Aslında ek bir şeyler yazmadan 21/05 tarihli ''Düzeltme Olmadan Hep Yükselmek Mi Normaldi?''  başlıklı beklenti yazımı yeniden okuyunuz demekle yetinebilirdim. Hatta, devamında 20/05 tarihli ''Not Artınca Beklenti Bitti Mi?'' başlıklı yazımla ara vermeden okumaya devam edin tavsiyem yeterli olabilirdi. Bu da yetmezse, ''İyi Veri Kötü Borsa, Kötü Veri İyi Borsa!'' yazımla da okumayı noktalayınız derdim olur biterdi! Zaten ilgili yazıların içinde daha evvel de olabilecekler hakkında uyarılar yapılmış diğer başlıklı yazılarıma da dikkat çekildiğini görürdünüz. Ama genelde okumayı sevmeyen bir özelliğimiz olduğunu bildiğimden, yine de bir kaç satır karalayacağım. Siz yine de bu dediğim yazılarımı yeniden okuyarak hafızanızı tazeleyin. Göreceksiniz, bu yazılar size müsekkin etkisi yapacak.

     Başlıkta dediğim gibi, panik yapmaya gerek yok. Bence gayet sağlıklı bir düzeltme yaşanıyor. Uzun zamandır bir düzeltmenin sağlıklı olacağı uyarısını tekrarladığımı biliyorsunuz. Bu düzeltme beklentim biraz gecikmişti sadece o kadar. Bir türlü düşemeyen banka sektörü nedeniyle olmayan düzeltme, bankalara yapılan ince ayar etkisi ile başladı diyebiliriz. Bankaların kredi mevduatlarına gelen faiz tavanı ve devamında gelebileceği söylenen tüketici lehine bir takım tedbir ve kurallar, sektörün karını düşürebilir düşüncesi ile ciddi bir kâr satışı görüyoruz. Kar satışı diyorum, çünkü bir süre sonra bu satışlar yerine yine alımların gelmesini bekliyorum. 

      Nasılsa yazılarımda izahatlar yeterince mevcut. Kısaca, Türkiye'nin makro dengelerinde bir bozulma yok diyorum.
     Türkiye yatırımlarını başlatıyor mu? Evet.
      Yüksek rakamlı ihaleler tamamlandı mı? Evet.
      Türkiye'nin notu arttı mı? Yatırım Yapılabilir ülke oldu mu? Evet, evet.
      Varlık Barışı Yasası Geçti mi? Evet (Yeniden tekrarlanan varlık barışından ciddi bir tutar yurt içine giriş yapacaktır beklentim var)
      Kurların yükselmesi cari açığı düşürebilir mi? Evet.
      Kurların yükselmesi ihracat ve dolayısı ile üretimi yükseltir mi? Evet. 
      Yükselen kurlar nedeniyle yeni girecek yabancı fonlar kur avantajı yakalar mı? Kur karşılığı hisseler daha da mı ucuzlamış olur? Evet, evet.
      Yeni fonlar yine de Türkiye'ye girecek midir? Tabii ki evet. 
      
      Bu kadar evet varsa, peki o zaman bu düşüş nedir?
      Değişik beklentilerle olması gerektiğinden önce ve fazla yaşanan yükselişin bir düzeltmesidir. Bunun dış ve iç sebeplerini hem yazımın başında, hem de verdiğim başlıklı yazılarım gibi birçok yazımda anlatmıştım. Yüksek beklentiler sürerken de gördüğünüz düzeltmeler yaşanabilir. Hatta yaşanması çok da sağlıklıdır. 

      Bu satışlarının Destek-Direnç Tablomuzda verdiğim seviyelere kadar sürmesi mümkündür. Hatta belki biraz daha da aşağı kayma yaşanabilir. Ama artık bundan sonraki düşüşlerde, alımların da görülebileceğini düşünüyorum. 

      Destek Alımları Görülebilir!
      Yılbaşındaki yükseliş esnasında önemli direnç olan 86.787 seviyesi şuan ilk destek seviyemiz olarak düşünülebilir. Ancak 86.000 civarı seviye daha kuvvetli bir destek bölgesi diyebilirim. Ama bu tarz düşüş dönemlerinde, aynı yükselişte yaşandığı gibi, kantarın topuzu biraz fazla kaçabilir. Panikleyenlerin satışlarının sürmesi ile 84.000 seviyelerini de görme riski yaşayabiliriz. İşte bu nedenle, olası daha alt destek seviyelerine inme riskini düşünerek, alım imkanlarının % 50'si civarında bir alım düşünmek, 86.000 endeks seviyesine kadar bu limitle sınırlı kalmak doğru olabilir. Olur da, endeks alt destek seviyesine inmeye kalkarsa, o zaman diğer % 50 ile alımlara devam etmeyi kişisel olarak daha tedbirli bir davranış olarak görüyorum. 

      Endeksin yıl içinde çok daha yüksek seviyeleri göreceği beklentimi koruyorum. Yaşanan bankacılık düzenlemelerinin içeriklerinin tüketim ve üretimi destekleyici nitelikte olduğunu göz ardı etmeyiniz. Bankaların düzeltme sebepleri, sanayi şirketlerinin alım nedeni olarak da görülebilir! Bankacılık dışındaki sektörlerin daha öne çıktığını görebiliriz. Alınan tedbirler nedeniyle, bankacılık sektörünün kâr düşme riski oluştuğu için, portföylerdeki banka ağırlığının düşük tutulmasını doğru buluyorum. Ama olası yabancı girişlerinde bankalar tercih edilmek zorunda kalınacağı için de, hiç göz ardı edilemezler.     

      Ne demiştik? Panik Yok!!!   
 

    Aydın Eroğlu
     Stratejist
www.borsaanalizci.com