:)) Bizim şuanki büraklarımız en azından böyle değiller. Ama eskiden aynen öyle idi. Hatırlarsanız dolar alanın eli yanar dendikten sonra devalüasyonlar yapılırdı. Şuan ise, Avrupa'lı bürokratlar ve değerlendirme kurumları bu durumda. Ama onları da bir nebze hoş görüyorum, bu krizi ilk defa yaşıyorlar. Türkiye ise defalarca benzerini yaşayıp, en son da 2001'de krizde zirveye çıkınca, ciddi düzenlemeler yaptı. Ama sonuçta dünyada tek başımıza yaşamıyoruz. Diğer tüketen ülkelerde sıkıntılar olunca, bize de dokunuyor.

Ama özellikle medya yorumcularında size katılıyorum. Çok kez bu durumlara dikkat çektim. Tam manası ile rüzgara göre konuşuluyor. Sebebi de, çoğunlukla birlikte hareket edip, yanlış çıktıklarında, onlar da öyle demişti demek için. Tek başlarına aykırı fikri savunmaya cesaret edemiyorlar. İşte bu nedenle konuşan ve yazanları iyi tahlil edeceksiniz. Kimler doğru zamanlamalarla doğrulara dikkat çekiyorsa, onlara daha fazla itibar edeceksiniz. Bununla birlikte, doğruları daha çok söyleyen kişinin de her zaman doğruyu bilmesini beklemek biraz fazla beklenti olur. Sonuçta herkes, en azından bir zaman yanılabilir. Ben bunu geçtim. Bazı kişilerin özellikle bazı beklentileri empoze etmek için konuştuklarına inanıyorum. İnsanları özellikle yanlış yönlendirdiklerini düşünüyorum. Biliyorsunuz altın 1.900 kusur dolar iken, 2,500 Dolara gidiyor çığırtganlığı da yapılıyordu. Ama bakın ortam daha da karışmasına rağmen altın da düşüyor! Bunların hepsinin sebepleri var bence...

Dediğiniz gibi, bu gelişmeleri yakından takip eden ve önceki benzer gelişmelerdeki gerçekleşmeleri hafızasında iyi tutan bir çok kişi sizin gibi olabilecekleri az-çok tahmin edebilir.
Saygılarımla
       Aydın Eroğlu
www.borsaanalizci.com

Fazlası ile. Teşhisler çok doğru ama dediğiniz gibi borsa böyle bir yer. Fakat çok önemli diğer bir detay ise, siz bir yıldır borsa ile ilgileniyorsunuz ya, dünyanın bu yaşadığı krizi bu boyutta önceden yaşamış olan yaşan bir kişi olduğunu düşünmüyorum! Bu yaşanan kriz şimdiye dek dünyanın yaşadığı en derin kriz. Doğal olarak da, kurtuluş yolunu bulmak onlar için çok da kolay olmuyor. Bu kadar sürmesiniz temel nedeni de, Avrupa'nın tek paraya bağlı olmalarından kaynaklanıyor. Kendi basmadıkları paraya ihtiyaç duyanlar bu parayı bulamayınca sıkıntılar büyüyor ve sürüyor. Bir kaç hafta evvel bunun bir sebebinin de, bu durumun Almanya'nın işine geldiğini söylemiştim. Bazı ülkeler Almanya'ya kafa tutup belki de sorunu büyütmeli ki, bir şeyler yapılsın. Yoksa AB şuan sadece laf üretiyor!

Saygılarımla
Aydın Eroğlu
http://www.borsaanalizci.com

Saygılarımla
Aydın Eroğlu
http://www.borsaanalizci.com

Saygılarımla
Aydın Eroğlu
http://www.borsaanalizci.com

Bu düşünceleri çevremizle bile hiç yılmadan paylaşmak, en azından kendi kapımızın önünü temizlemeye bile faydalı olabilir. Bizler bu tepkileri göstermezsek bu işler rayına oturmaz.

Ama siz dahil herkese tavsiyem, hukuken tespiti yapılmamış bir konuda kesin dememek lazım. Yoksa kişisel yargı ön plana çıkar. Futbol Federasyonu kimseye suçlama yapmadı ya da yapamadı. Ama asıl karar sürmekte olan mahkemeden çıkacak. Eğer orada yargı bir suç var derse, yapana en ağır ceza verilsin. Aynı şekilde şuan Adnan Polat da kayıtlarında gösteremedikleri bir para nedeniyle hapis cezasıyla yargılanıyor. Ama mahkeme kararı çıkmadan, medyanın yaptığı haberlerle Adnan Polat teşvik vermiş demek dorğu olmaz. Onda da kararı beklemek lazım. Hukukta, ispat edilmesi gereken suçtur, yoksa herkesten suçsuzluğunu ispatlamasını istersek, adalet de, yargı da kalmaz. Döner dolaşır bir gün bu durum bizlerin de başına bir konu nedeniyle gelebilir. Suç atmak çok kolaydır. Önemli olan gerçek olduğunun ispatıdır.

Taraftarlık duygusu ile olayları medyadan değerlendirmek çok yanlış sonuçlar doğurabilir:) Ama tekrar ediyorum, yapanları tespit ettikleri takdirde, kim olduğuna ve hangi takım olduğuna bakmadan çok ağır cezalar verilsin. Verilsin ki, sonu ne olduğu birileri tarafından bilinen maçları izleyerek gereksiz zaman kaybı ve stres yaşamayalım.

Saygılarımla
Aydın Eroğlu
http://www.borsaanalizci.com

   Bir an önce bu görüntüden çıkamazsak, maalesef toplumda çok daha derin yaraların açıldığını görebiliriz.

   Deşarj olmak için herkes eminim daha seviyeli yöntemler de bulabilir. Küçükken annem bela okuma, illahaki birine kızacaksan allahcezanı vermesin de derdi! Sanki kızıyor gibi kızıp, küfür ya da bela okumamış olurduk.  Balık tutumak, bahçeye sebze çiçek ekmek, kuş beslemek gibi türlü yöntemlerle davranışlar ve duygular dizginlenebilir. Ama yanlışın ve suçun cezasız kalmaması lazım. Yoksa gördüğünüz gibi işler çığırından çıkıyor.

    Bol bol kamu spotu yapılıp tv.lerde izlettirilmeli belki de. O an için yaptıklarını farketmeyenler sonra sakin bir ortamda bunu düşünebilsinler.

Saygılarımla
Aydın Eroğlu
http://www.borsaanalizci.com

Selman Bey,
İnsanın kendi dünyasında hangi sebeplerle ezilmişlik hissi yaşar bilinmez tabii ama biliyorsunuz yıllarca İstanbul'da yaşadıktan sonra İzmir'e yerleşmiştim. Öyle tanıdığım kişiler var ki, eğitim, iş, para imkanlarına bakarsanız ezilmişlik sebebi bulamazsınız. Ama holigan gruplarının içerisinde görürsünüz. Ben artık bu işi çözemiyorum. Ama milletin malına mülküne zarar verilmesinden, çoluk-çoğunun yanında insanların dövülmesinden, yavruların kafalarının yarılmasından memnun değilim.

Üniversite sonrasında İstanbul Kalamış'ta bir çatı katında oturuyordum. Bir gün FB GS'yi yenmiş, bende de bir bayrak var ki neredeyse apt.da en alt kata iner. Yeni taşınmış olduğum binadan aşağı sarkıttım. Ama zaten Kalamış'ta her yerde benzer görüntüler vardır. Neyse akşam eve geldim, baktım karşıdan benim bayrak yok. Kapıya geldim benim kapımın önüne katlanmış konmuş. Köşedeki bakkala olayı anlattım, acaba düştü de mi getirildi, gören var mı diye. Bayrağı sarkıtıp penceresini kapattığım alt komşum GS basket takımının yöneticilerindenmiş:) Gayet efendice bayrağı çekip almış, katlayıp kapıma koymuş. Uğrayıp, özür dilemiştim. Ben bekar bir genç, O ise, yetişkin çocukları olan biri olmasına rağmen, sonra oturduğum sürece çok iyi komşum olmuştu. İşte bu olmalı. Herkes sınırını bilmeli. Rekabet ve takılma tabii ki olmalı, ama hakaret, saygısızlık, ahlaksızlık sporun dışında kalmalı.

Saygılarımla
Aydın Eroğlu
http://www.borsaanalizci.com

:) Sevindim.

Saygılarımla
Aydın Eroğlu
http://www.borsaanalizci.com

Çünkü bu sorularınızın portföylerinize göre tam cevaplarını aracı kurumlarınızdaki müşteri temsilcilerinizden almanız çok daha doğru olur düşüncesindeyim.

% 400 bedelli demek ki 160 tane bedelli alma hakkınız olacak. bir adeti için de 25 TL ödeyeceksiniz. 160 X 25 = 4.000TL Toplam ödeme yapmanız gerekecek. Bu fiyatlarla bölünme sonrasında yaklaşık 59,00-60,00 civarı bir fiyata düşecek. Bölünme öncesindeki ortalama fiyatın artıp-düşmesi bölünme sonrası fiyatı da değiştirecektir.

Elinizde 40 sizin + 160 bedelliden gelecek, toplam 200 adet hisseniz olacak.

Saygılarımla
Aydın Eroğlu
http://www.borsaanalizci.com

      Ama Avrupa'da faizler bu kadar düşmüşken, faizinden para kazanılacak bir ülke lazım! Yoksa görüyorsunuz Avrupa Merkez Bankası (ECB) 1 Trilyon euro vermesine rağmen, verilen paranın çoğu yine ECB'ye geliyor. Yani diğer avrupa bankalarına çok da güvenmiyorlar. İşte bu ortamda sermaye rasyoları olarak çok sağlam olan Türkiye'nin faizinin yükselmesi ciddi biçimde işlerine gelir. Ben ratingçilere güvenmeyen bir tecrübeye sahibim. Neyi neden yaptıklarını bilmek lazım!

      Biz de gelecekteki riskler için not veriyorlar. Halbuki Avrupa'da yaşananlar için bile notlarını düşürmedikleri için, sonradan mevcut duruma uyabilmek için, üçer kademe notlar düşürülüyor. Anlayın yani ne kadar tutarlılar!

Saygılarımla
Aydın Eroğlu
http://www.borsaanalizci.com