüz ABD ve bir-iki Avrupa ülkesi dışında net büyüme görüntülerinin başlayamadığı, enerji fiyatlarının daha uzun süre düşük kalacağının söylendiği bu ortamda hızlı bir reform hükümeti kurarsak Türkiye bir anda güvenli liman olarak anılmaya başlar. Doğrudan yatırım girişleri hızlanır. Büyüme oranlarımız beklentilerin üstünde revizelerle artmaya başlar. Bu durum BIST'e ve Türk tahvillerine olan ilgiyi arttırır.
Ancak dediğim gibi bunun şartı seçim sonuçları ve kurulacak hükümetin öncelikleri olacaktır. Öncelik başkanlık sistemine geçiş olursa, bir çok sıkıntıyı da beraberinde getirecektir. Ama öncelik ekonomide, anayasal haklarda, yargıda, güçler ayrılığında, eğitimde ve katma değerli üretimde olursa, yapılması gereken reform hareketi başlatılabilirse o zaman BIST ve Türkiye tüm dünyanın hedef yatırım alanı olur.
Şimdilik seçimlerden evvel 80.000 endeks seviyesini önemli bir direnç olarak görüyorum. Bu seviyelere yaklaştıkça kar realizasyonlarının yaşanması çok doğal olur. Diyelim ki, bu direnç ortamın desteği ile kırıldı, o zaman 81.200 seviyesi bir üst direnç olarak görülecektir. Kısacası alımlardan ziyade eldekilerin kar realizasyonlarının düşünülmesi daha doğru olur. Seçim sonucunu gördükten sonra, ekstra alım planları yapmak daha az riskli olacaktır. Ayrıca da, FED riski bitti denemez. Çok yakında yine gündem alacaktır.
Hepinize iyi hafta sonları dilerim.
Saygılarımla
Aydın Eroğlu
Stratejist
Finans Yazarı
www.borsaanalizci.com
Twitter: @_Stratejist_