Teröre Lanet Olsun!
Dağlıca'daki kalleş pusuda yine bir çok gencimiz şehit oldu. Tüm şehitlerimize Allah'tan rahmet diliyorum. Terörü ve terörü kullanarak, ülkemizi bölmek isteyenlere, Türk-Kürt evlatlarımızı kaybetmemize sebep olanlara lanet olsun diyorum!
Söylenen, barış süreci esnasında PKK'nın şehirlerde siyasi ve silah yapılanması yaptığı, benzer mayın tuzaklarını bu süreçte şehirlerde ve şehirler arası yollarda, arazide yerleştirdiği, Güney Doğumuzdaki bir çok şehrimizde silah ve mühimmat depoladığı yönünde. Peki terörist PKK bu faaliyetlerini yaparken istihbarat birimlerimiz ne yapıyorlardı? Bölgede bu hain çalışmalar yapılırken, bölge halkının gözleri kapalı mıydı? Bu yapılanları, bölgedeki Kürt kardeşlerimizden, Kürt vatandaşlarımızdan hiç kimse görmedi mi? Neden bunun ihbarları yapılmadı. Neden bu faaliyetler önceden tespit edilerek, engellenmedi?
Terör ve teröristle pazarlık yapılmayacağını artık herkes görmeli. Terörün ve teröristin amacının masumane bir şekilde bölge halkının hak arayışı olmadığını artık herkes anlamalı. PKK'ya, KCK'ya en ağır müeyyideler uygulanmalı. Ülkenin bölünmesine destek veren tüm siyasi ifadeleri kullananlar sıfatı ne olursa olsun hukuki takibata alınmalı. Böyle şey mi olur? Bir anda bölge ateş topuna dönüştürülmüş, bir çok gencimiz şehit oluyor, ama HDP'nin temsilcileri hala öz yönetim, özerk yönetim haklarından bahsediyor. Kendimizi size yönettirmeyeceğiz diyor. Açıkça halkı ve ülkeyi bölmek olan bu sözlerin bu denli kolay sarf edilmesine izin verdikçe sanmayın ki, demokrasi güçleniyor. Hadi gidin de aynı şekilde İngiltere'de konuşun bakalım mümkün mü? Şimdi bana bu yaşananlar ve HDP'lilerin açıklamalarından sonra kimse Kobani ve Suriye sınırındaki PYD kantonlarının masumane niyetle ilan edildiğini söylemesin.
PKK'nın tüm bu faaliyetlerini görüp de, ama korkudan, ama sempati duyduğu için görmezden gelen tüm vatandaşlarımıza da yazıklar olsun! Irak, Suriye, Libya'da olan biteni görmüyor musunuz? Binlerce, milyonlarca bölge halkının yerlerinden, topraklarından, mallarından, hepsinden daha önemlisi canlarından olduğunu görmüyor musunuz? Bu hain emel peşinde koşan PKK'ya neden halâ dur demiyorsunuz? Neden çocuklarımızı bu emellerin peşinden koşmamaları için uyarmıyorsunuz? Bölgede köprüler, okullar, ambulanslar, kamu binaları ve tesisleri yakılıp yıkılıyor. İnsanları kurtarmaya çalışan, kimsenin gitmediği bölgeye giderek, hamilenin doğumunu, hastanın sağlığını korumaya çalışan doktorlar öldürülüyorken sen ne yapıyorsun neden demiyorsunuz? Neden yüksek sesle PKK'ya tek bir yürekten lanet okumuyorsunuz?
Ülkenin sınırları içinde yer alan tüm Kürt vatandaşlarımız, kardeşlerimiz artık gözünü açmalı. Gelişmiş emperyal ülkelerin ülkemizi bölmek amacıyla desteklediği terör ve PKK artık dışlanmalı. Bu emelin peşinde gitmenin ülkenin bir iç savaşa sürüklenmesine neden olacağı görülmeli. Böyle bir sürecin de kimseye hayır getirmeyeceği bilinmeli. Eksik bir hak mı var diyorsunuz? Söyleyin hep birlikte savunalım. Yani sadece Kürt vatandaşlarımız mı bu ülkede şikayetçi? Kürt olmayan bizler için her şey güllük gülistanlık mı? Hepimizin şikayet ettiği bir çok şey var muhakkak. Ama bunu savunma, duyurma yolu terör ve silah olamaz. Ülkeyi bölmekle varsa eksik olduğu savunulan haklar savunulamaz. Tam tersi, bu nafile amaç nedeniyle sınırlarımızdaki ülkelerde yaşanan içler acısı görüntülerin aynısı bizim ülkemizde de yaşanmaya başlar. Sakın ama sakın bu oyuna gelmeyin.
Sadece Kürt vatandaşlarımız değil, aynı zamanda PKK terörüne lanet okuyan Türk vatandaşlarımız da aynı oyuna gelmemeli. Eğer bizi çekmek istedikleri ateşi görmez ve PKK'nın bu lanet terörünü tüm Kürt vatandaşlarımıza mal etmeye kalkarsak, yıllardır ülkemizi bölmek için istenilen büyük yanlışa düşmüş oluruz! Böyle bir yanılgı halinde, iç huzurumuzun kalmayacağını, düzelmeyecek şekilde bir iç savaşa gideceğini bilmeliyiz. Bu ülke için yıllardır birlikte aynı emeller için mücadele etmiş etnik kökeni ne olursa olsun, tüm vatandaşlarımız birlik ve beraberlik içinde terörü yenmek için el birliği yapmalıyız.
Artık siyasiler de konuşmalarına dikkat etmeliler. 400 millet vekili bir partiden seçilseydi tüm bunlar olmazdı demek ne demek? Peki ne olacaktı? 400 millet vekili iktidar partisinden seçilseydi ne olacaktı? Başkanlık sistemi mi gelecekti? Peki başkanlık sistemi gelseydi ne olacaktı da PKK terörü olmayacaktı? Bunlar açıklanmalı. Ülke eyaletlere mi bölünecekti de, başkanlık sistemi PKK'yı bitirecekti? PKK'ya vaat edilen ne vardı ki, barış süreci esnasında silahlar susmuşken bir anda bu denli hain bir şekilde can almaya başladı? Ülkede terörü bitirmek için illede bir partinin 400 millet vekili mi çıkartması, birinin başkan mı seçilmesi, ülkenin başkanlık ya da eyalet sistemine mi geçmesi gerekiyor? Bunlar olmadan bu ülkenin tüm vatandaşları eşit haklara sahip olamıyorlar mı? Rejim değişince ne yapılacak da bu ülke huzura kavuşacak, tüm bunları mevcut yapı içinde konuşamıyor muyuz?
Terör ve teröristle pazarlık olmaz. Olursa işte bu yaşadıklarımız olur. Bu ülke hiç bir etnik köken ayrımı yapılmadan hepimizin. Ama hepimiz bunun sorumluluğunu bilmeliyiz. Türk-Kürt demeden hep birlikte teröre ve PKK'ya artık yeter diyebilmeliyiz. Yoksa ülkemize çok yazık olacak. Umarım bu gidişin gidiş olmadığını herkes görür.
BIST İçin Yorum Yapmayacağım!
Ülkenin güneydoğusu yanıyor, bir çok gencimiz evladımız canından oluyorken bugün borsa yorumu yapmak istemiyorum. Bunlar yaşanırken ne yorumu yapabilirim ki? Neyin stratejisini kurgulayabilirim? Sadece, sakın kredili işlem yapmayın, yüksek kadıraçlı işlemlerden uzak durun, artık kısa vadeli değil, en az orta ve uzun vadeli yatırımcı olmayı göze alınız diyorum.
Saygılarımla
Aydın Eroğlu
Stratejist
Finans Yazarı
www.borsaanalizci.com
Twitter: @_Stratejist_