Çevremizde Ukrayna, Suriye, Gazze savaşının biterek ilgili ülkelerin ve bölgelerin yeniden imara açılması halinde Türkiye bundan çok ciddi yarar görecek ülkelerin başında olacaktır. Her türlü inşaat, enerji ve bunların alt-üst yapı türevlerinde ciddi ihracat imkanı ortaya çıkacaktır. Öyle ki, çimento, demirçelik, dış cephe kaplama, her türlü boya gibi kimyasallar, mobilya, beyaz eşya, trafolar, transformatörler dahil elektrik alt-üst yapı ürünleri, müteahhitlik hizmetleri gibi hemen her alanda iş bağlantıları duyacağımızı düşünüyorum. Bu o kadar geniş bir yelpaze olacak ki, normal ve daha güvenli bir yaşam başlaması halinde ilgli ülkelerde otomobil kullanımı bile artacaktır. Yani savaşların bitip, ilgili yerlerde yeniden yapılanma ve imarlaşma başlayınca her alanda uzun yılları kapsayacak bir kalkınma başlayacaktır.

Trump'ın neredeyse gölgesine bile tarife uyguladığı, ticaret savaşı başlattığı, herkesi ve ülkeyi tehdit ettiği ortamda ABD-AB arasındaki gerilimlerin artması, Türkiye'nin savunma başta tüm jeopolitik konularda ABD, Rusya, AB, Çin için önemi daha da artacaktır. Bu nedenle belki de tarihimizde ilk defa AB üyeliğine bu kadar yakınız. AB NATO dışında bir Avrupa güvenlik arayışına girecekse ki, bu kaçınılmaz alması gereken bir karardır. Bu nedenle Türkiye ile ilişkileri geliştirmek için zorundadır. ABD NATO'dan çıkmazsa, AB Türkiye'yi AB'ye almadan ilişkileri geliştirme yolu arayacaktır. Ama ABD NATO'dan çıkıyorum derse ki, ben bunu pek mümkün görmüyorum. Bu durumda AB Türkiye'yi üyeliğe alma girişimlerini hızlandırmak zorunda kalır. Ama AB'nin savunma bütçesini sözü edildiği gibi 800 Milyar Euro arttırmaya kalkması bile, bu alanda Türkiye'ye çok ciddi bir iş hacmi yaratacaktır.

Trump'ın demirçelikte %25 tarife uygulaması sonrası, zaten sanırım 2018'den beri bu tarifeye maruz kalan Türk demirçelikçileri için rekabette eşitlik imkanı yarattığı için, sektöre yarayacaktır diye düşünüyorum. Kısacası Trump, şu an için aldığı kararlarla Türkiye'nin önünü açıp, değerini ortaya çıkartıyor. 

Bu esnada Türkmen gazı doğrudan ülkemiz üzerinden dağıtıma çıkıyor, Irak petrol hattı yeniden faaliyete başladı, Türkiye'de de ilk anda Diyarbakır'da ve daha sonra ülkenin birçok yerinde ABD'li üreticilerle kayaçgazı arama ve üretim faaliyetleri başlıyor. Bu durum zaten önemli bir enerji geçiş ve ülkesi olan Türkiye'nin bu alandaki faaliyetlerinin daha da artmasına yarayacaktır.

Enflasyonda ve faizlerde başlayan düşüşle birlikte yabancı fonların radarına daha fazla girmeye başlayacağız. Eğer iç siyaset ve yargı konularında kendi kendimizi sekteye uğratacak gelişmeler yaşatmazsak, enflasyon ve faizlerdeki düşüşün devamının geleceğini gören yabancı fonların BIST ve Türk tahvillerine ilgileri her geçen gün daha da artacaktır. Bu ortamda muhtemelen yıl içinde Türkiye değerlendirmesi yapacak kredi kurumlarından yeni not arttırımlarının yapılacağını düşünüyorum.

Pozitif gelişmelere daha birçoğunu ekleyebiliriz. İşte bu ortamda teknik olarak sıralı dirençlerini kıran BIST her seferinde bir üst dirence yönelecektir. Bu kapsamda 10276 geçilince tetiklenen ters omuz baş omuz formasyonunun yaklaşık 900 puanlık bir genişliği vardı. Bunun da karşılığı yaklaşık önceki TL zirve olan 11252'lere denk geliyor. BIST'in sıralı dirençlerde yeni hedefi 10880 olacaktır. Normalde bu seviyenin hemen geçilmeyip, önce bir ara realizasyon yaşayıp, sonra kırılmasını ve 11252 zirvesine yönelmesini bekliyorum. Ama sonuçta bu realizasyon özellikle yabancının ilgisine göre seans içinde de olup bitebilir. Sonuçta, ben her şekilde yeni TL zirvelerine gidecek bir BIST olacağı inancındayım. Dediğim gibi, yeter ki TCMB para politikalarında ve enflasyonda gidişi bozacak yanlış kararlar almayalım. 

Tabii bizi içine çekecek İran-İsrail-ABD savaşı gibi bir riski gözardı ederek bu beklentilerimi dile getiriyorum. Eğer İran'la olası bir savaş ihtimali ortaya çıkarsa, bu BIST için ciddi bir satış baskısı yaratacak risk olur. Şimdilik bu riskin yakın olduğunu düşünmüyorum. Umarım da yaşanmaz.

Kısacası son bir hafta içinde yazdığım yazılarımın da içeriklerinde zaten çokça değindiğim olumlu gelişmeler nedeniyle ben pozitif bir yöndeyim. BIST yabancı payı da hızlanarak artamaya başlayacak diye düşündüğüm için, alımlar ana hisselerin hemen hemen hepsini de kapsamına alacaktır. Ama tabii ekstra ayrışma gösteren hisseler her zaman olacaktır. Bunları da tekniklerinden yakalamaya çalışacağız. Zaten açık teknik öngörülerimdeki hisseleri ve beklentilerini görüyorsunuz. Uygun gördükçe yeni öngörülerimi yapmaya devam edeceğim. Benim için en büyük risk, realizasyon-düzeltme olmadan yükselişin sürmesi! Bu takdirde kapanan öngörülerin yerine yenilerini daha da yüksek fiyatla açmak zor kararlar oluyor.

Demem o ki, yazdan beri çok sıkıntı yaşayan borsa yatırımcıları için iyi bir döneme giriyoruz. Umarım her biriniz bundan pozitif yarar görürsünüz. Yıl içinde çok sayıda TL zirve göreceğimiz görüşündeyim. Ama tüm hisseler bu harekete katılmayabilir. Ya da geç katılabilir. Bu nedenle teknik paylaşımları da yakından takip ediniz.

FK'lara Takılmayın!
              Enflasyon muhasebesi nedeniyle bilanço karları çok ciddi geri geldi. Bu da Endeks dahil şirketlerin fiyat kazançlarının fiyatları aynı şekilde yükselmeden de katlanmasına neden oldu. Ama bu yıl enflasyon etkisi bilançolarda aynı olamayacak. Bu nedenle karlar daha iyi gelecek ve fk.lar yeniden düşecektir diye düşünüyorum. Yani yüksek fk. görünümleri enflasyon muhasebesi nedeniyle arizi bir durumdur. Özkaynak, esas faaliyet karı gibi kalemleri de dikkate almak önemli olacaktır. Ki enflasyon muhasebesi o kalemlerde bile geçici suni bozulmalar yarattı.

Dün yazımın sonunda uyardığım gibi, ben 10880 direncinin bir kerede hızlı geçilmesini beklemiyorum. Önce bir ara realizasyon, sonra kırılmasını bekliyorum. Beklentilerimdeki iyimserlik realizasyon ve düzeltmeler hiç yaşanmayacak gibi algılar yaratmasın!

Hepinize sağlık, bol kazanç ve iyi bir hafta sonu dilerim.

    Saygılarımla
    Aydın Eroğlu
     Stratejist
   Finans Yazarı
www.borsaanalizci.com
Twitter: @aydineroglu_