Soru - Cevap (Kriz)

  •  A 
İL*** MA*** 14.10.2021 22:17
Konu / Hisse Kodu: Kriz
Aydın Bey
Türkiye daha önceki dönemlerde bu kadar uzun süren ve kabul edilmeyen bir çözüm üretilmeyen bir kriz dönemi oldu mu? Daha önceki krizlerde bir noktaya geliyor ani bir devülasyon oluyor ve bu patlama inkar edilemiyordu şimdi ise dalgalı kur herhalde bunu önlüyor parça parça devalüasyon oluyor kurbağa misali yavaş yavaş ısınan suda kaynatıyorlar bizi. Maaşlar eridi alım gücü dipte ev araba almak hayal oldu. Yani illa birilenin çıkıp evet ilan ediyorum krizdeyiz mi demesi mi lazım?
Cevap 15.10.2021 00:01

1990-1994-1998-2001 ve sonraki dönemde yaşananları gördüm. Bu şekilde seyirci kaldığımız yanlışlarda ısrar ettiğimiz, liyakata bu denli önem verilmeyen bir dönem olmadı. Öncekilerin hepsinde iktidarda liderler bu şekilde tek başına kararlar alamazlardı. Bir şekilde meclisin etkisi de olurdu. Şimdi ise bakanları bile bilmiyoruz neredeyse. 

Eski krizler zamanında ABD ve AB ile ilişkilerde bu şekilde karşıtlık yoktu. İlk kez böyle müttefik göründüğümüz ülkelerle aramız bu boyutta açık. 

Aynı şekilde sınırlarımızdaki planlar belki 40 yıldır sahneleniyordu. Ama ilk kez bu denli yakınımızda aleyhimizde bir yapılanma yaşanıyor. Suriye sınırımızda yapılanlar net. Hem de ABD tarafından gözümüze baka baka yapılıyor. Doğu Akdeniz'de Yunanistan yanında saf tuttular. Aynı şekilde Araplar biile karşımızda. Bu kadar yalnız olduğumuz bir dönem olmadı. 

Eskiden böyle olunca ki, o zamanlar sabit kur rejimleri vardı. Devalüasyon yapılır, kamu tasarrufa geçer bir süre durum idare edilirdi. Ama o dönemlerin hiç birinde Türkiye şu anki kadar güçlü değildi. Şu an kendi silahını üreten, sanayisi fason da olsa daha güçlü olmuş durumda. Ranttan sağlanan ciddi bir sermaye büyümesi var. Ama adalet, hak, hukuk, denetim neredeyse sıfır. Sayıştaydan bir çok suistimal raporu çıkıyor ama üstüne giden yok. Medya hiç bu kadar taraflı olmamıştı. Olan biten gelişmeler medyada yer almıyor bile.

Ülkede başbakan seçilen kişi, kendi MKYK tarafından yetkileri alınarak oyun dışı bırakılıyor. Akademisyen sıfatlarının alınma süreleri hiç bu kadar kısa süreler içinde olmamıştı. AİHM kararlarının uyulmadığı, Anayasa Mahkemesi'ni tanımadıkları dönemler olmamıştı. 

Ekonomide 2002-2008 arasında yüksek faiz düşük kur ile enflasyon baskı ile düşürüldü ve bu dönem ülkede üretici yok edildi. Ülke ithalat cenneti haline getirildi. Sitede en eski strateji yazılarıma bakarsanız yüksek faiz düşük kurun ne denli yanlış olduğunu detaylıca yazıyordum. Sonrasında ülkenin çok ciddi kur krizlerine gireceğini belirtiyordum. Maalesef o zamanlar değerli kur onurumuzdur felsefesi hakimdi. Ama şimdi ise aynı felsefeye sahip iktidar tam tersi şekilde aldığı tüm kararlarla kurun yükselmesine neden oluyor.

2008 Balyoz, Ergenekon, 2011 şike süreci, 2013 Gezi Parkı, ve bu dönem arasında her alanda yapılan paralel bir yapılanma uyarılarına rağmen bunların iktidarca kabul edilmemesi, BOP sürecinde yaşananlar, 36 yıl sonra gelen hain bir darbe kalkışması, Önce zırhlı araç verilip arkasındayız, yargıya karışmayın diye Ergenekon, Balyoz ve şike sürecini gerçekleştiren cumhuriyet savcıları ve hakimlerin daha sonra 17-25 Aralık'la birlikte vatan haini çıkması veya yargılanması, ya da ülkeden kaçması, 2006-2008'e kadar işler iyi gittikten sonra, devamlı ve her kesimle süren gerilim, kavga politikası, insanların, kurumların, öğrencilerin her tepki ve eleştirisinde terörist, hain yaftası ile yaklaşma tepkileri, verilen büyük devlet ihalelerinin sözüm ona adı yap işlet devlet olsa da, geçiş, yolcu vs.gibi taahhütler nedeniyle altı ayda bir hazineden ödemelerle çok pahalı ve sorgulanamaz olması, bunların sorgulanmasının bile yasaklanması, daha say say bitmeyecek nice benzer durum nedeniyle süren gerilim süreci, nihayetinde bugün beklenti yazımda linkini paylaştığım 2019 yılında MB'nın yedek akçelerinin de bankadan hazineye devrinin yapılması sonrası, bankanın net rezervlerinin swap hariç -40 Milyar Dolar'a getirilmiş olması, 3.00 TL döviz kurundan beri sürekli dolar çıkmaz, düşecek derken, şu an Dolar'ın 9.19 olmasına rağmen hiç kimsenin bu süreçte söylediklerini hatırlamaması, kısacası gördüğünüz gibi bitmeyen ve saymayı unuttuğum sorunları hiç bu kadar uzun yaşamamıştık. Arada da Güneydoğumuzda yaşadığımız şehir terör yapılanmaları öncesinde yapılan bu günleri bize yaşatan hataları yazmadım. Üniversite, KPSS dahil soruları çalına sınvaları, bunlar konu olduğu zaman mümkün değil böyle bir şey denmesine rağmen, sonraki yıllarda bu dönemlerin yök başkanı gibi kişilerin fetöden yargılanmasını gördüğümüzü son anda hatırladım.

Bakın daha 5.7(aklımda kalan) Milyar Dolar'a Öger Telekom'a satılıp, parasının hepsinin bizim bankalarımızdan verilmesine, Öger Telekom'un hiç bir ödeme yapmamasına rağmen, sonraki 7 yıl içinde 5.5 Milyar Dolar civarında temettüyü yurt dışına çıkartmasını görmeyen rekabet kurumu, BDDK, hazine ve iktidar yetkililerini, bu konunun üstüne hala gitmemiş olmamızı, ülke olarak böyle bir dolandırmaya karşı neden uluslararası tahkime hala gitmemiş olmamızı falan da az daha yazmayı unutuyordum. 

Görüyorsunuz ki, hakikaten sizin dediğiniz gibi hiç bu kadar sorunları arka arkaya yaşadığımız ve hala da yaşamaya devam ettiğimiz bir dönem olmamıştı. 5 yıl öncesine kadar muhalefette iken iktidara ve liderine demediğini bırakmadığı halde, bir anda ortak olan ve sonrasında ise dediklerinin her alanda tersini savunan bir muhalefet partisi ve lideri de hiç görmemiştim.

Bu arada dünyada mortgage ve pandemi krizi nedeniyle sıfıra yakın faiz ve bol likidite dönemine, uzun yıllar devamlı düşen gıda fiyatlarına, 20 Dolar'ı gören brent petrole rağmen, devamlı artan işsizlik, enflasyon, faiz , cari açık ve döviz kurlarını ise neyle izah edeceğiz bilemiyorum. Tüm bunları yıllardır bir başkasına, muhalefete yükelemek ne kadar doğru bunları sizler söyleyin. Rezervlerin eksi olduğu, karşılıksız dondurulmuş banka kredi sorunlarının konuşulmadığı bir ülkede başarı hikayeleri anlatıyor olmamız sürdüğü için sizin dediğiniz gibi kriz de bu kadar uzun sürüyor.

Birileri krizdeyiz demese de, 2002'deki dolar 1.68, 2008'de 1.18 iken şu an 9.19 ise, hala enflasyon en büyük sorun ise, hala faiz sorunu ve katma değerli üretim eksiği çözülemedi ise bunu başarı olarak göstermek gerçekçi değil. Ama diyecek bir şey yok maalesef. Tüm güçleri bir elde toplarsak, sonuç da bu oluyor işte. Ülke ne zaman bu siyasal süreçten çıkar, güçler ayrılığı, demokrasi, hukuk, adalet, liyakat, kamuda laiklik, cumhuriyet değerleri, insan hakları, tarafsız medya, her şeyin sorgulanabildiği bir ortam, kavga değil de uzlaşma dili kullanılmaya başlanırsa, yargıya, eğitime güven oluşursa bu süreçten çıkarız. Ben ümidimi kaybetmiş değilim. Ülke çok badireler atlattı. Bu süreçten de çıkar. Ama sanırım bunun için bir seçim şart oldu. 


    Saygılarımla
    Aydın Eroğlu
     Stratejist
   Finans Yazarı
www.borsaanalizci.com
Twitter: @aydineroglu_