Bence arka arkaya gelen kredi derecelendirme kurumları uyarılarının hepsi, siyasi olarak yapılıyor. 27 Ağustos tarihinde yapılacak olağanüstü AKP kongresinden çıkacak AKP'nin yeni kadrolarının, onlar için de yeni AKP'nin başlangıcı olmasından korktuklarını düşünüyorum! Çünkü ben de bundan çekiniyorum!
Bilmem ne demek istediğim anlaşılabildi mi? Hemen açayım;
* Piyasalarda özellikle yabancıların çok itibar ettiği, yeni kabinede olmasını çok istedikleri bakan Ali Babacan geçen hafta soru üzerine asyabank için bir söz etti, sözün dumanı kurumadan Yiğit Bulut, Babacan'ın Asya Bank için söylediklerini yalanladı hatta, yatırımcılara bunlara inanmayın diyerek, SPK'yı bile göreve çağırdı.
* Seçimlere gün kala bakan Zeybekçi, ''Bundan sonra başbakan olmaz, bakanlar kurulu başkanı olur!'' dedi. Cumhurbaşkanının bakanlar kurulunu başkanlığı altında toplamayı rutine çevireceğini söyledi.
* Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, görev süresinin 28 Ağustos'ta dolması sonrası partisine dönmenin en uygunu olduğunu söyledi. Ama aradan iki saat bile geçmeden AKP sözcüsü Hüseyin Çelik tarafından AKP'nin olağan üstü kongre tarihi olarak 27 Ağustos olarak açıklandı.
İşte benim için en önemli belirsizlik bu gelişmeler nedeniyle artık siyasidir. AKP'nin yeni yapısı ve kadroları bir çok stratejimizi değiştirebilir. Yoksa Türkiye'nin ekonomik verileri, döviz rezervlerimiz, dünya petrol fiyatları, cari açığın durumu, mevcut kur seviyesi, hatta faizlerin düzeyinde olabilecek ekstra yükseliş ya da düşüşler bile not indirimi için gerçek manada bir risk taşımıyorlar diye düşünüyorum. Ancak, AKP'nin oluşacak yeni kadroları çok ciddi bir risk unsuru olabilir. Eğer yeni kadrolardan Abdullah Gül ve Gül'e yakın kişiler dışlanırsa, Babacan uzak tutulursa, bu kişilerin tavırları çok önemli olacaktır.
Eğer bahsettiğim kişiler ve onlara yakın olanlar dışlanmaya sessiz kalırlarsa, bu takdirde yeni kadrolarla başkanlık sistemine geçişin alt yapısının hazırlıkları başlayacaktır diye düşünüyorum. Ama eğer özellikle isimlerine dikkat çektiğim kişiler yeni kadroların dışında tutulur ve onlar da buna tepki gösterirlerse, işte o zaman tüm piyasalar için en tehlikeli süreç başlıyor olur! Nedir bu süreç? Dışlananların yeni parti kurmaya kalkmaları halinde, yıllardır süren tek parti döneminin sona ermesi sürecinin başlamasıdır. Böyle bir görüntü ortaya çıkarsa, özellikle merkez sağda yeni partiler de ortaya çıkabilir. Bu görüntünün yaratacağı tedirginlik, kredi kurumlarından siyasi riskler nedeniyle not indirim kararlarının gelmesine yol açabilir!
En başından beri not inerse özellikle BIST için olumsuz olacağını yazıyordum. Ama bu düşüncelerimin içinde, parti içinde büyük bir gerilimin olacağı korkusu yoktu. Ancak, geçen haftadan beri yaşanan parti içi gelişmeler sonrası kongre sonucunu çok önemsiyorum. Bütün bir parti olarak halk oyuna güvenmek doğru olabilir ama, parti içi muhaliflerin arttığı, hatta partiden önemli kopmalarla yeni bir parti kurulması halinde halk oyuna güvenmek önemli bir risk olur. Daha basit söyleyeyim, AKP başkanlık sürecine geçisi bir bütün olarak yaşarsa bir sorun olmaz. Ama kendi içinde parçalanmalara yol açacak gelişmeler yaşanırsa, bu takdirde AKP için küçülme dönemine girileceğini söyleyebilirim. Bunun da ilk mesajını 27 Ağustos tarihli kongre sonuçlarından göreceğiz. Dikkat çektiğim böyle bir risk ortaya çıkarsa, ratingçilerin not indirimlerini görme ihtimalimiz çok artmış olur.
Eski yazılarımı bulursam yayınlayacağım, aslında 20 yıldır başkanık sisteminin doğru olduğunu savunan biriyim. Ama toplumda bir bölünmüşlük yokken, herkesi kucaklayan biri ile bu yaşansaydı çok daha rahat kabul görürdü. Mevcut ortamda çok ciddi gerilimler yaratacağını düşünüyorum. Neyse yaşayıp göreceğiz. Ama dediğim gibi özellikle AKP içinde yaşananlar, bir anda aklımızda olmayan yukarıda yazdığım risklerin ortaya çıkmasına neden oldu. Yoksa ben Türkiye'nin ekonomik veya çevre ülkelerde doğacak riskleri lehine çevirerek yoluna devam edeceği görüşündeydim.
Yani bu ortamda MB faiz indirir mi indirmez mi sorusunu ikinci planda önemli buluyorum. Öncelikle AKP kongresinin sonucunu görelim diyorum. BIST'in risklerinin azalması için 78.500 seviyesinin üzerinde kalması lazım. Eğer bu başarılamazsa, 78.500 altında dikkat çektiğim alt destek seviyelerinin görülme ihtimalini düşünerek kararlarınızı alınız. Özellikle de böyle radikal belirsizliklerin olduğu bir ortamda kredili alımlardan kesinlikle uzak durunuz diyorum.
Saygılarımla
Aydın Eroğlu
Stratejist
Finans Yazarı
www.borsaanalizci.com
Twitter;borsaanalizci.com