Bedelsiz aslında çok önemli bir ek avantaj ve fiyat artış nedeni değildir. Sonuçta şirketin bilanço içinde yer alan yapının şeklinin değişiminden ibarettir. Yani değer artış fonları sermayeye dönüşür. Ama öz kaynaklar aslında aynıdır. Sadece çok daha yüksek oranlı %500-%1000-%6000 misali sermaye artışlarında nedense hisseler yüksek bir fiyat tepkisi verebiliyorlar. Bunlar da aslında öz kaynaklarda değişim yaratmaz. Ama fiyatı yüksek olduğu için kolay alınıp satılamayan hisseler, yüksek oranlı bedelsizlerle bölündükten sonra alınıp satılabilir fiyatlara indikleri için daha çok ilgi görürler. Alamayan yatırımcılar da alabilir hale gelir.
Ama genelde yüksek bedelsizlerin sonrasında hızlı yükseliş yaşayan hisseler bir süre sonra bu yükselişlerinin önemli kısmını geri verirler.
Temettü konusu ise, daha gerçekçi ve önemli bir haktır. Düzenli temettü veren şirketlerde, hisselerin uzun vadeli taşıyan yatırımcıları, ortaklar bu temettülerle de genelde aynı hissedeki paylarını arttırırlar. Yani temettü ile hisseyi alırlar. Böyle bir davranış, hissenin bir süre sonra verdiği temettü nedeniyle düşen fiyatının telafi edilmesini sağlayabilir. Ama tabii %20-%50 hatta %100 temettülerden çok daha yüksek oranlardan bahsediyorum. Tabii temettü oranı gibi, hissenin fiyatı da çok önemlidir. Çok yüksek fiyatlı hisselerde düşük oranlı temettüler fiyatta çok tesir yaratmayacakları için yarattıkları etki de sınırlı kalır.
Aslında şirketler için en önemli etki bedelli sermaye artışlarında yatar! Bedelli sermaye artışları, şirketlerin mevcut varlıklarının, özkaynaklarının dışarıdan eklenen nakitle bir anda büyümesidir. Lakin bunda da bilanço karlılığı yüksek, ederine göre ciddi iskonto içeren hisselerde yapılan bedelliler daha etkilidir. Yoksa büyük zararlarla yıllardır gelen, bir müddet sonra faaliyetlerinde sermaye sıkıntıları çektiği için bedelli artışa gitmek zorunda kalan şirketlerden bahsetmiyorum. Onlardaki bedelli artışlar yatırımcıları çok çekmeyebilir. Çünkü kötü gidiş aynı şekilde sürecek olursa, yatırılan ek paralar da bir süre sonra buhar olabilir.
Bedelli sermaye artışlarında olumsuz bir baskı da söz konusu olabilir! O da, yapılan sermaye artışı yüksek olursa, şirket de iskonto içeren bir fiyatta değil de, yüksek prim içeriyorsa, taşıyan yatırımcılar ek para sokmak istemeyecekleri gibi, bu imkanları da olmadığı için, ellerindeki hisseleri satmaya, rüçhan payını satmaya, ellerindekilerin bir kısmını satarak kalanların sermaye artışına katılmaya kalkmaları halinde hisseye satış baskısı yaratan bir gelişme olur.
Site içi arama kısmına temettü, bedelsiz, yüksek bedelsiz, bedelli kelimelerini yazıp filtrelerseniz, geçmişte bu konuların çok daha detaylı izahlarının dökümü karşınıza çıkacaktır. Zaman buldukça okumanızda yarar görüyorum.
Halka açıklık oranı düşük olan şirketlerde temettü daha ziyade ana ortağa yaradığı için şirketlerce tercih edilmelerinde sakınca yoktur. Ama halka açıklık oranı çok yüksek olan şirketlerde temettü patronlardan ziyade hisse yatırımcılarına gideceği için, ana hissedarların çok tercih etmedikleri bir karar olur. Halka açıklığı çok yüksek hisselerde bedelli sermaye artışları ise, yatırımcıların cebinden şirketlerin bilançolarına para gireceği için ana hissedarların memnun oldukları bir karardır.
Asels için çok etki yaratacak bir temettü oranı değil. Ayrıca, zaten bizde temettüler fiyattan düşer. Yani temettü öncesi ve sonrası toplam varlığınız aynıdır. Sadece öncesinde hepsi hisse iken, temettü sonrası bir kısmı hisse, bir kısmı nakit toplamı aynıdır.
Umarım sizi aydınlatabilmişimdir.
Saygılarımla
Aydın Eroğlu
Stratejist
Finans Yazarı
www.borsaanalizci.com
Twitter: @aydineroglu_