Saymak ile bitmeyecek risk ve belirsizliklerimizin en yakın ve sıcak olanı olanı sanırım 24 Kasım'da AB'nin yapacağı müzakereleri dondurma oylaması olacaktır! AB içinde Avusturya hariç hemen hemen hepsi, Türkiye ile müzakerelerin sonlandırılmasına karşı. Ancak, İlişkilerin yeniden normal çizgisine dönünceye kadar geçici süre için dondurulması konusunda ise mutabıklar gibi gözüküyorlar. 24 Kasım tarihinde bu kapsamda bir oylama yapacaklar. Bu oylamanın ilişkileri gereceği görüşündeyim. Muhtemelen böyle bir oylamada müzakerelerin geçici süre için dondurulması kararı alınabilir.
İçinde bulunduğumuz bu ortamda zaten çok gergin olan AB ilişkilerimize bu yönde bir kararın derin bir darbe vurması riski vardır. Kim haklı, kim haksız tartışmaları yersizdir. Ak Parti 2002 sonrası ülkenin yönetiminde. Ama AB önceki farklı iktidarlara rağmen, Türkiye'yi birliğe almamak için her türlü taktiği ve haksızlıklığı yapıyor. HDP'li millet vekillerinin tutuklanması AB'nin ilişkileri dondurma kararı almasına gerekçe olabilecek en önemli gelişme olacaktır. Ancak, ilgili vekillerin ve partinin temsilcilerinin, belediyelerinin ülkenin iç barışına dinamit koymak demek olacak davranışlarını gören yok.
Bu konuya çok girmek istemiyorum. Ama bahsetmeden de olmuyor. AB olarak 500 tane mülteci almak için bile ayak diriyorlar. Alacaklarını da eğitimlisi olsun diye seçerek istiyorlar. Kendi ülkelerindeki çocuk mültecileri zorunlu çalıştırıyorlar. Türkiye ile geri alım anlaşması yapıp, mülteci akınına set çekmeye çalışıyorlar. Ama anlaşma gereği yapılması gereken maddi yardımlara gelince kimse elini cebine atmıyor.
Kendi sınırlarından tek bir mülteci geçmesin istiyorlar ama, bizim sınırlarımızdan geçen 3 Milyon kişiyi ise gören yok. Kendi ülkelerine kimseyi istemiyorlar ama Türkiye'nin, Suriye sınırında tampon bölge kurularak mültecileri orada tutalım ki, Türkiye'ye de olası külfetini azaltalım önerisini takan yok.
Neyse, bu konuyu anlatmaya başlarsak sayısız örnek verebilirim. Öyle ya da böyle, AB ile ilişkilerimiz gerilmiş durumda. 24 Kasım tarihinde müzakereleri geçici bir süre de olsa dondurmak kararı çıkacak olursa, ben bu kararın ilişkileri daha çok germesini bekliyorum. Maalesef bu gelişmenin yansımaları yeni gerginlik nedeni olarak piyasaları dalgalandırabilir. Cumhurbaşkanının Şangay 5'lisine girme fikri de bunun en önemli yansımasıdır.
AB ile müzakereleri kesmek, AB'den vazgeçtim demek ciddi yansımaları olacak olan bir karar olur. Ama ne yaparsak yapalım, karşı tarafta her şekilde bizi almak istemeyenler varsa ne yapılabilir. Türkiye, AB eğer bu tarihi tutumunan vazgeçmeyecek olursa, AB ile müzakereleri kesmek kararını kendisi almak durumunda kalabilir. Yaşayıp, göreceğiz.
EKK Kararları!
Cuma günü başbakan Binali Yıldırım, Ekonomi Koordinasyon Kurulu'nu topladı. Son dönem Dolar'daki yükseliş konusunda gereken tüm tedbirler alınacak diye bir sonuç çıktığı konuşuluyor. TCMB'nın gerektiğinde faiz artışı yapması da gündemde. Benim görüşlerim belli. Dolar oyununa faiz ile karşılık verecek olursak, yıllardır süren hatanın tekrarlanmasından ibaret olacak kısır döngüye devam etmiş oluruz. Dolar'daki yükseliş göze alınmalı ama bu hata yapılmamalı diyorum.
Bu haftaya ılımlı başlayacak gibi duruyoruz. Ama piyasaların yönü olası kur hareketlerine göre şekillenecektir. Ben ısrarla BİST'in iskontolu olduğu görüşümü savunuyorum.
Hepinize iyi bir hafta sonu dilerim.
Saygılarımla
Aydın Eroğlu
Stratejist
Finans Yazarı
www.borsaanalizci.com
Twitter: @_Stratejist_