Soru - Cevap (Seçim vaatleri)

  •  A 
SÜ*** EG*** 05.05.2023 10:06
Konu / Hisse Kodu: Seçim vaatleri
Merhaba Aydın Bey ,

Seçim sebebiyle muhalefet tarafından bütçeye ciddiyi yük getirecek vaatlerde bulunuluyor (memur maaşları , emekli maaş ve promosyonları , depremden etkilenen vatandaşlarımıza ücretsiz ev , ötv siz araba vs.) . Bu tarz bir yaklaşımla birlikte uygulanacak klasik kabul görmüş bir para politikası nasıl bir sonuç verir ?Çünkü İmf politikaları uygularken kamu tarafında taahhüt ettiğimiz tasarruf vaatleri ve özelleştirme politikasıyla dış finansman buluyorduk .
Cevap 05.05.2023 11:34

Öncelikle, siyasiler her dediğini birebir yapmaz ya da yapamazlar. Bazıları vaat olarak kalır. Lakin, sadece EYT ile erken emekli edilenlerin yükü bile ülke için çok ciddi bir maliyettir. Yine zamanında yaptığımız gibi, çok genç yaşta insanları emekli ederek devlete büyük bir yük ekledik. Diğer taraftan kkm ve 2021 sonu uygulamaya alınnan para politikalarının devlete-hazineye yüklediği ek yük de bu dediklerinizin hespinden fazla maalesef. 

Vaatler içinde depremden etkilenenlere ücretsiz ev dışında diğer hepsine katılıyorum. Bunun nedeni de, yasak, imarlı yere kaçak inşaat yapmış, sonra da siyasilerin çıkarttığı imar afları ile tapu almış insanların hatalarının ekonomik faturası toplumda kurallara uyanlara yüklenmemeli. Evet tabi ki, devlet evlerini kaybedenlere destek olmalı. Ama bu bir bölüşüm şeklinde olmalıyıdı. Uygun şartlarda uzun vadelerde geri ödeme kolaylığı ile bu hasarların karşılanması çok daha doğru bir vaat olurdu. 

Şu an Türkiye'de kayıt dışı ekonomi patlamış durumda. Sistem içinde çok sayıda şirket çalışanına ödediğinden çok daha düşük maaşları gösterip, bu rakamlara göre vergi ödüyorlar. Ona göre çalışanların primlerini yatırıyorlar. Hayatınızda denk geldiğiniz örnekleri şöyle bir düşünün; tabii ki bir vatandaşlık görevi olan vergi ahlakına sahip insanları dışında tutuyorum. Muayenehanesine gittiğiniz bir çok doktor, dişçi, psikolog, psikiyatris, fizyoterapist, güzellik uzmanları kaçından fiş fatura alıyorsunuz? Bu sorunun yaşandığı kişi ve sektörleri çok uzun sayabiliriz.

Dün olta atmak için denize açıldık. Kıyılarımızda imarsız dünya kadar yer tarumar edilmiş. Her koy, tepe yazlıklarla kaplıydı. Buralarda oluşan inanılmaz rantlar oluştu. Gelir eşitsizliğ inanılmaz boyutta iken, çok büyük bir vergi adaletsizliği de oluşmuş durumda. Vergi başta işçiler, memurlar, emekçiler dahil maaşlılar olmak üzere, vergi ahlakına sahiplerden tahsil edilirken, çıkan aflar yüzünden vergisini ödememeyi prensip edinmiş inşan-şirket sayısı had safhada. 

Ayrıca, doğu-batı arasında başta enerji tahsilatları olmak üzere çok ciddi bir kayıp-kaçak faturası da var. Siyasiler seçim konusunda birbirlerini teröre destek vermekle suçluyorlar. Peki doğudan yıllarrdır tahsil edilemeyen kayıp-kaçakların diğer bölgelerde yaşayan bizlerin faturalarına hukuku bile kullanarak yüklemek ne demek oluyor? Bu durum mevcut iktidar değil, öncesinde de birçok iktidarın verdiği en büyük tavizlerden birisi. 
Yani sadece kayıp-kaçak, vergi adaleti ve devlete iki yıldır yüklediğiniz ekstra faiz yükünü düzeltseniz, yukarıda sayılan vaatlerin hepsi çok rahat yapılır. 

Kredi risk primimiz 550 dolaylarında. Bir altta Kolombiya 280 civarında sanırım. Kolombiya gibi uyuşturucu merkezi olan bir yer bile bizden neredeyse 300 puan daha düşük risk primlerine sahip. Bu ne demek? Devlet kamu özel kullandığı dış finansman için risk primi kadar ek faiz yüküne katlanıyor demektir. Koca bir ülke olarak kamu-özel kullandığımız dış finansman için ödenen artı risk prim maliyeti, ülke olması gerektiği gibi yönetilmeye başlanırsa 200'lerin altına hemen düşebilecek cds(risk primi) maaliyet farkı bile yukarıda saydığınız vaatlerin çoğunu karşılar.

İnanın ki, zenginlerden, çok yüksek gelir-kazanç elde etmelerine rağmen karşılığındaki vergileri ödemeyenlerden, elde ettikleri rant gelirlerine rağmen vatandaşlık görevini unutanlardan olması gereken vergi tahsilatlarını bile yapmayı başarsak, bu rakamların yanında memur, emekli, işçi ücretlerinin, promosyonlarının çok önemsiz kaldığını görürsünüz.

Son olarak da ötv konusuna bir satır açmak istiyorum! Otomotivde ithalatçıyız. Sattığımızı ya komple ithal ediyoruz, ya da birçok aramalını ithal edip, montajlayarak satıyoruz. Kendimize ait otomotiv markası şu an için sadece TOGG sanırım. Ama bu ürünlerin fiyatlarına bakarsanız, ana satıcı-üreticinin elde ettiği kardan çok daha yüksek bir bindirilmiş vergi görürsünüz. İthalde alınan vergiler, kdv, ötv, taşıt alım-satım vergisi vs dahil, çıplak ücretin neredeyse 3 katı da vergi tahsilatı yapılıyor. Gelişmiş batı ülkelerinde en basit satın alma otomotivdedir. İnsanlar sıfır araçları bile çok rahat şekilde birkaç maaşları ile alabilirler. Hele ki ikinci el araçların bedelleri ile satın alınma imkanları çok daha kolaydır. Biz ise üretenden daha çok tahsil edilen vergiler yüzünden birkaç yıllık tüm kazançlarımızı yemden içmeden ödesek bile erişemez duruma geldik. 

Bir ülkenin vatandaşı için, haberleşme, ulaşım, konut, eğitim ve beslenme en en önemli sağlaması gereken sorumluluk ve tavandaşlık hakkı olması gerekir. Ama maalesef ülkemizi on yıllardır yöneten mevcut ve öncesindeki iktidarlar bir türlü doğru şekilde yönetmedikleri için, iç ve dış bütçe açıklarını finanse etmek için hemen taşıtlara saydığımız bu vergileri yükleyip devlete kolay yoldan gelir yaratma yolunu seçiyorlar. Ama vatandaşlık haklarımız yok sayılıyor. Gelişmiş ülkelerdeki insanların çok kolay erişebildiği otomotiv edinme imkanı bizler ikinci sınıf ülke miyiz ki, kendi vatandaşlarımıza çok görülüyor? Kısacası demem o ki, otomotivden tahsil edilen vergi yükü çok ağırdır. Devlet olarak haklı bir vergi adaleti uygulayamadığımız için çareyi ötv, kdv'de arıyoruz. Bunlar belki yine olabilirdi ama çok daha az yük yaratacak şekilde olmalıydı. Ya da ilk araç alımında sıfır, sonrakilerde artan oranlı olabilirdi.

Aynı şekilde konutlar için de bu durum geçerli. Konut insanlık hakkıdır. Her insan başını sokacak bir ev almak ister. Eğer ilk konutları sıfır vergi yükü ile almanın yolunu açar, artan konut sahipliğinde her ek bir sayıda daha da artan vergiler uygularsanız, konut yatırım aracı olmaktan çıkar. Bir tarafta insanlar kirasını ödeyemezken, diğer tarafta birileri 3-5-10-20 mülk sahibi olamaz. Olursa da bunlar için artan oranlı vergileri göze alarak bunun yapar. Bu sayede konut ve kira bedellerini bile vatandaşlarınızın kolay ulaşabileceği seviyelere indirmiş olursunuz.

Bu arada mesela son günlerde bir bankanın çalışan bir yöneticisi tarafından, banka ürünleri dışında farklı bir gelir yaratma vaadi ile dolandırılan futbol camiasının birçok simasının mağduriyetlerinin karşılanması için cumhurbaşkanından destek istenildiğini okuyoruz. Tam detayı net değil ama, devletin bu tarz kayıpları ödemeye kalkışmasına da karşıyım. Sistem dışı elde edecekleri kazançlar için aldıkları riskler sonunda uğranılan mağduriyetler kendilerini bağlamalı. Devlete yüklenmemeli diye düşünüyorum. 

Şaka bir yana, vaatlerden sadece yıkılan evlerin karşılıksız yapılmasına şerh koymak istiyorum. Haksız ve yasak yerlerde imarsız olarak edinilmiş evler konusunda diğer vatandaşların kabahati yok. Vergi, hepimizin cebinden tahsil edilen, üzerinde hepimizin hakları olan fonlardır. Yasak yapıları yapıp, sonra da devlete yük yüklemek doğru olmaz görüşündeyim. Ama ödeme, maliyeti paylaşma gibi kolaylıklar tabii ki bir devletin vatandaşı için yapabileceği davranışlar olmalıdır. 

:))) son ötv.den bahsedeyim dedim benim sona bakar mısınız:). Ben de yazı ve söz bitmez. 50 krş.a söz verirsiniz 10 TL.ye susturamazsınız. Umarım düşüncelerimi oldukça detaylı şekilde izah edebilmişimdir. Bu ülke çok büyük. İnanın bana doğru yönetildiği zaman hepimiz çok daha büyük refah içinde yaşarız. Bunun yolu da, ülkeyi yönetenlere bir süre sınırı koymak, siyasi partiler yasasını değiştirip, her alanda aday olan çok sayıda kişinin seçimini sadece sınırlı sayıda delege ile değil, çok daha yüksek sayıda üyelerin oyuyla sağlamaktır. 86 Milyon'luk bir ülkede yetişen gençlerin her zaman önünü açmak, yıllardır aynı vaatleri tekrarlayan ama bir türlü gerçekleştiremeyen siyasileri dediklerini yapamadıkları takdirde kolayca değiştirebilmek gerekir. Futbol takımı gibi parti ve lider tutmayı bıraktığımız anda, olaylara ve gelişmelere çok daha farklı gözle bakmaya başlarız.

    Saygılarımla
    Aydın Eroğlu
     Stratejist
   Finans Yazarı
www.borsaanalizci.com
Twitter: @aydineroglu_