Kriz ABD kaynaklı başladı.Asıl düzelme de oradaki doğrularla olacak olduğu için,alınan doğru kararlara da ABD’den başlayayım!
Krizin başinda özellikle mortgage piyasalarındaki hasarın boyutu tahmin edilemediğinden müdahale kararları da eksik oldu.
Geçen sürede türev piyasaların yarattığı hasarın finansal kurumlarda ve reel piyasalarda açtığı çukur iyice belli oldu.Bu nedenle ilk etapta alınan kararlar hep,bu batakların telafisi ve açıkların kapanması,özellikle banka ve sigorta gibi kurumlardaki mevduatların korunmasına yönelik oldu.
Karar alma yetkisinde bulunanlar artık,piyasaların yeniden işlemeye başlaması için gereken kararları uygulamaya sokmaya başladılar.Bunun en büyük örnegi ABD’de FED ve FDIC ’in aldığı karardır.Belli bir program dahilinde 1.3 Trilyon Dolarlık tahvil geri alımı kararı alındı.Bunun 400 kusur milyar dolarlık kısmı devlet tahvillerinin geri alımında,800 kusur milyar dolarlık kısmı da sorunlu mortgage tahvillerinin geri alınmasında kullanılacak.
Özellikle ABD\'de zararlı finansal varlıkların geri alımı konusunda alınan karar,bu krizin dönüş kararı olacak düşüncesindeyim.Bu kararın uygulanmaya başlanmasıyla birlikte,bankalar hem bu varlıklardan kurtulmuş olacak,hem de kurulan fonun bunları satın almasıyla bunlar için ayırdıkları karşilıklar da serbest kalacak.Kısacası çok kısa zamanda uluslar arası kredilerinin yeniden canlanmaya başladığını göreceğiz.
Ayrıca yine ABD’de krizin atlatılması için bir süreliğine bilançolarda bulunan varlıkların piyasa fiyatlarına göre değerlenmesi yönteminde de değişikliğe gidilmesi yönündeki çalismalar mevcut ki,özellikle finans kurumlarının zararlarının bu denli artmış olmasında bu hesaplama yönteminin payı da büyüktü.Bu değerleme metodunda olası değişiklik bilanço zararlarının azalmasına ciddi etki yapacaktır.
Bu arada yurt içinde de piyasaları etkileyecek kararlar alınmaya devam ediyor.
T.C.M.B.’sı faizlerde 20 Mart’tan itibaren 1 puan daha indirim yaptı.
Akabinde kamu bankalarının ciddi faiz indirimleri ve mevcut kredilerin sürelerinin ötelenmesi ile ilgili kararları açıklandı.
Bir tespit yapmak istiyorum;
yıllardır özellikle Türkiye ekonomisinin en büyük yanlışlarından biri olan yüksek faiz düşük kur politikasını eleştirirken,bu uygulamanın sebebinin,faizin düşmesinin sıcak parayı dışarıya kaçıracağı ve dövizin bundan olumsuz etkileneceği açıklamasının pek de doğru olmadığı anlaşilmış oldu.
Şu an tüm dünyada yaşanan görülmemiş çaptaki bu ekonomik ve sosyal krize rağmen bile döviz kurlarında şimdilik pek de korkulan olmuyor.Kaldı ki,petrol 140 dolar seviyelerindeyken dünyada aşirı bir para bolluğu yaşanıyordu.Eğer o zaman faizler bu şekilde indirilmiş olsaydı.Ülke sanayisi ve ticareti şuan içine düştüğü sorunların çok azını yaşiyor olurdu.
Aynı zamanda da TL.‘deki yüksek faiz nedeniyle şirketler yatırımlarını döviz cinsinden yapmak zorunda kalmazlar ve döviz karşilığı borçları da,kur artışından kaynaklanan zararları da bu şekilde artmazdı!
Neyse,ben yine yapılan doğruları anlatmaya devam edeyim,önceden yapılan hataları sonra daha detaylı yazarım!
Tahvil faizlerinin düşmesi ve dış kredilerin yeniden açılmaya başlaması,uluslar arası fonların ve yatırımcıların Türkiye’ye girişini yeniden başlatacaktır.Bu durum dövizin durulmasına neden olacak,gevşeyen faizler ve döviz de bankacılık karlarının artmasına imkan yaratacaktır.
Türkiye’de şimdiye kadar görülmemiş boyuttaki enerji yatırım kararlarının alınmasına istinaden de rahatlıkla diyebilirim ki,piyasaların çok ciddi gelişiminin beklenmediği bir ortamda hiçbir yatırımcı özellikle de enerji alanında bu çapli yatırım yapmaz!
Demek ki,bu krizin sonunda,Türkiye çok büyük bir büyüme ivmesine daha girecek beklentisi,yerli-yabancı yatırımcıların yatırım kararlarını bu yöne çekmelerine sebep olmaktadır.