Maalesef hep öyle yapmadılar mı? Yine aynısı olacak. Çünkü en başından beri bu politikaların ülkeye bunları yaşatacağını hep yazmıştım. Barış Sürecinde Oslo görüşmelerini kim yaptı, yaptırdı? Ogünlerde HDP muhalefetten daha ülke meselelerine destek veren parti görülüyordu. Şimdi ise hdp ile görüşen muhalefet terörle ortak görülmüyor mu? Nağci Ağbal öncesi de benzer şekilde zorlama ile düşürülen faizler yüzünden Nağci Ağbal ve Lütfü Elvan ekonominin başına geldi. Tam işler yoluna giriyorken bir anda ekip görevden alındı, getirilenler ve uygulamaları tam tersi görüşlerde olmadılar mı?
Terörist liderlerin gizli tanıklığı ile ordunun komuta kademelerini ergenekon, balyoz davaları ile hapse atmadık mı, aynı delilleri ayrı davalarda da delil olarak gösterip, askeri darmadağın etmedik mi? O zaman FETÖ yapılanması orduya, devlete sızdı bunları bu yüzden yaşıyoruz derken, bu sözlere kargalar güler diyenler kimdi? Daha sonra 5-6 yıl hapiste kalmış birçok asker-subay suçları yok diye serbest kalmadı mı? Zamanında onları içeri atanların cemaat olduğunu söylediğimizde dikkate almayanlar, ne istedilerse verdik derken, daha sonra FETÖ suç örgütü tanımlamasını yapmadı mı? Peki o zaman Türkçe Olimpiyatlarında nağme düzülen kişi ve bu nağmeleri düzenler kimdi? Terörist başı Öcalan'a sayın demeyi suç olmaktan biz çıkardık, pkk payraklarını sallamayı suç olmaktan biz çıkarttık diyen kimdi? Bu kelimeleri girin internmete söyleyenleri olayları tarihleri ile görün. Şimdi ise İsveç teröristlere destek veriyor diye NATO şerhi koyuyoruz. Aynısını barış süreci esnasında kim yaptı? Tüm bunları muhalefet söylese, yapsa neler denirdi?
Barış Süreci döneminde imralının mektupları okunmadı mı, terörist başının kardeşine devlet kanalı açılmadı mı? 100 kişiden az terör unsurlarının intikallerinde askerin mülki amirlerden yani kaymakam ve vali izni ile müdahale etmesi şartı getirilmedi mi? Bu nedenle güneydoğuda şehirlerimizde terör tünelleri kurulmadı mı? Kobani'ye Irak'tan peşmerge törenle geçirilmedi mi? Teröristlerin ayağına hakimler götürülmedi mi? Suudilere, BAE, Mısır ve Suriye liderine neler denmedi mi? Bu nedenle tümm komşularla ters düşmedik mi? İlk defa Araplar İsrail ile bize karşı tutum sergilemedi mi? Şimdi ilişkileri bu şekilde bozduğumuz Mısır, Suriye, BAE ve Suriye'nin başında aynı kişiler yok mu? Ama şimdi ise görüşmeye kalkan biz değil miyiz?
Bu çelişkileri saymaya devam etsem akşam olur. Maalesef ekonomide de aynısı olacak. Pardon bile demeden yapacaklar. Çünkü aklın yolu bir. Biz en başında bunlar yapılırsa ülkede enflasyon patlar, zam yağar, cari açık artar, rezervler yok olur derken muhalefet olsun diye söylemiyorduk ki. Yansımasının ne olacağını anlatmak için bu uyarıları yapıyorduk. Tüm dediklerimiz aynı şekilde yaşandı maalesef.
İşte bu nedenle liyakat o kadar önemli diyoruz. Bu nedenle kurumların özerkliği bu denli önemli diye yazıyoruz. Şimdi TCMB'nın özerkliğini korusak rezervler swapları çıkınca neredeyse 60 Milyar Dolar eksi boyutuna gelebilir miydi? TCMB başkanı çıkıp da yetkisi yokken 30 Milyar TL bağışladık deyip de, sonrasında hemen aynı gece bağış yetki sınırının kaldırılması kararnamesi resmi gazetede yayınlanır mıydı?
Yabancı neden bu ülkeden devamlı çıktı sanıyoruz? Dış güçler üstümüze oynadığı için mi? Tüm bunları bizler yaptığımız için itibar bu hale geliyor. CDS'lerimiz dünya da en yüksek seviyelere çıkıyor. Şimdi enflasyon buradan düşse başarı mı diyeceğiz? Gerek var mıydı bunları sizin de dediğiniz gibi ülkeye yaşatmaya?
Ama her şeyde olduğu gibi bunu da aynı şekilde deneme yanılma misali yaşadık. Hatta size başka bir şeyi daha söyleyeyim, Erdem Başçı TCMB başkanı iken, tam enflasyon %6.80'ler seviyesine inmişken, Londra'da durduk yere bankalara ve faizlere yüklenen, bu nedenle kurların o sıra 3 TL civarında iken bir anda yükselişe geçmesine, 6.80 olmasına sebep olan da yine bizim yöneticilerimiz değil miydi? Dolar 3.60, 4, 5 tl olacakmış diye millete 3.40'tan, 3.60'tan döviz aldıran medyanın başındaki kişiler, akademisyenler, patronlar neredesiniz, çıkın milletten özür dileyin diyenleri cumhurbaşkanı finans danışmanı yapmadık mı? Aynı şekilde dolar 6-7-8-9 TL olacakmış, çok beklersiniz diyenler yok muydu? Şimdi dolar 19.26 TL oldu, çıkıp da yanlış yaptık diyeni gördüğünüz mü?
Cumhurbaşkanlığı sistemine geçiş öncesi verin yetkiyi, başkanlık sistemine geçince görün döviz ve faizle nasıl uğraşılırmış diyenler kimdi?
Kısacası tüm bunlar bu şekilde yapılmasına ve yaşanmasına rağmen, balık hafızalarımız nedeniyle her seçimde bunları unutan seçmen yüzünden ülke ve ülke insanı olarak bu yaşadıklarımızı yaşamaya devam ediyoruz. Bir anda alınan, açıklanan yanlış kararların neticesi piyasaları bozunca da, bizler de yaptığımız öngörülerde yanılmış gibi gözüküyoruz. Böyle bir ortamda yanılmamak, kendini koruyabilmek ne kadar mümkünse, o kadarını sağlamaya çalışmak ne kadar zor bunu herkesin bilmesi lazım.
Yoksa şu an bu seviyelerde bir sürü yeni öngörü yapıyor olurdum. Ama gelen satışlar, bunları kim neden yapıyor diye düşününce elim bağlanıyor. Ya iktidar gidiyor diye düşünen belli para sahipleri satıp da çıkayım, günü gelince beni de sorgulayacaklardır diye satıyorlarsa endişesi hakim oluyor. Şu an Varlık Fonuna bu alımlar yaptırılırken, aynı şekilde satım yaptırılırsa neler olur?
Arapları, Rusları, Ukraynalıları 250 Bin Dolar'a vatandaş yaptığımız için şu an Antalya'da, ülkenin bir çok yerinde Türk olarak bizlere satın alma, kirada oturabilme imkanı kalmadı. Dünyada gıda fiyatları yıllarca düştüğü halde bizde hep neden çıktı hiç sorgulamadık.
Neyse, bunları ilk kez yazmadım, öncesinde de hep yazdığım konulardı biliyorsunuz. Yine aynı sonuçlanacak, ülkeye ve insanımıza bunları boş yere yaşatmış olacağız. Düşünün iki yıl önce kıyma-et 40-60 tl değil miydi? 35-40 krş'a yumurta almıyor muyduk? süt 4-5 TL, yoğurt 7-8-10 TL değil miydi? Orta segment bir arabayı en fazla 200 Bin TL civarına almıyor muyduk? Kiralar ev fiyatları çok değil, iki sene önce kaç TL idi bir düşünün. Bir de şimdi tüm bunların geldikleri fiyata bakın.
Asgari ücret ile de bir hesap yapın bakalım, 20-10-5-2 sene evvel kaç tane çeyrek altın, ekmek, et, süt, vs alabiliyordunuz şimdi kaç tane alınıyor bir bakın! Eskiden tüm ülkede şu kadar olan demiryolu ağı, şimdi bu kadar oldu derken, eskiden emekli ikramiyesi ile ev, yanında ikinci el bir araba da alınırken şimdi emekli maaşı ile ne alınabiliyor diye bir bakın!
İşte tüm bunlara bakmadığımız için, bu uyarıları siyaset yapıyor diye düşünerek dikkate almadığımız için şu an ülke bu durumda. Siz öğretmensiniz, duyuyorsunuzdur. Özel okul paraları ne oldu biliyorsunuz değil mi? Bu yıl bitmeden iki ay önce insanlardan gelecek yılın ücretleri istenmeye başlandı buna siz ne yapıyorsunuz diyeni duydunuz mu? Öğretmen olarak, okullarınızda çalışan hizmetli çalışanlardan daha az maaş aldığnızı biliyorsunuz değil mi?
9000 iş günü ile 3600 iş günü prim ödeyenlerin maaşlarını eşitledik. Düşük maaş alanlara asgari yaşam standartı sağlamak için bu yapılırken, yıllarca yüksek prim ödemiş kişilerin de enflasyon karşısındaki mağduriyetlerini görmemek, aynı oranda artışı onlara da uygulamamak nasıl bir mantık.
Ama diyeyim, bana bu şekilde bir soru sormayın bir daha. Görüyorsunuz sonra duramıyorum. Yine aynı şekilde tüm politikalardan geri dönüş olacak. Ama olsun, doğru olan uygulansın da yaşadıklarımıza üzülsek de, en azından geleceği kurtaralım.
Saygılarımla
Aydın Eroğlu
Stratejist
Finans Yazarı
www.borsaanalizci.com
Twitter: @aydineroglu_