Bu düşüncede tamamen haklısınız, ama kabul ederseniz ki, ben tek kişi iken yüzlerce üyemiz mevcut. Benim yazdıklarımın tersini düşünenlerin de düşüncelerini aynı şekilde cevaplamaya kalkışmam düşündüğünüz kadar kolay değil. Hem de gereksiz olur diye düşünüyorum. Çünkü ben zaten detaylandırarak neyi neden düşündüğümü yazıyorum. Benim verdiğim gerekçelere rağmen düşüncelerime katılmayanlar, katılmadıklarını söylemek yerine, düşencelerimi dikkate almayacaklar. Bu düşünceye istinaden yaptığım öneri ya da beklentilerimi değil, kendi inandıklarını yapacaklar.
Çünkü biliyorsunuz zaten, farklı fikirleri her yerden duyuyoruz. Biliyorsunuz en basiti faiz konusunda bile, 2010 ilk çeyreğinde artar, ortasında artar, son çeyreğinde artacaktır, 2011'de artmaya başlayacaktır diye tv.lerden bir çok kişi görüşünü dile getiriyordu. Tümünü de bilen, duymuş olan birisi olarak ben düşmesi gerektiğini savunanlardan biriydim.
Eski strateji yazılarımı lütfen okuyunuz, kur nedeniyle cari açığın artacağını, sorun olacağını hep yazdım. Aramal üretiminin başarılması gerektiğini hep yazdım. Büyümenin düşmeyeceğini, kredi artışının devam edeceğini hep yazdım. Neden öyle olacağını da yazdım. Halbuki MB aldığı kararlarla bu sorunları kontrol altına alacağı iddiasındaydı. Ama ben yansımanın öyle olmayacağını bu kararları aldıklarında daha başında yazdım.
Çin'i geçen büyüme oranlarımızın böyle olacağını aylardır yazdığım strateji yazılarımda büyüme oranlarının beklentilerdeki gibi düşmeyip, çift haneli olacağını çok kez yazdım. Bu kurlarla da cari açık yaratacağını aylar evvel söyledim. '' Peki Büyüme Yüksek Olursa Ne Olacak?'' başlığı ile, büyüme verilerinin gelmesinden önceki beklenti yazıma bu konudaki riske dikkat çektim.
Ama sanki bunları yazmayan, bu risklere dikkat çekmeyen birisiymişim gibi, soruyorsunuz. Ben bu risklere rağmen, büyümenin cari açık yaratmadan da nasıl sağlanabileceğini de yazdım. Cari açık korkusu ile büyümeden vazgeçmenin değil, gerekli olan yüksek büyümeyi cari açıksız yaratmanın kendimce formülünü yazdım. Bunlar bilinmeyenler, kimsenin görmedikleri midir? Belki çok uzman görür, ama herkes uygulamaya ya da söylemeye cesaret edemeyebilir.
Ayrıca, özellikle aramal üretiminin ürün şekline göre 1,5 yıla varabilecek yatırım süreçleri gerektirebileceğini de yine ben yazdım. Hatta nükleer enerji üreteceğim derseniz, bu süre çok daha uzun bir süreyi alacaktır. Ama sonuçta düşünün ki, aramal üretimini sağlayacak yapısal tedbirler uzun zaman alır diyerek, kısa vadeli geçici ve çözüm üretmeyecek uygulamalar yapılacağını 5-10 yıl evvel bu yapısal kararlar alınsaydı, şuan bu sorunu yaşamıyor olurduk. Yani başlamak işin yarısıdır.
Saygılarımla
Aydın Eroğlu
http://www.borsaanalizci.com