Bu konu bir zaman yine sorularınızda vardı ve beklenti yazısı ile görüş belirtelim demiştim. Bunu yapmadım mı ki şu ana kadar? İnanın ben sanki görüşümü yazmıştım diye hatırlıyorum. Eğer yazmadı isem, onu da yazalım.

Düşüncemi bilmeyenler için hemen söylüyorum; esas olan temel analizdir. Şirketler nihayetinde temel analiz gelişmelerine göre fiyatlanırlar. 

Ancak teknik analiz de çok önemlidir. Teknik analiz bize hisselerde işlem yapan yatırımcıların hareketleri vasıtası ile bir takım grafikleri yorumlayarak geleceği tahmin etme imkanı verir. Lakin kesin grafik gereği neyse olur diye bir kural yok. 

Borsada yatırımcılar bir takım bilgilere göre yatırım kararları alırlar. Bunların bir kısmı bilanço analiz raporlarıdır. Bir kısmı sağdan-soldan haberler ve duyumlardır ki, duyumların piyasada adına tüyo denir. Bir de teknik analiz grafiklerine bakarak yatırım yapanlar vardır. 

Bilançolar geçmişin ifade edildiği şirket raporlarıdır. O an için şirketin bir değer ifade etmesi için önemlidirler ama gelecekte ne olacakları mevcut bilançoya bakılarak kesin bir şekilde anlaşıamaz. Misal çok büyük döviz kredi borcu olan diyelim ki Thyao şirketi, geçen yılın başında yurt dışında bol ve faizsiz para varken sorunsuz bu borcunu çevirir. Turizm hareketi de yüksek ise, şirketin ciddi kar elde etmesinin önünde bir engel yoktur. Ama açıkladığı yüksek kar sonrasında, Rus uçağının düşürülmesi, güney doğudaki bazı şehirlerimizde bir anda başlayan terör kalkışmaları ve ülkenin ana şehirlerinde yaşanan terör olayları nedeniyle, ya da litaratürümüzden çoktan çıkmış olması gereken bir darbe girişimi sonrasında bir anda artan kurlar ve bıçak gibi kesilecek turizm hareketini bir önceki gayet yüksek karlı bilanço göstermez. Bu nedenle önceki bilançoda kar açıklayan şirket sonrakinde zarar açıklayabilir. 

Aynı şekilde, diyelim ki, bilanço gelişimi normal seyrinde giden bir şirket, mevcut fiyatının ciddi bir oranda üstünden başka birine satılacaktır. Bu nedenle görrüşmeler yapılmaya başlanmış ama piyasa bunu henüz duymamıştır. Bu gelişmeyi yani bir satış görüşmesi yapıldığını ya da yapılacağını temel analize göre bilemezsiniz. Siz KAP açıklamasında öğrendiğinizde ise iş işten geçmiş olabilir.

İşte tüm bu gelişmeleri grafiklerle önceden görebilirsiniz! Çünkü olası satış görüşmesini yapan patron, not artışını ya da not indirimini duyan bir bürokrat ya da rating kurumunun temsilcileri, açıklanacak bilançodaki karı ya da zararı bilenler, yeni bir yatırım kararını ya da yüksek bir sermaye artışı bilgisini bilenler bunu bir yazışmada kullanmak için sekreterine, rapor için asistanına, genel müdürüne, şirket içinde işleyişte bilmesi gereken diğer kişilere söylemek durumundadır. Ya da bu gelişmelere ilgili toplantılarda bulundukları için şahit olanlar olur. İşte tüm bu kişiler sonra farkında olmadan-farkında olarak bu bilgiyi eşine, çocuğuna, akrabasına, arkadaşına, yani bana ait bir deyimle ifade edersem; ''Söyleme Dostuna Dostun Söyler Dostuna!'' misali birine söyleyince bu bilgi hızla yayılmaya başlar.

Bilgiyi önceden öğrenenlerin borsada yaptıkları işlemler nedeniyle  de bir takım grafikler oluşur. İşte teknik analizin önemi burada ortaya çıkar. Bu grafikleri doğru yorumlayanlar hissede iyi ya da kötü yönlü bir hareketin olacağını anlayabilirler. Yoksa herkes temel analiz bilgilerine sahip olamayacağı gibi bu gelişmelerin haberlerini de alamayabilir. Ama iyi bir teknik analiz bilgisine sahipse, patronun, patronun yöneticilerinin ve bu kişilerin eşlerinin çocuklarının hissedeki alım satım hareketlerine göre oluşan grafiklerden olası gelişmeleri yakalayabilirler. 

Aynı şekilde büyük fonlar hisselerde zaman zaman değişik nedenlerle alım-satımlar ve parite işlemleri yaparlar. Bir süre sonra da bu işlemlerin tam tersini yaparak aldıklarını satıp sattıklarını geri alabilirler. İşte onların bu kararlarının yarattığı grafikleri iyi okuyanlar da nerede alıp nerede satacaklarını anlayabilirler. Bu nedenle teknik analiz de çok önemlidir. Ama esas olan yine de temel analizdir.