Büyük kızım Buse balık tutumayı çok sever. Kışın başından beri çipura tutmak için tekne ile bir gece balığa çıkmayı planlamıştık ama, biliyorsunuz yaşadığı rahatsızlık nedeniyle buna zaman bulamadık. Tam yapalım dediğimizde de çipura zamanını kaçırmışız. Genelde Aralık-Şubat arası çipura yakalamaya uygunaylardır.

       Her neyse, geçen sene Foça'ya balık tutmaya gittiğimiz arkadaşım bir balıkçı bulmuş. Oltayla balık tutma yerine götürecek deyince, Cumartesi Sabah 04:15'te kalkıp büyük kızlarımızı alıp babalar ve büyük kızları(14-15) Ildırı'ya gittik. Arada erzak temini filan derken 06:00 gibi tekneyle açılmıştık. Sanırım Karaburun'un Çeşme tarafındaki koyuna gittik. Mercan tutmaya götürüldük ama, Allah için tek bir mercan tutamadık:)

      Ben oltaları alırken, aynı zamanda yem satan kişiye kaç tane yem alalım diye sorduğumda, bana dört kişiye 100 tane sülünez denen yemin yeterli geleceğini söyleyince, 100 tane ayırtıp, daha sonra yem alayım mı diye arayan arkadaşıma almamasını benim aldığımı söyledim. Allah'tan beni dinlemeyip yaklaşık bir o kadar da o almış. Çünkü planda saat 16:00-17:00'ye kadar balık tutmak varken, saat 12:00 olmadan yemlerimiz bitme sinyalleri vermeye başlamıştı. Korkudan boyutlarını daha da küçültüp takmaya başladık. Yoksa denizin ortasında yem bulmak mümkün değildi. Hoş yakınımıza gelen bir kaç tekneden fazla yemleri var mı diye yem istedik ama, zaten cevabı belli olan bir soruyu bir ümit sorduğumuz için, biz de var demelerini beklemiyorduk.

     Evet ne demiştim; mercan tutmaya gittik, hiç denk gelmedik. Ama bolca karagöz tuttuk. Saat 15:00 civarı da yem bittiği için dönmek zorunda kaldık. 70'in üzerinde irili ufaklı karagöz tutmuşuz. Büyükleri için ben diyeyim 1 kg., siz deyin 300 gr. Küçükleri için de ben diyeyim 300 gr, siz deyin 100 gr:) Anlayın balıkların boyunu yani:)) Ama eve döndüğümüzde kızlarla birlikte temizleyip de Urla'ya giderken deniz kenarında bulunan Buse Cafe(balık pişiricisi)'de pişirtmeye gittiğimizde, diğer kızlarımız ve eşlerimizle ( 8 kişi) bitiremeyeceğimiz sayıda hem ızgara, hem de tava karagözler günün yorgunluğuna değmişti.

     Aslında ne güzel dinlenmişsiniz denebilir ama deniz üstünde öyle olmuyor. Teknede tente olmasına rağmen güneş çarpmış olmalı ki, balıkları yerken dayak yemiş gibiydik. Ama özellikle bu dörtlü grup balık tutmayı çok sevdiğimiz için, sanırım ilk fırsatta yine gideriz.

     Uzun zamandır hastalıklardan hasbihal edememiştik. Biz geçen hafta sonunu anlattığım gibi gayet keyifli geçirmiştik. Umarım sizler de güzel bir hafta sonu  geçirmişsinizdir  ve 1 Mayıs tatili geçiriyorsunuzdur.

       Aydın Eroğlu
www.borsaanalizci.com