Günaydın.
Gelişmiş ülkelerde patron payı, ya da başka ifade ile yönetim hakkını elde tutan pay % 51'den çok daha düşük oranlarda olabiliyor. Bu o şirketin tabana yayılmış bir hisse olduğunu gösteriyor. Lakin bizde durum bunun tersi maalesef. Tabii genelleme yapmak yine de doğru olmaz.
Türkiye'de hisselerin halka açıklık payı % 50'den ne kadar yüksek ise, bu hisselerin fiyatlarında ciddi baskılar olduğunu ve hatta bir çoğunda zaman içinde ekonomik sıkıntıların çıktığını görebiliyoruz. Tekrar ediyorum bu her hisse için geçerli olamaz tabii ama, bizdeki yüksek oranlı açıklık oranlarında, hisselerin halka açılma esnasında çok cilalandığını, patronların ellerindeki hisseleri bu cilalama dönemlerinde halka sattıklarını, sonrasında ise şirketlerin bir kısmının battığını, kapandığını ve-veya el değiştirme operasyonlarını görüyoruz. Aynı şekilde bu tip hisselerde manipülatif atakları da görebiliyoruz. Yüksek oranlı halka açıklıklarda bu görüşümün tersi olan bazı örnekler var. Yani halka açıklık çok yüksek ama şirket ciddi büyüme gösterebiliyor. Bu da eskiden olan altın hisse paylarından kaynaklanıyordur. Yani yönetim hakkının tanındığı altın hisse varsa, % 2 ile bile şirket adına tüm kararları alabiliyorsunuz. Böyle bir imkan varsa, o zaman çok yüksek bir halka açılma yapıp, şirkete kaynak temini sermaye piyasasından yapılmış oluyor. Bu tip şirketlerde patron, piyasadan hisse toplayarak elindeki hisse paylarını sonradan arttırmayı tercih edebiliyor.
Eskiden olan bu altın hisse hakkı sanırım sonradan SPK ve ilgili kanunlarla kaldırıldı diye hatırlıyorum.
Neyse, lafı bağlayalım. % 50 üstündeki halka açıklık, günümüz Türkiye'inde riskli bir durumdur. Ama çok düşük halka açıklık da aynı derecede risklidir. Düşük oranlar da aynı şekilde hisselerde aşırı spekülasyon ve hatta manipülasyon hareketlerine sahne olabiliyor. Misal Kalkınma Bankası ki, borsada klnma kodu ile halka açıktır. % 99.08'i Hazine ve Maliye Bakanlığı elinde. Geçen yıl ortası gibi 3.20 civarında fiyatlanırken ve çok düşük günlük hacim varken, bir anda fiyatı ralli yapmaya başladı ve 2018 Ekim'de 60.68 fiyat görüldü. Ama sonra 15.29'a kadar indi. Şu sıra da 20'li fiyatlarda.
Bilanço karı vs bakınca bu harekete neden bulamıyorsunuz. Ama kamudan bir takım projelerin banka vasıtası ile hayata geçirileceği açıklamalarını muhtemelen önceden duymuş olanlar, çok düşük dolaşımdaki payları istedikleri fiyata taşıyabiliyorlar.
Tabii halka açıklığı çok düşük olan şirketlerin, bir önemli riski daha vardır! Hisse ciddi bir fiyatlama yaşadığı zaman, bir anda ikincil bir halka arz açıklaması gelebilir. Yani patron cazip olan fiyatları kullanıp, yeni payları halka satmayı tercih edebilir. Böyle durumlarda hisseler düştükleri yerlerde uzun süre düşük kalabilirler.
Halka açıklıkta, % 20-49 arası oranlar makul oranlardır. Tekrar ediyorum bu durum bizim gibi henüz gelişmişliğini tamamlayamamış. Halkı sermaye piyasalarına çok inanmayan ülkelerde böyledir. % 50 altında halka açıklık oranlarında, hisse ekstra düşük fiyatlara indiği zaman patronlar ve şirketlerin kendileri geri alımlar ile hisselerine sahip çıkıyorlar. Ama % 50 üzerinde halka açıklığı olan hisselerde nadir örnekler dışında bunu göremiyoruz.
Saygılarımla
Aydın Eroğlu
Stratejist
Finans Yazarı
www.borsaanalizci.com
Twitter: @_Stratejist_