İletişim

Mesajınızı göndermek için aşağıdaki formu doldurunuz.
0 / 500

Sitenin tüm verileri Gold(ücretli) üyeler haricinde 20 gün gecikmelidir. Siteyi güncel görebilmek için öncelikle ücretsiz üye olmanız, sonrasında Gold(ücretli) üyelik işlemlerini yapmanız gerekmektedir. Siteyi incelemek ve ücretsiz üye olmak için tıklayınız.

  •  A 

İletişim Mesajları

SE*** ŞA*** 17.09.2018 17:13
Slm. Ciddi derecede faiz artırılmasına rağmen kurların çok aşağı gelmemesi durumun çok daha kötü olduğunu mu kanıtlıyor acaba. Ovp diyeceksiniz biliyorum yinede anormal gibi durmuyor mu. Ovp beklentileri karşılarsa 6 altı görülecek mi dolar da. Valla üsdat Allah sonumuzu hayır etsin. Kurlar çok dişli duruyor. Kolay gelsin.
Cevap 17.09.2018 17:53

Yok onunla ilgisi yok. Normal süreç bu şekilde olur. Faiz çıktı diye üç günde pat diye ineceği yere inmez zaten. Öyle olursa yeni döviz getirenlerin kur riski olur. Mümkün olduğunca dalgalanmalarla süreci yukarı aşağı uzatıp, kurları daha uzunca bir süreçte düşündüğüm şekilde düşürmeleri çok daha tutarlı olur. 

2001'de 10. ayda 1.65 iken 2002 4.ayda 1.35 civarına indi sonra 2003 yılında 1.66 oldu ama ondan sonra benzer iniş çıkışlarla 2008 yılında 1.15'e inmişti. Şimdi şartlar aynı değil. O dönemden çok daha önemli risklerimiz var. Bu dalgalanmalar olmadan olmaz.

Ben ekonomik olarak çok büyük krizler beklemiyorum. ABD olası yaptırımlarının haricinde! 


    Saygılarımla
    Aydın Eroğlu
     Stratejist
   Finans Yazarı
www.borsaanalizci.com
Twitter: @_Stratejist_

SE*** ŞA*** 13.09.2018 11:40
Slm. Üstat beklenti yazınız çok güzel olmuş. Emeğinize sağlık. Yıl 1995 çok sevdiğim bir sosyalbilgiler öğretmenim vardı. O zaman hiç unutmam Türkiye gelişmekte olan bir ülkedir diye anlatırdı. Maalesef yıl 2019 ben coğrafya öğretmeni oldum hala Türkiye gelişmekte olan bir ülkedir diye anlatıyorum. Galiba sorun zihniyetimizde kendimizi ve yakın çevremizi bir türlü düzeltemiyoruz. Böyle olunca insan karamsarlığa kapılıyor. Teşekkürler
Cevap 13.09.2018 12:45

Maalesef öyle.

İşte bu nedenle siyaset başta her alanda liyakat ön planda olmalı. Ama seçmenin de eğitim profili çok önemli oluyor. Eğer seçmen yaşadıklarının nedenini sorgulayacak donanıma sahip değilse, medyada yazılan anlatılanlara bakarak taraftar gibi seçimlere katılıyor. Türkiye'deki medya malum okur ve dinlerseniz ülkede her şey güllük gülistanlık. Ama kiminle konuşsam batmamak için mücadele veriyor. 

Maaşlar pul olmuş durumda. Satılan ürünlere bir bakın her şeyde çok ciddi zamlar var. Petrol varili 2011 yılında 126$ iken depo 130-180 TL civarına doluyordu. Brent petrol fiyatı 79 $ ama aynı depo 300-400 TL arasına doluyor. Şimdi hele bu kriz yatışsın, o zaman ürün ve hizmetlerde yaşanan zamların benzerleri konut fiyatlarında ve kiralarında da yaşanacak. Bir yıl sonra bu fakirleşmeyi daha da çok hissedeceğiz. 


    Saygılarımla
    Aydın Eroğlu
     Stratejist
   Finans Yazarı
www.borsaanalizci.com
Twitter: @_Stratejist_

SE*** ŞA*** 11.09.2018 16:09
Slm. Perşembe günü yapılacak toplantıdan yatırımcıyı tatmin etmeyecek faiz artışı çıkarsa borsa nasıl etkilenir. Veya tam tersi de olabilir. Yeterli artış yapılırsa. Borsa ile ilişki kurulabilir mi? Ben yeterli artışın yapılacağını düşünmüyorum ona göre pozisyon almak istiyorum. Teşekkürler
Cevap 12.09.2018 08:43

Günaydın.

Belki de bir kaç gündür yeterli faiz artışı olmazsa diye genel borsa sıkışıklığı yaşanıyor olabilir. Açıkçası ben de böyle bir durumdan çekindiğim için bir kaç gündür yeni öngörü yapmaktan çekinip, PPK kararını görmek istiyorum. 

Yeterli denen faiz artışı konusu da göreceli. 275 puan ile 750 puan artış bekleyenler, 1000 baz puan bile olmalı diyenler var. Normalde ne kadar yüksek faiz artışı olursa, bankalara yükü çok daha fazla olur. Faiz artışları bankaları baskılar. Faiz indirimleri de banka hisselerinin yükselmesine yarardı. Şimdi ise ne olacak muğlak bir durum. Çünkü düşük faiz artışı kurları yukarı çekince bankaların yurt dışı sendikasyon kredilerinin maliyetleri artıyor. Yüksek faiz artışı da ellerindeki devlet tahvillerinden zarar yapmalarına ve kredili müşterilerinden kredi ödeme sorunlarının artmasına neden oluyor. 

Hangisi daha etkin olacak kestiremiyorum. Ama şunu söyleyeyim; 1994 yılında Çiller zamanında piyasalar not indirimleri ile kilitlenip dış finansman bıçak gibi kesilince, tüm faizler yükselmişti. Bankalar da devlet kağıtlarına yatırım yapmıyorlardı. Bu ortamı kırmak için hazine doğrudan halka % 50 net faizli üç aylık bono satışı yaptı. Bu inanılmaz bir faiz artışı idi. Ama piyasanın üzerindeki kur baskısını kırdığı gibi, devlete çok ciddi ve hızlı bir iç likidite imkanı yarattı. Tabii sert faiz artışları enflasyonu da sert şekilde frenledi. Sonra piyasalar hızla düzelip, yeniden faiz düşüşü dönemi başladı. Sanırım üç yıl sonra 1997'de borsa o kadar yükselmişti ki, sıfır atmak zorunda kalmıştık. 

Yani detayları iyi bilmek lazım yansımalar için. Devletin şu an için bu denli iç finansman sıkıntısı olduğunu görümüyorum. Sorun döviz kuru üzerindeki baskıdan kaynaklanıyor. Sert bir faiz artışı bu baskıyı kırar. Ama bir yılda bu denli kur manipülasyonu ile devleti sıkıştırmış olan yerli-yabancı yatırımcıya ciddi bir faiz artışı ile ödül vermiş oluruz. Yapmış oldukları kur baskısında başarılı olmuş olurlar ve faiz rantını da kar hanelerine yazarlar. 

Fakat bankalara, faize ve TCMB'na müdahale ile öyle yanlış yönetim hataları yapıldı ki, şimdi bu yanşlışların yarattığı ortamı düzeltmek için belki de yüksek bir faiz artışına mecbur olabiliriz. En başında TCMB'na karışmayıp da çat diye 200 puan faiz artışı yapılabilseydi, şimdi ne kurlar buraya çıkmış, ne de faizler halen artacak mı diye düşünür olurduk. 

Bankalar konusunda da şöyle olur! İlk anda faiz artışları maliyet yükü yaratırken, öncesinde ya da hemen akabinde alınan ya da alınacak yeni sendikasyon kredileri ve devlet tahvilleri, daha sonra faizler ve kurlar birlikte düşmeye başlayınca bankalara ekstra kar yazmaya başlarlar. Böylece son oluşturdukları tahvil ve sendikasyon portföylerinin karları öncekilerden uğradıkları zararları dengelemeye başlar. 

Ama her şekilde özellikle kredi maliyetleri yeni bir faiz artışı ile ciddi artacağı için, piyasada ciddi talep daralması başlar. Enflasyon da doğal olarak düşer. Lakin bunlar para piyasası tedbirleri ile enflasyonun baskılanmasıdır. Bir kaç yıl sonra yeniden tekrarlanır. O nedenle kalıcı enflasyon düşüşü ancak üretim ile sağlanır. Üretim de düşük kredi faizi ortamında artan bir davranıştır. Ne yapıp edip, haftaya açıklanacak yeni orta vadeli programda artık yapısal reformların önünü açmalıyız.


    Saygılarımla
    Aydın Eroğlu
     Stratejist
   Finans Yazarı
www.borsaanalizci.com
Twitter: @_Stratejist_

EN*** DE*** 04.09.2018 12:48
Aydın bey merhaba. İhracatla alakalı bugün tarihli bir tebliğ dikkatimi çekti, paylaşmak istedim. İhracat yapan firmaları ve şirketleri olumsuz etkileyecek bir gelişme gibi duruyor. Saygılar sunarım
http://www.resmigazete.gov.tr/main.aspx?home=http://www.resmigazete.gov.tr/eskiler/2018/09/20180904.htm&main=http://www.resmigazete.gov.tr/eskiler/2018/09/20180904.htm
Cevap 04.09.2018 13:59

Aynı soruya az önce cevap verdim. Soru-cevaplar arasında görebilirsiniz.


    Saygılarımla
    Aydın Eroğlu
     Stratejist
   Finans Yazarı
www.borsaanalizci.com
Twitter: @_Stratejist_

SE*** ŞA*** 31.08.2018 14:48
Slm. Üstat ben beylikdüzü'ndeyim. Hafta sonu bu civarda ihtiyacınız olursa yardımcı olabilirim. Kolaygelsin.
Cevap 31.08.2018 14:51

Çok çok teşekkür ederim. Şu an Bahçeşehir'deyim. Eski oturduğumuz yerde arkadaşlarıma uğradım. Yarın sabahtan yine ortaköy-beşiktaş kısmında ev işleri ile meşgul olacağız. Pazar sabahı da dönüşteyiz kısmetse. Tekrar teşekkür ederim.


    Saygılarımla
    Aydın Eroğlu
     Stratejist
   Finans Yazarı
www.borsaanalizci.com
Twitter: @_Stratejist_

İL*** VU*** 22.08.2018 19:48
Hocam Merhaba,

Sizin ve değerli üye arkadaşların bayramlarını kutlar, nice huzurlu ve daha da güzel bayramlar geçirmesini dilerim.

Saygılarımla
İlker
Cevap 26.08.2018 17:57

  Çok teşekkürler.

  Saygılarımla.

HÜ*** Cİ*** 14.08.2018 10:27
GÜNAYDİN USTAD:
ABD BAŞKANI EKONOMI DANIŞMANI ''yakından izliyoruz. mevzuat eksikliği var'' diyor. Mesele 8-10 yıldır ucuz para ile abd kaynaklı büyümenin karşılığında şimdi sermaye-kaynak transferi gerçekleştiriyorlar. borcumuzu ödemek için %25 daha fazla çalışmamız gerekecek. bizim çocuklar için değil dolar baronların çocukları için. %4,75 borçlanılırken 2018 borç takvimini bilmiyorlarmıydı.
Cevap 14.08.2018 11:43

Zaten benim tepki gösterdiğim de bu. Hatırlarsanız iki yıl öncesinden beri bir çok uluslar arası kurum Türkiye'yi borç çevirme konusunda, likidite ve dış yatırımlar konusunda riski ülkelerin başında gösteriyordu. Eğer ekonomiyi ve ülkeyi yönetenlerimiz bu uyarıları yeterince dikkate almış olsalar ve üretime dönük olmayan tüm harcamalarda tasarruf tedbirlerini uygulamaya kalksaydılar, şuanda olduğu gibi -%1.5 bütçe açığı planlayacaklarına +%3-4 bütçe fazlası planıyla programlar açıklasaydılar, faiz dışı fazla hedefi ile cari açıkta çok daha düşük seviyeleri hedefleseydiler tüm bu sıkıntıların boyutu bu olmazdı. Belki biz yine ABD ile ters düşerdik ama ekonomiye yansımaları bunlar olmazdı. 

Düşünün zaten ciddi bir dış borç yükü varken, üstüne yıllık ek borçlar yapmaya devam ediyorsunuz. Bu borcu çevirmek için de uluslar arası piyasa fonlarına ihtiyacınız var. Şimdi bu adamlar sizlerin elini görmüyor mu? Her türlü mali finansal sıkıntınızı biliyor. Sıkıştırdıkları anda işte bu görüntüler yaşanıyor. O zaman ABD ile gerilim yaşıyorsak, AB ile iyi ilişkilerde olmayı gözetmemiz lazım.

Maalesef biz dış finansman ve fonları üretimden ziyade alanlarda harcadığımız için, şu an ABD ile kavgaya tutuşunca, üzerimizde bu oyunlar sahnelenebiliyor. 


    Saygılarımla
    Aydın Eroğlu
     Stratejist
   Finans Yazarı
www.borsaanalizci.com
Twitter: @_Stratejist_

SE*** ŞA*** 13.08.2018 11:26
Slm. Kolay gelsin. Cahilce bir soru olabilir ama, aklıma birşey takıldı. Borsadaki şirketler genelde çok iyi bilanço açıkladılar. O zaman hem çok iyi bilanço hemde çok büyük dış borç biraz garip değil mi? Yoksa bu özel sektör borçunu imkb dışındakiler mi yapıyo. Teşekkürler
Cevap 13.08.2018 12:16

Bu her şirket için geçerli değil. 

Ayrıca, şirketlerin döviz kredi borçlarının vadeleri vardır. Bunların karşılığı TL ile yatırım vs yaparlar. Yatırımın bilanço katkısı ile de bu borçları vadelerinde öderler. Her bilanço kendi dönem sonundaki döviz kuruna göre şekillenir. Ama sonra kurlarda çok sert ve hızlı yükseliş olursa, kurum eğer koruma kontratları ile bu borçları hedge etmedi ise, sonraki bilanço dönemi için karlar eriyebilir ya da zarar bile oluşabilir. 



    Saygılarımla
    Aydın Eroğlu
     Stratejist
   Finans Yazarı
www.borsaanalizci.com
Twitter: @_Stratejist_

SE*** ŞA*** 09.08.2018 16:37
Slm. Bu ülkede herkes kafayı takmış petrol ve doğalgaza. Tamam katma değeri yüksek ürün üretemiyoruz diyelim ki o kadar Çalışkan ve zeki değiliz. Tarımsal üretim ne olacak. Önümüzde Hollanda örneği var. Daha geçe köyüme gitmiştim. Ekmeyi bırakmış. Hocam bir şey kalmıyor diyor. Köylü yaşlıya ödenen parayla geçiniyor. Bırakın üretip satmayı kendi yiyeceği kadar bile üretmiyor. Mercimekten pamuğa hepsini alıyoz. Yıllık tarım ürünü açığı kaç milyar dolar bundan bahseden yok. Neymiş enerjide dışa bağ
Cevap 09.08.2018 18:12

Tespitler çok doğru. Enerjiyi sadece biz değil bir çok ülke üretmiyor. Ama hiç birisi bizim gibi bahane yaratmıyor. Başka yerlerden açığı kapatıyorlar. Her alanda rant ekonomisi olmuş durumdayız. Ne varsa, yurt dışından ithalatı yapılıyor. 

Ben belki üretim sorununu 8 yıldır en azından sitede yazıyorum. Ne değişti hiç bir şey maalesef. Ama değişecek göreceksiniz. Çünkü yaşadığımız bu kur atakları artık deniz bitti diye oluyor. Geri kalanların hepsi yanlışları ört bas etmek için mazaretler.

Tekrar ediyorum; 80 Milyon ve 29 yaş ortalamalı Türkiye çok genç ve dinamik bir ülke. Batmaz bitmez. En kısa zamanda yeniden ayağa kalkacaktır. Ama keşke medya tek tip olmasaydı diyorum...


    Saygılarımla
    Aydın Eroğlu
     Stratejist
   Finans Yazarı
www.borsaanalizci.com
Twitter: @_Stratejist_

SE*** ŞA*** 09.08.2018 11:21
Slm. Umarım anlattığınız gibi olur. Yoksa 2015 de borsaya yatırım yapalım dedik paramız tam bir misli değer kaybetti. 2.7 kurdan 5, 4 geldik. Mübarek netas hala başladığı yerde. Umarım tüm üyeleriniz bu zararlarını çıkarırlar. Ayrıca şu tanışma mevzusu ile ilgili hiç bilgi vermediniz. Yoksa ben mi atladım. Teşekkürler
Cevap 09.08.2018 11:54

ABD ile bu kavgaları ve kurlarda bu denli yükselişi bekliyor olsaydılar, üçüncü halaalanı, köprüler, tüp geçitler gibi döviz kredi bulunarak yapılan yatırımların hiç birisi yapılmamış olurdu. Kurlarda artış belli oranda bu ekonomik verilere göre normaldi. Ama bu denli olmasının ana nedeni siyasi gerilimlerimiz ve bizim medyanın yazmadığı için duyamadığımız bir çok pazarlıklar. Ama bunlara rağmen görüşlerim yine de net. Sadece bir an önce süreç tamamlansın diye bekliyorum. Kur kaç olursa olsun ama bir an önce bu iş bitsin ki, insanlar artık zirve bu diye ikna olup, döviz bozmaya ve sipariş yapmaya başlasınlar. Bu ortamda ne üretilir, ne de tüketilir.

Tanışma konusuna gelince, yanlış zamanlama oldu. Hala yaz tatili sürüyor. Soruyu Eylül sonu gündeme getirmek daha doğru olurdu. Neyse, sebebi sizlerden çok sayıda bu yönde talep yıllardır geliyor. Mail atanlar çok oluyor. Acaba hakikaten en azından üç şehiri merkez desek, böyle bir tanışma yapsak mı diye düşündüm. Katılımcı sayısına göre de şeklini düşünelim istedim. Lakin dediğim gibi, eylül ayının sonuna doğru anketi yeniden aktif edeceğim.

Fakat şimdiden bile sayı yüksek olacak gibi duruyor. Ne şekilde organize edeceğiz onu düşünüyorum.


    Saygılarımla
    Aydın Eroğlu
     Stratejist
   Finans Yazarı
www.borsaanalizci.com
Twitter: @_Stratejist_