Neden bugünlerde hisse önerilerimi rahat yapamıyorum ? Çünkü piyasanın yönü iki haftadır sadece bankalara göre belirleniyor. Bankalar için de , alınan kararların gelişmelerine göre yeni kararlar da alabiliriz deniyor.
Ben ısrarlar bir çok strateji yazımda aylardır, hatta bir kaç yıldır diyelim, cari açığın bir kur rejimi problemi olduğunu ve bunun bankaların üzerine gidilerek çözülemeyeceğini ifade ediyorum. Hatta bankaların munzam artışları ile sıkıştırılması , kredi hacmini ve kredi faizini arttırarak büyümenin de frenlenmesine neden olacaktır.
Bırakın düşük büyüme oranlarını, uzun yıllar boyunca yüksek büyüme oranları ile büyümesi gereken bir ülkeyiz. Ama bunu da üretimi ve istihdamı arttırarak yapmalıyız.Cari açığı düşürerek yapmalıyız. Lakin şuan yapılan bankaların kredi hacimlerini sınırlamaktan öte bir şey değil.
Sıcak parada Kasım ayından beri 15-20 milyar dolarlık bir çıkış yaşandığı söyleniyor. İşte ben de bunu ifade ediyorum! Eğer bu çıkış rakamı doğru ise,kurların bu oranda ciddi bir çıkışa rağmen yaptığı artış bence ciddi bir oranda değil. Öyleyse diyorum, not arttırımı vs. gibi uzun vadeli fonların Türkiye'ye yeniden girmeye başlaması halinde kur yeniden düşecek. Peki o zaman cari açık yeniden artmayacak mı? İthalat yeniden tercih edilen olmayacak mı ? Ben malesef öyle olacak diyorum.
Ama 09:40 'dan 10:00'a kadar Bakan Ali Babacan'ın Davos'tan yapmış olduğu açıklamaları dinledim. Sayın Babacan Kur rejimi için , kesinlikle dalgalı kur rejimini değiştirmeyi düşünmüyoruz diyor. Benim bu sözün üstüne diyeceğim ne olabilir ki ! Başbakan'dan sonra ekonomi için en yetkili bakan böyle diyorsa, benim diyeceklerim kısa vade için nafile sözler oluyor. Ama ben bu düşüncenin doğru olduğuna katılmıyorum.
Bu tarz kararlarla cari açığı düşüremeyeceğiniz gibi, faizlerin de artmasına neden olarak, hem yükselen faizlerle ülke kaynaklarının yabanclara aktarılmasına neden olursunuz, hem de büyüme ve iç üretime set çekersiniz. Halbuki , önümüzdeki dönem ve yıllarda ülkeye çok daha ciddi yabancı fon , kaynak ve yatırımların gireceğini öngörüyorsak ( ki ben öyle olacağını düşünüyorum ) , bu kur rejimi ile TL.nin değerlenmesini kalıcı bir şekilde engelleyemeyiz.
Peki o zaman bu bende neden tereddüt yaratıp da ,önerilerimde elimi tutuyor? Çünkü bir süre sonra , TL.nin yine değerlendiği ve cari açık sorunu devam ettiği görülünce , ek kararlar almaya devam edeceklerdir diye korktuğumdan .Alınacak ek kararlar da, yine ısrarla kur rejimi dışında kararlar olacaksa, bankalara yeniden fatura çıkartmaya devam edebilirler demektir. İşte böyle olunca da , nasıl rahatlıkla önereceğim bilemiyorum !
Umarım bu belirsizlik dönemi uzun sürmez.
Aydın Eroğlu
http://www.borsaanalizci.com