Günaydın.
Bu konuyu işleyeceğim ama zamanı şimdi değil. Partiler kurulsun, olası geçişleri görelim, vitrinleri ortaya çıksın ona göre değerlendirme yapmayı doğru buluyorum. Ama hemen şunu söyleyeyim, yeniden parlamenter sisteme dönüşü getirecek bir siyasi arenaya dönüyoruz. Yeni kurulacak partiler Ak Parti içinden çıktığı için Ak Partiyi geçme ihtimallerini görmüyorum. Ama iktidardan edecek oyu çalacaklardır. Eğer başkanlık sistemine devam edilecek olursa, bu takdirde ilk turda kimse %50'yi bulamaz. İkinci turda ise olası adaylara göre her türlü sonuç çıkabilir. Yani yanlış adaylar halinde değişiklik olmaz. Doğru aday ve ittifaklar halinde ise iktidar değişimi olabilir.
Açıkçası ben kurulacak olan partilerin iktidar değişimi olmasın diye kuruldukları görüşündeyim! Yani zihniyet aynı ama yönetenler ayrı olarak iktidarı ellerinde tutmak için bu partilerin kurulduğu görüşündeyim. Gördüğünüz gibi her türlü ekonomik krize rağmen dahi sosyal demokratlar bir türlü tek başına iktidar olabilecek oy artışı sağlayamıyorlar. Demek ki, halkın sorunlarına uzaklar. Ya da kendilerini yeterince anlatmayı beceremiyorlar. Doğru liderler seçemiyorlar.
İşte bu nedenle olası iktidar değişimi yine sağ partiler ile başarılabilir. Bunu eskinin AP, DYP gibi daha liberal, laik, demokrasi ve cumhuriyete sahip çıkan sağ seçmelenrinin içinden çıkacak yeni simalarla yaparlarsa o zaman iktidar elden gider diye görenler, olası oy kaymalarının yine kendilerinde kalması için bu partileri kuruyorlar görüşündeyim. Yoksa Davutoğlu'nun dış politikasının sonuçlarını görüyoruz. Aynı şekilde yıllarca ekonomiden sorumlu bakan olan Babacan'ın sonrasında hala ekonominin sorunları aynı şekilde devam ediyorsa, o zaman ne derece iyi bir bakandı sorusunu düşünmeden edemiyorum.
Ama her şekilde Babacan'ın sakin kişiliği nedeniyle içeride ve dışarıda destek göreceği görüşündeyim. Ama bu partisinin iktidar olmasına yetmez fakat iktidarın tek başına iktidarına son verir. Bu tablo görülünce de iki seçenek kalır! Ya cumhurbaşkanlığı seçim sistemi ile devam etmeyi göze alarak cumhurbaşkanlığını korumayı ama meclisi kaybetmeyi göze alacaklar, ya da kurulacak partilerle parlamenter sisteme dönüş yapıp, aynı zihniyetin temsilcileri olarak koalisyon ortaklığı ile meclis çoğunluğuna da sahip olarak eskiye dönerek iktidarı koruyacaklar. Ama olası eskiye dönüşün başbakanı artık başkası olacak!
Dediğim gibi, hele bir partiler kurulsun. Vitrinlerini görelim sonra bu konular daha netleşecektir. Misal İYİ Parti. MHP'nin türevi olma görüntüsünden çıkamadı. Parti vitrinini merkez sağ kitlelere yayamadı. Böyle olunca da büyüyemiyor. Ama tabii o konuda da değişimler olabilir! Sayın Bahçeli'nin sağlık nedeniyle siyasetten çekileceği söylentileri ne denli doğru bilmiyorum. Eğer bu gerçekse ve gerçekleşirse, o zaman siyaset tablosu ciddi değişim gösterebilir. Cumhur ittifakını bir başka liderle yapamayabilirler. Bunu yaparlarsa, o zaman MHP'den kaymalar olabilir.
Anlayacağını daha kurulabilecek çok denklem var. Önce gelişmeleri görelim sonra tablo daha netleşecektir. Ama benim tercihim, cumhuriyetin temel ilkelerine bağlı, inançlara saygılı ama laik bir devlete inanan, demokrasiyi savunan, güçler ayrılığı ilkesi ile yasama, yürütme be yargı bağımsızlığını ön plana çıkartacak yeni bir simanın ve partinin kurulması olurdu. Yıllarca aynı bünyenin bakanlığını yapıp, ayrıldıktan sonra ben yeniyim diye kurulacak partilere pek inancım yok doğrusu.
Saygılarımla
Aydın Eroğlu
Stratejist
Finans Yazarı
www.borsaanalizci.com
Twitter: @_Stratejist_