İletişim

Mesajınızı göndermek için aşağıdaki formu doldurunuz.
0 / 500

Sitenin tüm verileri Gold(ücretli) üyeler haricinde 20 gün gecikmelidir. Siteyi güncel görebilmek için öncelikle ücretsiz üye olmanız, sonrasında Gold(ücretli) üyelik işlemlerini yapmanız gerekmektedir. Siteyi incelemek ve ücretsiz üye olmak için tıklayınız.

  •  A 

İletişim Mesajları

AL*** UZ*** 06.12.2013 00:56
hocam cuma günü iyi bir veri gelirse

televizyonda yorum yapan ekonomistlerin , iktisatçıların , analistlerin ağızlarından dan ilk defa şu cümleleri duyacağız.

"piyasaların tedirgin olmasının yersiz olduğunu ,sonunda abd ekonomisinin büyümekte olduğunu ve ardından abd nin büyümesinin tüm dünya ekonomilerini olumlu etkileyecektir"

:))

saygılar
Cevap 06.12.2013 08:04

:)) Hemen duymasak da, bir süre sonra emin olun bu sözleri bir çok kişi söylüyor olacak. 

Mesele, sonrasında doğruyu söylemeleri değil, öncesinde madem böyle riskler varken, nasıl oluyor da ralli telaffuzu yapılabiliyordu sorusudur? Tabii sonrasında da panik fiyatlar ouluşurken söylenecek szöler olacaktır. İnsanların paniklerini daha da artırırsanız, kayıplar kalıcı olacaktır.



Saygılarımla
Aydın Eroğlu
http://www.borsaanalizci.com

AL*** UZ*** 04.12.2013 16:36
hocam piyasayı izleyenlerin bazıları endeksi izlemek yerine garanti bankasını izliyor.

garantinin şu desteği çalışırsa endeks yukarı tepki verir gibi lakırtılar duyuluyor :))
Cevap 04.12.2013 16:54

Ne diyelim hayırlısı olsun o zaman Ali Bey. Desenize o zaman 20/11 tarihiinde garan'ın gap'i 7,40'ta kapandı ama, henüz BIST'in 72.326 gap'i kapanmadı dememizin anlamı o kişiler için yok:). Bu normaldir bazen bazı hisseler piyasada başı çekerler. 1990'lı yıllarda bu hisse eregl idi. Sonra çukurova grubu liderliği aldı. Bir süredir de garan bu konuda. Ama nihayetinde yine de esas olan endeks ve bireysel hisselerdir. Çünkü liderlik zaman zaman el farklı sebeplerle de olsa el değiştirir. Sonra bunu farketmeyenler yanılmış olurlar.


Saygılarımla
Aydın Eroğlu
http://www.borsaanalizci.com

AL*** UZ*** 04.12.2013 14:32
hocam doları nereye kadar cesaret edip alacaklar.merkez bankası kafa tutuyor resmen.

merkez bankası bu duruşu ile karşı tarafa şu soruyu soruyor gibi geliyor

MB: Yukarıdan aldığınız yüksek dövizleri kime satacaksınız ?

böyle bir tez düşüne bilir miyiz ?
Cevap 04.12.2013 15:25

Ali Bey,
Ben de pozitif bakmayı seven biriyim. Ama MB için görüşlerimi geçenlerde attığım başlıkla sanırım görmüşsünüzdür? Hatılarsanız 1,90'ların üstüne çıkarken de döviz müdahaleleri vardı. Ama Dolar şu an 2,05! 

Ancak Dolar için ben de çok fazla yükseklerden korkmuyorum. Fakat 1,90'ların altına inmesini de ihracatı düşünerek istemiyorum. Öncesinde 2,06, sonrasında da 2,08 geçilmediği takdirde, Dolar kuru için ekstra korkmaya gerek yok. TCMB faiz arttırmadan bile kur yükselişi sınırlı kalıyor. Gerektiğinde faiz silahını çekmeye kalkarsa, kuru çok rahat düşürebilir. 

Her döviz alımını yukarıdan satmak için alınıyor diye düşünmek doğru değil! Çünkü ABD faizleri düşük diyerek fazladan ABD'de dolaşıma çıkan likiditenin sıcak para denen bir kısmı Türkiye'ye gelmişse, şimdi FED tahvil azaltmaya başlarsa diye Türkiye'den çıkmak isteyebilir. Bu durumda parasını almak isteyecek olan yabancıdır. Alıp da birine satmak için bu işlemi yapmaz.alıp da çıkmak için yapar. 

Cari açığın finansmanında fonlama sıkıntısı yaşanmazsa, döviz atakları geçici olur. Ben önemli bir cari açık fonlama sorunu yaşanmasını beklemiyorum. 


Saygılarımla
Aydın Eroğlu
http://www.borsaanalizci.com

AL*** UZ*** 04.12.2013 11:56
hocam son beklenti yazınız "fed korkusu bacayı sardı" bir manifesto gibi.

manifestonun başlığı da neydiler ne oldular !

teşekkürler.
Cevap 04.12.2013 12:18

Ali Bey,
Tüm bu dediklerimi verdiğim tarihler ve başlıklarla hep yazdım. Ben anlayamıyorum, benim gördüklerimi bu kadar yorumcu göremiyor mu? 


Saygılarımla
Aydın Eroğlu
http://www.borsaanalizci.com

AL*** UZ*** 02.12.2013 20:00
hocam selamlar ,

umarım afiyetdesiniz dir

hocam bir şiketin kayıtlı sermayesi ve özsermayesi piyasa değerinin 2 katında nasıl olabiliyor.
ve hisse senedinin piyasa değeri kayıtlı ve özsermayesinin yarısında!

bu hisse senedine temelden ucuz demek saçmalık mı?dünyada da mı böyle yoksa bizim gibi enttellektüel piyasa birikimi olmayan piyasalar da mı bu durumlara sık raslanıyor.

teşekkürler

teşekkür ederin
Cevap 02.12.2013 20:14

Ali Bey,
Bu durum her yerde bu şekildedir. Strateji yazılarımın içinde ''Borsada Fiyat Oluşumu'' başlıklı yazımla bu durumu izah etmeye çalışmıştım. Yazıyı okumanızı tavsiye ediyorum. Size yardımcı olacaktır. Borsa fiyatları gerçek değerleri gösterecek diye bir kural yoktur. Arz-talebe göre fiyatlar oluşur. Beklentiler de oluşuma şekil verir. Ama gerçek fiyatın asıl nasıl belli olacağını ilgili yazımda belrtmiştim. 

Olması gereken fiyat piyasa fiyatının üstünde ya da altında ise, bu yöndeki alış-satış hareketlerini görürüz. Yani ödenmiş sermaye, öz sermaye sadece fiyat için referans olabilir. Sonuçta fiyatı alım satım kişilerin beklentileri oluşturur.


Saygılarımla
Aydın Eroğlu
http://www.borsaanalizci.com

AL*** UZ*** 27.11.2013 00:55
Aydın bey Selamlar,
Son 3 yılda hem özel sektör, hem de bireyler çok fazla borç birikmiş olması. Ne servetimizin ne de gelirimizin bu borca paralel artmaması sonucunda TL’nin değer kazanmasını beklemek amatörlük olmaz mı?
Ve de Fed’in QE’den çıkışı esnasında yükselecek dolar ve artan ABD faizlerinin döviz piyasasında yaratacağı stres yüzünden piyasalardan sadece hisse bazlı kalmak suretiyle bir süre uzak durmak en mantıklısı gibi görünüyor.Çok yüksek dolar kuru bekliyormusunuz? risk yüksek mi?
Cevap 27.11.2013 08:36

Günaydın Ali Bey.
Son soruya ilk cevap vererek başlayayım. Dolar kuru olarak, olası bir stres halinde % 10'luk bir risk seviyesi düşünüyorum. Daha fazlasını değil. O da parasal genişlemden geri dönüş başlarsa ve TCMB da enflasyon ve cari açık düşmediği halde faizleri yükseltmezse yaşanabilir düşüncesindeyim. Yoksa faizler yukarı çekilirse, kurlarda ciddi düşüşler de görebiliriz. Çünkü gelişmiş ülkelerdeki faizler neredeyse sıfır düzeyinde olduğu için, faiz rantçıları hemen ülkenize yönelir.

Zaten cari açığın düşmemesi, enflasyonun istenilen seviyeye inmemesi, büyümenin kredilere bağlanması gibi kararlar sonrasında özellikle TCMB'nı eleştirmeye başladığımı görüyorsunuzdur. Bir çok yazımda bu içeriklerle konuya değindiğimi görürsünüz. Bu önlemlerin en kısa etkilisi parasal tedbirler olabilir, fakat  en doğru ve kalıcısı üretime yönelik olmalıdır. Tükettiğimizden fazlasını üretmeyi başarabilirsek, kendi marka, patent üretimimizi yapmayı başarabilirsek, bu kısır döngüden çıkabiliriz.

Dikkat ederseniz, dünyanın gelişmiş ekonomilerinde halâ resesyon olduğu halde biz cari açık, enflasyon ve kur baskısı riskini yaşıyoruz. Peki bu ekonomiler hareketlense, büyümeleri hızlansa, paraya kendileri ihtiyaç duyup faizleri artırsalar ne olur hiç düşündünüz mü? O zaman cari açığı fonlamak kullandığımız sıcak para daha az ülkemize gelirdi. Hatta çıkışı daha fazla olurdu. Bu da faiz ve kur baskısını iyice hissetmemize neden olurdu. İşte önümüzdeki dönem gelişmiş ekonomilerde büyüme beklediğim için, bu saydığım riskleri de yaşama ihtimalimiz güçleniyor. 

Patlak Lastikle Ralli Merakı yazımda da kısmen bunlardan bahsettim. Olası saydığım riskler nedeniyle bankaların karlarının azalması riskinden çekindiğim için banka dışı sektörler, özellikle ihracat ağırlıklı olanlar ön plana çıkacaktır diye yazdım. Ancak sayılan riskler nedeniyle artabilecek kurlar, tüketmeye başlayan dünya ekonomilerini düşünürsek, ihracatçı şirketlerimize yarayacaktır. Ben toptan bir ümitsizlik bu nedenle taşımıyorum. Hisse bazlı hareketlenmelerin bundan sonra da olmasını bekliyorum.

Tabii bir de hep söylüyorum; asıl yakın riskimiz ekonomik değildir. Bence en önemli riskimiz seçimler olacaktır! Bağımsızlığını kaybetmiş medya ve anketler nedeniyle son durumun ne denli doğru yansıtılıp-yansıtılmadığından kuşkuluyum. Türkiye genelinde yaşanan bunca tepkinin sadece iktidara muhalefet eden partilere oy vermiş kişilerce yapılmış olacağını düşünmüyorum. En azından çevremde ve gözlemlediğim çevrelerde bunun böyle olmadığını görüyorum. O zaman asıl seçimlerdeki oy oranları çok önemli olacaktır! Ekonomi olarak en riskli olanı iktidarın belirgin bir oy kaybına uğraması olur. Bu yaşanırsa, bir anda eskinin siyasi riskler ortamına gireriz. Çözülmeler ve yeni merkez partilerin kurulmalarına şahit oluruz. Türkiye en az iki seçim dönemi yeni şekillenmelerin etkilerini yaşar. Bu siyasi olarak ülkemiz için iyi-kötü olur değerlendirmesi yapmıyorum. Siyasi bir değişim ülke için iyi dahi olsa, ilk anda özellikle yabancı yatırımcı böyle bir değişiklik riski hissederse ya da görürse, ne olacak diye ülkeden uzak durmayı tercih eder. Tabii böyle bir tercihin yapıldığı bir ortamda ratingler ne olur bilemiyorum. 

Ancak seçimlerden iktidar benzer bir oy oranı alırsa, o zaman bu siyasi risk yaşanmaz ve mevcut konulardaki gelişmelerle piyasa hareketlerine şahit olmaya devam ederiz. Sonuçta gerçekten de bir takım risklerimiz mevcut olduğu için, sizin de düşünceniz olan hisse bazlı yatırımlar dışında her zaman belli bir yüzdeyi de nakit tutmak doğru olacaktır. 

Bu kadar uzun bir cevaptan sonra artık günlük beklenti yazısı beklemeyin derim:)

Bu arada, yüksek bedelsiz hisseleri yıl sonu yaklaşırken hareketlenebilir diye sanırım bir ay öncesinden yazmıştım. Son dönem hareketlenen hisseleri bilmem farkediyor musunuz? Demek ki, her ortamda yükselebilecek hisse bulunubilir.
 

Saygılarımla
Aydın Eroğlu
http://www.borsaanalizci.com

RI*** Cİ*** 25.11.2013 17:15
Ekgyo için hatirlatmama gerek kalmadi Aydin Bey. Yine her zamanki gibi dikkatli ve prensiplisiniz. Tum paylasimlariniz icin tesekkur ederim...
Cevap 25.11.2013 22:30

  Çok teşekkürler.

  Saygılarımla.

FA*** YI*** 25.11.2013 09:34
Aydın Bey merhaba,
Hisse senetleri hakkında merak ettiğim bir durum var? Hisse senetlerindeki fiyatlar neye göre belirleniyor? Yani X hissesi 60 TL iken, Y hissesi 4 TL olması gibi... Birinin 60 Tl olması diğerinin 4 TL olması neye bağlıdır??
Cevap 25.11.2013 10:26

Merhaba Fatih Bey.
Sorunuza bakınca borsa bilgisi açısından işin çok başında olduğunuzu anlıyorum. Bu nedenle de olası borsa yatırımlarınızda çok dikkatli olmanızı tavsiye ederim. 

Öncelikle borsada yatırımın mevduat gibi garantili bir iş olmadığını biliniz. Hisse fiyatları artabileceği gibi düşebilir de. Hisse fiyatlarının temel belirleyicisi ilgili şirketin bilançosunu etkileyecek gelişmeler olmasına rağmen, her türlü, siyasi, sosyal, ekonomik gelişmeler ve riskler de geçici dönem için de olsa, hisse fiyatları üzerinde etki yapar. 

Nasıl ki, her ikisi de daire ya da villa olmasına rağmen oturulan konutların fiyatları bir birinden farklı ise, her ikisi de hisse seneni olmasına rağmen, sektörlerine, ilgili şirketin itibarına, bilanço karına, halka açıklık payına ve gelecek beklentilerine göre hisselerin fiyatları da farklıdır. 

Aynı sektör ve aynı bilanço karlarına sahip fakat halka açıklık payları farklı olan şirketlerin bile fiyatları sırf bu nedenle farklı olabilir. Yani borsadaki fiyatların birebir bir kıstası yoktur. Strateji yazılarımın içinde ''Borsada Fiyat Oluşumu'' başlıklı yazımın içeriği de bu bilgileri tamamlayacaktır. Lütfen o yazımı da okuyunuz.


Saygılarımla
Aydın Eroğlu
http://www.borsaanalizci.com

KE*** DE*** 23.11.2013 13:58
İYİ TATİLLER AYDIN BEY. KEYFİNİZ YERİNDE, SAĞLIĞINIZ YERİNDE, AİLENİZLE BİRLİKTE İYİ BİR HAFTA SONU DİLERİM.
Cevap 24.11.2013 23:42

  Çok teşekkürler.

  Saygılarımla.

SE*** ŞA*** 22.11.2013 13:58
ki pek de önemi yokdur. teşekkürler. size de iyi hafta sonları dilerim.
Cevap 22.11.2013 15:43

Serkan Bey,
Sorun da burada işte. Küçük yatırımcı, sadece aldığı hisseye baktığı, değişen şartlara göre esnek davranmadığı, alım-satımı bilmediği, bunun için de profesyonel danışman kullanmadığı (ben sadece görüşlerimi paylaşıyorum. Kimsenin portföyünü yöneltmiyorum. profesyonel danışman dediklerim, sizin yerinize sizin al-sat kararlarınızı veren kişi ve kurumlardan bahsediyorum. Ama tabii bu kişi ya da kurumlar, bu hizmetlerinin bedelini komisyon haricinde farklı bir performans bedeli olarak alıyorlar), aldığı hisseyi satana dek, aradaki gelişmelere uzak kaldığı, hisseyi sattığı zaman ne alacağım diye yazılanları okuduğu için, bir çok gelişmeyi takip edemiyorlar. O yüzden de her zaman bir başkansının bilgi desteğini kullanmak zorunda kalan, kendisine empoze edilene göre düşünmekten kurtulamayan küçük yatırımcı olarak da kalmaya devam ediyorlar. 

Sadece kazandığına bakıp da, yazılanları uzun diye okumaya zahmet etmeyenler de, her zaman olan bitenlerinneden olduğunu sogulayıp duruyorlar. Hep de olaylardan sonra geliyorlar. Çok basit bir örnek vereyim. Sizin de aksa'yı uzun zamandır alıp-satan biri olduğunuzu düşündüğüm için bu örneği veriyorum. Sitedeki aksa öngörülerine bir bakın, bir sürü al-sat öngörüsü var. Fiyat  7,40 (sonraki hedef)mıydı şimdi hatırlayamadım, o fiyatta en başta aldığı hisseyi satıp çıkan, ''ya nasıl da kaçırdık, hisse 9,00 oldu'' der. Ama sitedeki sıralı aksa işlemlerini sanki an baştan yapmış gibi paranızla alıp-satmış gibi bir hesaplayın bakalım, 7,40 olduğunda bu işlemleri en başından beri yapanlar aslında kaç paradan satmışoluyorlar?

İşte bunları uygulayanlar zaten hissenin gördüğü 9,00 fiyatı değil belki de 20,00TL'ye denk gelen fiyatlara ulaştıkları için, kaçırdık diye yaklaşmıyorlar. İşte espri burada yatıyor. Borsa yatırımcılığı herkesin ben de yaparım diyeceği basitlikte bir alan değil. Hizmet desteği alınması gerekiyor. Bana göre tüm olan biteni takip etmeye zamanı olmayanların ise, ya bir başkasına uyması, ya da portföy yönetimlerine dahil olması lazım. Ama insanımızda hep bir işi karşılıksız yapmak isteği olduğu için, ben kendi işimi kendim yaparım diye düşünülüyor. İşte o da bu kadar olabiliyor. 

Yoksa benim bu yazdığım yazıların kıymeti hisse öngörülerinden çok daha önemli bana göre. Buna çok büyük zaman ayırıyorum. Tüm dünya genelindeki her gelişmeyi ben gece gündüz takip ederek yazıyorum. Ama küçük yatırımcı diye tanımladığınız kişiler, sadece bu yazıları nakite geçtiği zaman okumak gereği hisseder de, aradaki zamanlarda okumazsa, işte sizin bana sorduğunuz soruyu soruyor. Yoksa zaten sorduğu sorunun kimbilir kaç kez anlatıldığını okumuş olması gerekirdi. 

Maalesef bu işlere zaman ayırmak, bu yazılanları ve yorumları birebir takip etmek, kıyaslamak ve nihayetinde temiz bilgi olduğuna inandıklarınıza göre kararlarınızı yönlendirmeniz gerekir. Yoksa en az % 50 nakit ile yazı geçirin, hatta ilk fırsatta yükselişte onu da nakite dönebilirsiniz denmesini görmezseniz, Endeks 87.000 aşağıya kırlırsa şuralara düşer dendiğini dikkate almayıp da, ne oluyor bu endeks yine düşüyor derseniz, maalesef elinizdeki değerler mehter yürüyüşü gibi bir ileri- bir geri, iki ileri bir geri- bir ileri - iki geri gelip-gider. Kısacası bana göre küçük yatırımcı diye bir şey yoktur. Bilgili ve bilgisiz yatırımcı vardır. Yoksa meslek hayatımda milyonlarca varlığını bilgisizliğinden batırdığına şahit olduğum nice büyük yatırımcılar da gördüm. İşin aslı eldeki para değil, bilgidir.

Ben olsam, benim gibi yazmayı, hem de detaylı yazıp, olan biteni izah etmeyi seven birinin yazılarını her zaman okurdum. Hem de her detayı ile. Çünkü bir süre bunu düzenli yapanlar, bir süre sonra artık bana ihtiyaç duymadan benzer şekilde değerlendirmeleri kendilerinin de otomatikman yaptıklarını görürler. Böylece bizim gibilere ihtiyaçları kalmaz. Ama okumayı alışkanlık edinmeyenler emin olun, her zaman olaylar karşısında, gelişmelerden sonra olan biteni anlamak için kim ne demişin peşinde koşarlar.

Yoksa şu an sitem üzerinden yaklaşık 11.000 civarı, mynet üzerinden yaklaşık 70-80 bin civarı okuyucum var. Biri kişi eksik okumuş,fazla okumuş benim için bir önemi yok. Bu yazıları okumanın asıl okuyanlar için önemi var. 


Saygılarımla
Aydın Eroğlu
http://www.borsaanalizci.com