Hükümet kuruldu. Çok yakında yeni hükümet programı açıklanır ve başta ekonomi olmak üzere yeni bir sinerji başlayabilir. Bu durum faiz, borsa ve kurlar için olumlu bir durum. Ancak aniden gündem olabilecek ve dikkat etmemiz gereken bazı gelişmelere dikkat çekmek istiyorum!
Gelişmiş Ülkelerde Pozitif Sinyaller Artıyor!
Gelişmiş ekonomilerde son gelen veriler ABD dışında da ekonomilerde toparlanmaların arttığına işaret ediyor. Petrol fiyatının da 50 $ seviyelerine ulaşmış olması nedeniyle canlanma daha da artabilir. Bu durumda FED'in haziran olmasa da temmuzda faiz artışı yapma riski güçlenecektir. Çünkü zaten ekonomik sinyaller iyiye dönmeye başlamışken, tek yerinde duran ABD enflasyonu idi. Ama petrol fiyatları 50$ ve civarlarında durmaya devam ederse, petroldeki bu yükseliş FED'in faiz artışı yapması için istediği enflasyon artışını da peşinden getirebilir.
FED faiz artışına başlarsa, ben bunun gelişmiş ekonomilerin düzelmeye başladığı için olmasını bekliyorum. Bu durum bir süre sonra bizim gibi gelişmekte olan ülkelerin de ihracatlarına pozitif etki yapar. Yani nihayetinde bizim için de orta-uzun vadede olumlu olur. Ama kısa vadede FED faiz artışına yeniden başlıyor diye gelişmekte olan ülkelerde ilk anda yeniden bir para çıkışı yaşanabilir. Dışarıda faiz rantı yok diye bizim gibi ülkelerde borsalara ve tahvillere gelmiş olan sıcak para ile tanımlanan geçici park etmiş yabancı fonlar geri dönebilir. Tabii bu olursa, kurlarda da bu yönde tepki görülebilir. Borsada da satış baskısı yaşanabilir.
FED'in faiz artış riski sadece gelişmekte olan ülke borsaları için risk değildir. Aynı zamanda gelişmiş ülke borsaları için de geçici bir süre için de olsa, ilk anda risk teşkil edebilir. Çünkü, sıfır faizli ve bol likiditeli dönemlerde kendilerine park edecek rant yeri bulamayan paralar borsalara yönelmişti. İşte zaten bu nedenle de, özellikle resesyon yaşanan AB ülkelerinin borsalarından Dax gibilerinde, ABD Dow da tarihi endeks rekorları kırılmıştı. Tam bir çelişki yani. Ülkelerde ekonomiler resesyonda diye faiz neredeyse sıfırlanıyor, piyasalar likiditeye boğuluyor. Büyüme oranları sıfır civarlarındayken, hatta eksi iken borsa hisseleri nasıl oluyor da yükselebiliyor, endeksler rekor kırabiliyor?
Tamamen asıl yatırım alanı para piyasaları iken, bol likidite ve düşük faiz nedeniyle boşta kalan paraların borsalara yönelmiş olması ile bu durum yaşanmıştı. Gerçi FED ilk faiz artışına başlayacağım dediğinde kısmen bu paraların borsalardan çıkışını görmüştük ama, FED faiz artışı henüz çok düşük kaldığı ve devamı gelmediği için korkulacak çıkış olduğunu düşünmüyorum. İşte eğer ekonomiler düzelmeye devam ederse FED yeniden faiz artışlarına başlar. Bunun yansıması olarak tüm borsalarda anlattığım nedenlerle yaşanacak çıkışlar yüzünden bir baskı oluşur. FED faiz artışlarından en çok da ons altın olumsuz etkilenir. Tabii bu riskin yaşanması şu anda uluslar arası piyasadaki borsa yükselişlerine mani değil. Ben borsalar kısmen yükseliş yaşayabilirler ama dediğim şekilde bir ekonomik gelişme görülürse, tam ekonomiler düzeliyor derken, bir süre sıcak paranın borsalardan çıkışa geçmesi nedeniyle satışlar göreceğimize dikkat çekmek istedim!
ABD Savcısı Bharara Zarrab Dosyasını Mahkemeye Sundu!
Reza Zarrab'ı tutuklayan savcı ilk iddianamesini mahkemeye sundu haberleri basına düşmüş durumda. Bharara'nın verdiği dosyada 17-25 Aralık iddianameleri de delil olarak sunulmuş. Bizim kapattığımız dosyalar, ABD'de yeniden açılıyor. Bildiğiniz bir çok siyasilerin adı çok yakında rüşvet iddiaları ile gündeme düşebilir. Bu haberler gündeme düşünce, bizim piyasalarımızı olumsuz etkileyebilir. Dosyada adı geçebilecek bazı finans kurumları daha önce olduğu gibi baskı altında kalabilir. Bu gelişme benim için ciddi bir risk sebebi diyebilirim!
MHP Kurultayı Yapılacak!
Yargıtay, genel başkan seçimli kurultayın yapılması yönünde karar verdi. MHP yönetimi de 10 Temmuz'da kurultayın yapılacağını duyurdu. MHP kurultayının yansımaları tüm siyasi gidişimizi etkileyebilecek sonuçlar doğurabilir.
Genel başkan değişimi olmazsa, hatta üstüne bir de küskünler partiden ihraç edilmeye kalkılırsa, o zaman küskünlerin başka bir parti altında siyasi arayışlara geçmesi halinde, baskın bir seçim yaşayabiliriz. Zamanında Anap ve DYP'nin parçalanma operasyonu gibi, bir operasyon da MHP'de gerçekleşebilir. Küskünler farklı bir parti çatısı altında girecekleri bir seçimde MHP'den bir kaç puan oy çalarlar. Bu durum MHP'nin % 10 altına inmesine neden olur. Bu ortamda meclis Ak Parti ve CHP'den oluşan iki partili bir meclis olur. Bir de 15-20 civarı bağımsız Kürt millet vekilleri bulunur. Ak Parti anayasayı değiştirecek çoğunluğu seçimde bulur. Meclis başkanlık rejimine geçişi yasalaştırır. Hatta seçilmiş mevcut cumhurbaşkanı görev süresi sonuna kadar ilk başkan sıfatı taşıyacaktır diye bir yasa bile getirilebilir. Yani ilk başkanlık için seçime bile gidilmeyebilir.
Yok eğer MHP'de lider değişimi genel beklentide olduğu gibi Meral Akşener gelecek şekilde olursa, bu durumda yeni bir seçimde en çok oy kaybedecek parti Ak Parti olur. Son bir kaç seçimde CHP'ye oy vermiş olan ılımlı sağ seçmen ve Ak Parti'deki gelişmelere kızan seçmen MHP'ye oyunu yönlendirebilir. CHP ve MHP koalisyonu olabilecek bir seçim sonucu riski güçlenir. Bu risk nedeniyle erken seçim riski azalır. Ak Parti erken seçimi istemez. Başkanlık rejimi gündemi rafa kalkar. Bir dahaki seçime kadar güçlü cumhurbaşkanı görüntüsü ile hükümet süresini tamamlamaya çalışır. Ama lider değiştirmiş bir MHP'nin de muhalefete sert bir şekilde katılması ile gerginliği iyice artacak bir süreç yaşarız.
Mehmet Şimşek'in Yetki Alanı Daraltıldı!
64. hükümette ekonomiyle ilgili tüm kurumlar ve üst kurullardan sorumlu olan Şimşekin görev alanı daraltıldı. Şimşek eskiden olduğu gibi Hazine Müsteşarlığından sorumlu Başbakan Yardımcısı sıfatıyla ekonominin dümeninde kalmaya devam edecek. Yine önceki hükümette olduğu gibi Merkez Bankası, Ziraat Bankası, Halk Bankası, Vakıflar Bankası ve Kalkınma Bankasından da sorumlu olacak. Ama daha önce Şimşekin sorumluluğunda bulunan Sermaye Piyasası Kurulu, Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurulu ile Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu Başbakan Yardımcısı Nurettin Canikliye devredildi. 64. hükümette Şimşekin sorumluluğundaki Eximbank da Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekciye devredildi. Böylece ekonomiyle ilgili üst kurullar ve dış ticareti finanse eden Eximbank Şimşekin yetki alanından çıkartılarak Canikli ve Zeybekciye paylaştırıldı.
25 Mayıs tarihli yazımda Ali Babacan'ın yaşadığı sürece dikkat çekerek, Mehmet Şimşek'in kabinede olması fazla rehavet yaratmasın demiştim. Yetki alanlarının belirlenmesi sonrası doğru bir bakış açısında olduğumu düşünüyorum.
Ben bu riskleri hafife almayınız derim. O nedenle düne ait beklenti yazımda yaptığım kâr realizasyonu satışlarına dikkat çekmek istiyorum.
Saygılarımla
Aydın Eroğlu
Stratejist
Finans Yazarı
www.borsaanalizci.com
Twitter: @_Stratejist_