İLK ÇOCUK HİKAYESİ DENEMEM :)

02.01.2011 12:31
  •  A 

    Geçen hafta Perşembe akşamı otururken, küçük haylaz kızım( ilk okul 3 ), Cuma günü götürmesi gereken bir performans ödevi olduğunu hatırlayıverdi :) 
Arkadaş, dost, arkadaşlık, sevgi, paylaşım ve grup ruhunun anlamları ve bu terimler ile ilgili bir hikaye okunması istenmiş. Ben sizlere cevaplar yazarken, annesi ile internette hikaye arıyorlardı. Ama buldukları hikayeler yaş grubuna büyük hikayeler olunca , ben yazayım bir tane diyerek o an aniden bir çocuk hikayesi denemesi yazmaya başladım.

    Böylece ileride yazmak istediğim çocuk hikayeleri düşüncemin ilk denemesini aniden  yazmış oldum. Ani ve yaklaşık 20 dk.da yazıldığı için, umarım beğenirsiniz.  Sizlerle paylaşmak istedim. 

    Not: Tüm üyelerimizden çok önemli bir isteğim var;
    Soru olmayan iletilerinizi lütfen iletişim mesajlarını kullanarak yapınız ki, sorular bölümünde bu mesajlar olduğu takdirde, aradaki önemli olabilecek soru ve cevaplar gözden kaçabiliyor. Yeni sitede bu sorunu çözeceğim.


                                                                                                        SELİM'İN KUPASI

    Küçük bir köyün 11-13 yaş grubu erkekleriydik. Belki küçük bir köyde yaşıyorduk, büyük bir şehrin sinema, parklar, oyun alanları gibi bir çok imkanı bizde yoktu ama , biz okul dışında kalan zamanlarımızda hep birlikte gayet neşeli vakit geçirirdik. Hepimiz iyi birer sapanla kuş avcısıydık. Ama Ahmet'in geçen yaz vurduğu yavru kuşun çevresinde çırpınarak uçuşan annesinin tam iki saat bizm olduğumuz yerden ayrılmadığını gördükten sonra, hepimiz sapanlarımızı yakmıştık.

    En çok sevdiğimiz şey , birlikte top oynamaktı. Gerçi iyi bir futbol topumuz yoktu. Plastik toplarla oynardık ama olsun, yine de çok güzel goller atar , sonra da yenilen takımdaki arkadaşlarımızı kızdırırdık. Hoş bir sonraki maçta da yenilen taraf biz olduğumuz için ,aynı şekilde onlar da bizimle dalga geçerler,günlerimizi eğlenerek geçirirdik.

   Muhtar amcanın oğlu Selim hepimizin çok sevdiği bir arkadaşımızdı. Çok iyi ve derslerinde başarılı bir çocuktu. Ama çocukluğunda geçirdiği bir rahatsızlıktan ötürü sakat kalmış ve yürüyemiyordu. Kaymakamlığın bağış kampanyası ile kendisine alınan tekerlekli sandalye ile okula gelirdi. Allahtan evleri okulun hemen karşısında olduğu için, okula gelmek için çok yorulmazdı. Zaten her gün birimiz gider, onun okula gelip-gitmesinde yardımcı olurduk. Okadar zeki biriydi ki, tüm dersleri hepimizden daha kısa sürede ve daha iyi anlardı. 

   Selim de, futbolu çok severdi. Ne zaman aramızda maç yapsak, koşar gider hemen onu da bizi seyretmesi için getirirdik ve hakemliğimizi de bulunduğu yerden o yapardı. Gerçi bazı kararlarını kabul etmezdik ama , durumu nedeniyle de hiçbirimiz ona kızamadık. Böylece O da, bizim gibi eğlenirdi. O da bize anlamadığımız dersleri anlatır. İyice anladığımızı görmeden de yakamızı bırakmazdı.

  Selim hep, '' Ah ayaklarım bir sağlam olsaydı, ben de top oynayabilseydim çok iyi bir futbolcu olur ve kesin bir kupam olurdu '' der dururdu. Bir gün ilçede ilk okullar arası futbol turnuvası düzenlendiği haberini öğrendik. Bütün arkadaşlar toplanıp bir karar aldık. Çok çalışıp, turnuvaya katılacağız ve kupayı Selim için kazanacağız dedik. Onun neden turnuvaya katılacağımızdan haberi yoktu. 

  Türkçe derslerimize gelen Kenan öğretmenimiz aynı zamanda beden derslerimize de giriyordu. Hepimiz onu çok severdik. Kendisi koyu bir Fenerbahçe'li olduğu için, hepimizi de Fener'li yapmıştı. O'na fikrimizi açıkladık. Bizi bir takım gibi çalıştırmasını istedik. Tamam kendimize göre hepimiz iyi futbol oynuyorduk ama, top neredeyse hepimiz aynı anda orada oluyorduk. Yani görevini bilen bir takım paylaşımımız yoktu. Çünkü hepimiz gol atmayı istiyorduk. Hatta bu yüzden de , kimse kaleci olmaz, maç yapacağımız zaman, kaleciyi kura ile seçmek zorunda kalırdık. 

  Kenan öğretmen kabul etti ama önce gerçek bir futbol topumuz olması gerekir dedi. Daha Ramazan Bayramı yeni bittiği için bayram harçlıklarımızı tam bitirememiştik. Gerçi gittiğimiz komşuların bir çoğu para yerine şeker verirdi ama yine de hepimiz bir araya gelince bir top alacak paramız olmuştu. Okul sonrası hiç aksatmadan hergün maç yapıyorduk. Ali en uzunumuz olduğundan öğretmenimiz O'nu kaleci yapmıştı. Benim de kafa gollerim çok iyi olduğundan en önde ben oynuyordum. Ha , bu arada unuttum benim adım da, Fevzi. Dedem Kurtuluş Savaşı'nda Fevzi Çakmak Paşa'nın çavuşuymuş. Bana onun ismini koymuşlar.

  Selim de, her antremanımızı izlerdi. Ama artık maçlarımızda Kenan öğretmen hem antrönörümüz , hem de hakemimiz olduğu için, O sadece izlerdi. Bu arada turnuvanın ödülünün kupa olduğunu ona söylememiştik. Kazanırsak , o süprizimiz olacaktı. Neyse , bir ay çalıştık ve turnuvanın haftası geldi. Bizim yaş gurubu tam Sekiz takım vardı. Terzi Hasan amca, hepimize aynı renk  şort tişört dikmiş ve üzerlerine de numaralar koymuştu. Bütün köy ciddi bir heyecan içindeydi.

  Turnuva başladı. Tam üç gün maçlar yapıldı. İlk iki rakibimizi yenmiş ve finale biz kalmıştık. Hepimiz çok heyecanlı idik. Tüm arkadaşlar olarak sırf Selim'i mutlu etmek için bir karar almıştık ama finale kadar geleceğimize biz bile inanmamıştık. Bir ay boyunca , gerçekten de çok çalışmış, Kenan öğretmenin bize dediklerini aynen yapmıştık. Hiç de antrenmanları aksatmamıştık. Hatta içimizden birinin bir işi varsa, hemen bir kaçımız ona yardım ediyor ve işini çabuk bitirmesini sağlayıp, antrenmana koşuyorduk.

  Neredeyse tüm köyün erkekleri, Selim'in annesi ,Kenan Öğretmen, müdürümüz Mahmut Bey ve tabii ki Selim maç günü ilçede finalin oynandığı sahada toplanmıştı. Maç başladı , çok da iyi başlamıştık ama bir gün önce yağan yağmurdan çim olmayan zeminin bazı yerlerinde toplanan su nedeniyle ıslanmış topu yakalamak isteyen Ali, topu elinden kaçırınca ilk golü yedik. Hepimiz çok üzülmüştük. Ama Selim kenardan bağırıyordu , '' Haydi arkadaşlar kazanacağız '' . Evet kazanacaktık, çünkü bizim bir amacımız vardı. Bizim için  bu kupanın çok büyük bir anlamı vardı. Hırsla ikinci yarıya başladık. Ömer'in attığı bir pasa çok güzel bir kafa vurup golü attım. Şimdi durum 1-1 idi. Maçın son anlarıydı ve Selim kenardan '' haydi arkadaşlar ,biz kazanacağız '' diye hiç ara vermeden bağırmaya devam ediyordu. Ali kendisine gelen bir topu çok uzun bir şutla tam önüme kadar attı. Önümde sadece bir kişi vardı. Çok güzel bir çalımla onu geçerken kaymış ama tam düşerken de , son anda topa vurmuştum. Top kalecinin bacaklarının arasından geçti ve gol oldu. Sevinçten birbirimize sarılmış ve adete bir sevgi yumağı olmuştuk. Hakem maçı bitirince havalara uçtuk. Hepimiz koşarak Selim'e sarıldık. Selim '' Ben size kazanacağız demiştim'' diyordu.

  Kısa bir törenle kupayı kaptan olarak bana verdiler. Hepimiz kupayı koşarak Selim'e götürdük '' Biz bu kupayı senin için kazandık. Bu senin hakkın dedik '' Selim ağlıyordu. Tabii sevinçten mi , yoksa Selim'den mi bilinmez hepimiz de ağlıyorduk. O gün bizim için hiç unutamayacağımız bir gün oldu. Bu arada ben de tam dört golle , en çok gol atan kişi olmuştum. 

  Selim ne mi yapıyor? Artık ben de top oynayabilseydim , bir kupam olurdu demiyor.Çünkü artık bir kupası var.

 
 Yazan ; Aydın Eroğlu
 3'ncü sınıftaki kızım Ece için ,
  İlk çocuk hikayeleri denemem.
    


  • 01.01.2011
    12:13

    Hepinize yeni yılın ilk gününde İzmir'den sevgi,saygılarımı ve kucak dolusu da güneşli ama biraz da soğuk bir hava yolluyorum :) Yeni bir yıla nedense yaşlanmış bir duygu içinde başladım:) Yeni yılın akşamında dostlarımız ile Aydın Palas' ta güzel bir akşam yemeği yedik. Konuy... Devamı »

  • 31.12.2010
    15:23

    Arkadaşlar, Sitenin günlük girişlerinde yeni yıla rekor sayı ile başlayıp uğur deneyelim diyorum. Bu nedenle bugün herkes kapatırken çıkış'tan çıkıp, yarın da hafızadaki sayfadan değil de girişten giriş yapmanızı istiyorum. Bakalım, düşündüğüm gibi bir ziyaret sayısı rekoru kırabilecek miy... Devamı »

  • 31.12.2010
    08:49

    Sevgili Dostlar, 2010 yılının son seans günündeyiz. Dünya için zor, ama bizim için nispeten iyi bir borsa yılını bitiriyoruz. Umarım 2011, çok daha iyi seansları ve fiyatları görmemizi sağlar. Bugün için de beklentimiz bu olsun :) Tüm içtenliğimle HEPİNİZİN YENİ YILINI KUTLARIM ! ... Devamı »

  • 30.12.2010
    08:44

    YENİ YILA İYİ BİR BAŞLANGIÇ YAPILABİLİR ! Endeks ve endeks30 grafiklerini incelediğimde, her ikisinin de düşüş kanallarını yukarı doğru kırmış ol Devamı »

  • 29.12.2010
    08:45

    Dün '' Bugün güzel bir gün olabilir '' demiştik. İlk seans tam da öyle oluyordu. 700 puan civarı artıya geçip 66.900 direncini kırıyorduk. Döviz de kısmen bir gevşeme göstermişti. Fakat Merkez Bankası süpriz bir şekilde son dönem söylediklerini tekrarlayıp, cari açık ve piyasalardaki... Devamı »