Dün gece biraz daha erken yatmıştım.
Günaydın. Enflasyon biraz da arz talep dengesine bakar. ABD ve AB'de mortgage döneminde inanılmaz bir para piyasaya sürülmesine rağmen enflasyon üretmedi. Çünkü üretim var. Bizdeki sorun üretememek. İthalata bağımlı üretim ve tüketim yapısı. O yüzden kurlar artarken enflasyon kaçınılmaz. Ama kurları kontrol edersek, enflasyon da bir süre sonra inmeye başlar.
Bu faiz - kur modeli ile zaten rezerv arttıracaklar. Amacın birisi de bu. Kur agarantili faizi almak için döviz hesaplarından dönmeniz gerekiyor. Bu takdirde düşen kur ortamında merkez bankası rezerv alım imkanı bulacaktır. Sonrasında bu artan rezerv ile, gelen döviz talebini rahatlıkla baskılayacaklardır.
Esas olan ise güven. Bu ortama her alanda güvensizlikten geldik. Peki bir politika değişimi ile her alanda güven yaratacak mıyız? İşte o çok zor. Bu nedenle, maaş zamları, kredi teşvikleri sonrasında Mart-Nisan gibi bir erken seçimi ihtimalini halen çok güçlü buluyorum.
Bu arada üretimi düşük kredi modeli ile destekleme politikasında zaten bir süre yüksek enflasyonu kabullenmeniz gerekiyor. Üretim artışı devreye girene kadar. İşte bu ortamda bu faiz-kur modeli ile kurların düşmesi ithalatta fiyatların kısmen geri gelmesine neden olacaktır. Bu da Aralık enflasyonunu yukarı çekerken, Ocak ve Şubat'ta kısmi gerilemeye neden olabilir.
Saygılarımla
Aydın Eroğlu
Stratejist
Finans Yazarı
www.borsaanalizci.com
Twitter: @aydineroglu_