Evet işte, son sözünüz çok önemli! Borsaya küsülmez. Hele ki, yıllık mevduat faizinin %9 civarı oldu yerde ve ileride daha da düşük olmasının beklendiği bir ülkede hiç küsülmemelidir.
Şu bilinmeli ki, hiç normal dönemler yaşamıyoruz. ABD gibi bri ülkenin notu düşürülür mü diye konuşulabiliyor. AB toz duman içinde ayağa kalkabilmek için çareler üretmeye çalışıyor. Böyle bir ortamda Türkiye piyasasını da, aynı borsada düşüş olunca düşmemiş sağlam hisselere daha fazla verilebilmesi gibi görebiliriz. Panikleme çıkınca, imkb de bu nedenle bazen daha sert satışlar görebiliyor. Ama ben bunların düzeleceğine inanıyorum. Yanlış mı çıktım, AB krizi daha da mı arttı! O zaman geri çekilip bekleyeceğiz. Yoksa kesin yükselişli bir borsa diye bir imkan yok.
Ama zaman zaman ama kendi hatalarımızdan, ama bir anda gelişen beklenilmeyen fiyat hareketlenmelerinden zarar içine giriyoruz. Bu tabii mevduat faizciliğinde bilinmeyen zararlar yarattığı için, bizi pişman ediyor. Nereden girdim bu borsaya denebiliyor. Ama bunu desek de, borsaya küsmemek lazım. Yoksa düşük fiyatlarla küsüp, sonra işlerin düzeldiğini görür ve her tarafta yeniden borsa demeye başladıklarında hadi barışalım dediğimiz zaman arada ciddi fiyat avantajları kaçmış olur.
Geçici bir süre için biraz enflasyon artışını göze alıp, Türkiye'nin risklerini bir anda avantaja çevirmek, bana göre oldukça kolay. Çünkü bizdeki olası risk algılamaları kuru yukarı çekiyor. Zaten bizim cari açığın çözümünde en çok istediğimiz de bu. Yani kurların yukarı çıkması. O zaman korkulan, aslında istenen gelişme oluyor bizim için. Ben sadece bunu piyasa değil, kontrollü ve isteğimizle biz yapalım diyorum. Göreceksiniz not arttırımlarını engelleyemeyecekler. Arttırımlar gelince de, asıl o zaman gelen dövizi nasıl frenleyeceğiz demek durumunda kalacağız.
Türkiye'nin cari açığını fonlaması için dış kaynak riski değil, asıl fazlası ile gelebilecek olan dövizin üretim ve ihracat-ithalat dengesinde açtığı ve açacağı gedikleri ne şekilde kontrol edebileceğimizin yöntemi düşünülmeli.
Tabii ayrıca da unutmamalı ki, bizim için kara tablo çizen IMF yıllardır bizi ortaklığına kabul etmemiş, taraflı davranan bir birliğin temsilcilerinden birinin hatta AB içinde bizi en istemeyen ülke Fransa'nın eski dışişleri bakanının başkanlığını yaptığı bir kurum.
Saygılarımla
Aydın Eroğlu
http://www.borsaanalizci.com