Borsa düşüş kanalının dün de üstünde kalmayı başardı. Şimdi önümüzde piyasalar için çok önemli iki belirsizlik var. Perşembe günü, yani Merkez Bankası faiz kararı var. Piyasada yerli yabancıdan benim görüşlerim paralelinde açıklamalar artıyor. Yani artan enflasyon riski nedeniyle bence pas geçip, enflasyonda yeniden düşüş görülmesi sonrası aralık toplantısından indirime devam edilmesi yapılması gereken, olması gereken. Ama piyasanın yüksek faizlerden bunalmış olması ve siyasi baskı nedeniyle yine 100-150 baz puanlık bir indirim yapacaklardır şeklinde görüş daha çok paylaşılır oldu. Enflasyon çok önemli, yeniden kontrolden çıkarsa tüm piyasa dengelerini bozar. Bu ortamda yüksek faiz indirimi, son dönem yaşanan dolara yönelmeyi daha da hızlandırır. Bu da her alandaki ithal ekonomisi nedeniyle yeniden enflasyon üretmeye neden olur. Bu nedenle dolardaki yükselişi ekstra destekleyecek kararlar yanlış olur. Yani bence bu toplantıda hiç indirim olmaması gerekir ama yapılacaksa da, 100, hadi diyelim 150 ile sınırlı kalmalı. Yüksek Faizler borsa için ciddi rakip. Burada her gün çıkacak yeni bir siyasi-yargısal baskı ile hisselerin önünün kesilmesi riskine karşılık, garantili mevduat faizlerinde durmak önemli bir alternatif yatırım alanı yaratıyor.
Bu karardan bir gün sonra da benim için çok daha önemli olan kurultay davası var. Ben karar be olursa olsun artık sonuçlansın diyorum. Erteledikçe aynı belirsizlik riskinin uzaması çok daha kötü oluyor. Ya dava düşsün, ya da mutlak butlan çıkacaksa çıksın da, artık piyasalar ne yapacaksa yapsın, sonra da önüne bakıp, yeni çıkışlar bulsun. Ama yine de mutlak butlan kararının piyasaları çok ciddi olumsuz etkileyeceğini düşünüyorum. Umarım bu kararı duymayız. YSK arada kongreleri yaptırıp, sonra da kurultay davasından mutlak butlan çıkarsa tam kaos ortamı oluşur. Ülkenin ve dünyanın içinde bulunduğu ortamda yeni siyasi ve finansal kaos nedenleri hiç tercih etmeyeceğim gelişme olur.
Yani bu iki belirsizlik olumlu atlatılırsa, BIST yukarı hamlesini sürdürüp, önce 10683 - sonra da 10735 engellerini de kırıp, yükselişini kuvvetlendirebilir. Ama piyasaları bozacak kararlar çıkarsa, bu takdirde düşüş kanalının içine yeniden girip, düşüş kanalını aşağı kıracak bir BIST için yıl sonu beklentilerimiz ikinci bahara sarkar. Umarım bu olmaz.
Ama tabii ülkede belirsizlik içeren ana riskler sadece faiz ve kurultay davası ile sınırlı değil. Kriz üretmekte üstümüze yok. Son dönem el konulan şirketler, kayyım kararları, yeni soruşturmalar, bu hafta yaşanan Divan Otelleri Genel Müdürü ve Hamdi Akın gibi iş adamlarının ifadeye çağrılması, Türk parasında imzası olan Merkez Bankası eski başkan yardımcılarının yolsuzluk iddiları, ülkenin her yerinde yolsuzluk, çürümüşlük görüntüleri, liyakatsizliğin yarattığı kısa yoldan zenginleşme arzuları, denetimsizlik yeni ani risklerin her an yaşanması ihtimalini canlı tutuyor. Ankara Belediyesi ve başkanı için de İstablul'un benzerinin yaşanması çok sıkıntılı yeni bir süreç yaratır.
Görüyorsunuz, piyasalardaki olumlıu beklentiler nasıl bozulabiliyor. İstanbul Kongresinin iptaline kadar kırdık gidiyoruz derken, yıl sonu 13-14 Bin seviyelerini dile getirirken, bir anda bambaşka bir ortama girdik. Bu gerilimler piyasayı da bozuyor. Belirsizlik riskleri sonraki talepleri de öne çıkartıyor. Bu da talep enflasyonunun sürmesine neden oluyor. Arz enflasyonu zaten varken, canlı talep de devreye girince enflasyon açmazı sürüyor. Durduk yerde enflasyon düşmeden zorla faiz düşürünce yarattığımız enkazı temizlemek o kadar kolay olmuyor. Yani bu yaşananların ana nedeni 3-4 yıl önce uygulanan çok yanlık para politikasının yansımaları. Siyasi gerilimler eskiden de olurdu ama para piyasası kendini koruduğu için etkileri sınırlı olurdu. Enflasyon yüksek iken faizleri zorla %8'lere kadar düşürünce, dolarizasyon zam dalgalarını ve enflasyonu yaşattı. Güven kaybını geri almak artık çok kolay olmuyor. Bu da sadece para piyasalarını kontrol etmekle olmuyor. Adalet sistemi, bağımsız ve eşit yargı, liyalat, yapısal reformlar çok önemli.
Neyse, güne alıcılı başlayacağız. Umarım piyasaları bozan değil de, olumlu destekleyen gelişmelere sahne oluruz. Yoksa dünyada bana göre aşırı şişen borsalar ve emtialar dönemi yaşanırken biz bu ortama ayak uyduramayıp çok önemli yılları ve fırsatları kaçırdık. Eğer dünyada borsa balonu patlayacak olursa, yükselişine uymadığımız dış borsa dalgasının, kayıplarına ayak uydurmaya kalkalrsak çok daha büyük fırsatlar kaçırmakla kalmaz, ciddi değer kayıplarını yaşarız. O zaman da piyasalara çok daha fazla dövize yönelip, güven kaybı yaşar.
Bunları sadece ben görmüyorumdur diye düşünüyor, karar verenlerin de bunlara duyarlı olmasını umuyorum.
Hepinize sağlık ve bol kazançlar dilerim.
Saygılarımla
Aydın Eroğlu
Stratejist
Finans Yazarı
www.borsaanalizci.com
Twitter: @aydineroglu_