Bügün TBMM'de saat 15:00'te yemin töreni başlıyor. BDP destekli bağımsızlar yemin törenine katılmayacaklarını önceden açıkladılar. CHP son ana kadar İktidar partisinden hapisteki vekilleri için gelebilecek açıklama ve taahütlere göre kararını verecek.

    İktidarın hükümet kurmakla ilgili bir sandalye sayısı sıkıntısı olmadığı için, bu kararlar bir hükümet krizi yaratmaz. Ancak yemin etmeme tutumunun devamı halinde, bu durumun belli sürelerde devam etmesinin bir ara seçim riski yaratıp yaratmayacağı hususu önem kazanacaktır. Bu konuda boykotların devamı halinde ne olabileceğini henüz hukukçular da tam olarak ifade edebilmiş değiller. Ama eğer bir ara seçim doğuruyorsa ( ki, sonuçta yemin etmeyen millet vekilleri meclisi eksik bırakacağı için ), bu ihtimal dahilinde, özellikle CHP kanadındaki millet vekilleri yemin edip, çalışmalara katılmak için kendi içlerinde ayrışma gösterebilirler. Kazanılmış millet vekilliği haklarını kaybetme riski, değişik yansımalar çıkartabilir. 

    Lakin o ya da bu, sonuçta böyle bir boykot durumunun istenen bir durum olmayacağını söyleyebilirim ama bizim için tam yansıması ne oluru tam da tahmin edemiyorum. Çünkü sonuçta bu boykotun en azından CHP kanadında fazla uzatılmayacağını, yeni bir ara seçim riskini göze alamayacaklarını düşünüyorum.

    Ancak çok kısaca da olsa düşüncemi söyliyeyim !
    Yaratılan durumun müsebbibi, bu adayları gösteren partileri değil, Yüksek Seçim Kurulu'dur. Çünkü, milletvekilliği başvurularında, uygun olmayan başvuruları daha adaylık safhasına geçmeden red etmek imkanları varken, olur verip seçime girmelerine sebep olmuştur. YSK tarafından seçilebilir onayı ile seçime girip kazanmış kişilerin de, bu hakkı kullanmalarının doğru olduğunu düşünüyorum. En başta yapılan bir hatanın, şuan için gereksiz yansımalarını yaşıyoruz. Şuanki dünya ve ülke konjonktüründe ülkemizin öncelikleri bu konular olmamalıydı.

    Evet yukarıda bizim mevclisten bahsettik. Bir de neredeyse tüm dünyanın gözlerini çevirmiş olduğu Yunanistan Meclisi var !
 Yunanistan'da Çarşamba ve Perşembe bütçe oylaması yapılacak. Kemer sıkma kararlarını içeren bütçenin meclisten geçmesi bekleniyor. Eğer geçmezse, o zaman yaşanacakların diğer sorunlu AB ülkelerinde de parasal krizleri hızlandırmasından korkuluyor.

    AB olası olumsuz sonuca karşılık bir B planı için de çalıştığını açıkladı. Ayrıca dün Fransız bankaları yeniden Yunan tahvillerine yatırım yapmak konusunda desteklerini açıkladılar. Bu iki gelişme Avrupa borsalarında olumlu yansımalar yarattı. Yunanistan'da bütçenin meclisten geçmesini bekliyorum.

    Bir de ilginç bir toplantı daha var ki, sonucunda alınan tavsiye kararları gözlerden kaçabilir ama bence önem içeriyor !
Dün akşam Milli Güvenlik Kurulu toplantısının sonunda Libya ve Suriye gibi bölge ülkelerinde, bölge halklarının haklı talep ve beklentileri yönünde anayasal demokrasinin tesis edileceği siyasi değişimin bir an önce gerçekleşmesinin desteklendiği açıklandı! Yani eğer Esad geri adım atmazsa, Türkiye ile Suriye ilişkilerindeki gerginlik daha da artabilir. Bu konu da en önemli takip konularımızdan biri hatta meclisin yemin konusundan da daha önemli olabilir diyorum.

    Döviz'deki yükseliş için, tv ve yazılı basında tehlike feryatlarını görüyorum ! Bu konuda herkes rahat olsun. Olması gereken dahi bu karışıklıkta yine de olamıyor. Döviz kuru seviyeleri cari açığın sebeplerinin başında gelen sorundur derken, ne oluyor da  şimdi yükseliyor diye korku senaryoları işleniyor ? Kesinlikle MB faiz yükseltmek gibi bir hatay düşmemelidir. Türkiye'nin kurların düşmesine neden olacak bir faiz artışına ihtiyacı yoktur. 

    Evett gelelim borsaya!
    Yukarıda bahsettiğim risklere rağmen, dün beklediğimden daha iyi bir endeks yaşadık. Özellikle bankaların sağlam durduklarını gördüm. Bu durum artık bu fiyatlarda bankaların alıcı bulduğunu gösteriyor.

    Dün dış piyasalarda da pozitif görüntüler olduğu için, Imkb'de bankalar yine sağlam durursa, gergin bir günün endeks beklentisi illahaki eksi olmayabilir. Petrolde başlayan düşüş sürerse ki, ben öyle düşünüyorum. Bu düşüş cari açığımızın pozitif etkilenmesine yarayabilir. 

   İç-dış belirsizlik etkenlerinin bu kadar çok olduğu günlerde endeks için kesin ifadeden ziyade, yine aralıkları söylemek daha doğru olur.
   Endeks için yakın dirençler; 62.500 ve 63.300 olacaktır. Ama gerçek bir yükseliş trendi ise asıl 65.200 geçilirse yaşanmaya başlayabilir.

   Endeksin destek seviyeleri ise, ara kademelerde bir çok rakam olmakla birlikte 60.800, 60.300, 59.500 ve 58.000 seviyeleridir. Gördüğünüz gibi destek kademeleri artmakta ve güçlenmektedir.

   Benim endeks için beklentilerimin, bir taban oluşumu yapıp, sonrasında yeni yükseliş trendlerine girmemiz yönündedir. Hükümetin kurulup, ekonomik tedbir kararlarının doğru alınması ile de, ciddi alımları görmeye başlayabilriz. Bu nedenle, bu günlerdeki yabancı raporlarındaki olası tavsiye azaltmalarını ciddiye almayın, kendilerine alım imkanları yaratmak için, gerçekçi olmayan raporlar yayınlanabilir diye uyarmak istiyorum!

   Endeks dışında altıncı ayı kapatmak üzere olduğumuz için de, altı aylık bilanço beklentilerinin başlayabileceğini. Bu beklentilere göre de, hisse bazlı hareketlerin yaşanabileceğini düşünüyorum. Önümüzdeki günlerde bazı hisseler, endeks beklentilerinden ayrışarak hareketler yapabilirler.

   Gün içinde, beklentilerin üzerinde hareketler yaşanırsa, Destek-Direnç menüsünü kontrol ediniz. Orada yeni seviyeler devamlı güncellenmektedir.