İletişim

  •  A 
RA*** BA*** 06.03.2022 14:12
Aydın hocam malesef Kavcıoğlu ve Nebati piyasaya güven veremediler, ne kadar fakirleştiğimiz ortada.Bu yüzden bir ekonomi yönetimi değişikliği veya 17 Marttaki TCMB faiz kararında faiz artışı beklentiniz var mı?Yüzde 50 nakitte kalıp temkinli olmaya devam edelim mi?Teşekkürler
Cevap 06.03.2022 15:06

En başından beri politikalarındaki hatayı yazıyorum. Bu yaşadığımızın dünya enerji fiyatı arttı açıklamaları ile ilgisi bile yok! Yani tabii ki bir kısmı şu an 117$ olan brent petrol fiyatlarından kaynaklanıyor.

Ama 2008 yılında brent petrol 147$ idi. Aynı tarihte Dolar kuru da 1.15 TL idi. Aralık 2008 tarihinde brent petrol 36$ seviyesine kadar düştü. Ama bakın motorin pompa fiyatları o tarihlerde en çok ne kadar geri gelmiş görün. 147$ iken 3.21 TL olan motorin, brent aynı yıl 36'a kadar düşmesine rağmen sonraki iki yıl içince ancak 2.36$ TL'ye kadar inmiş. Oran aynı mı peki?

Akaryakıt pompa fiyatlarında motorinin litresi; 
             2008= 3.21 TL 
             2009= 2.46 TL
             2010= 2.36 TL idi.  

Aynı soruyu biraz daha değişik şekilde soralım! 2008 yılında brent petrol 147$ iken bile, 3.21 TL olan motorin fiyatı, brent petrol şu an 117$ ile 2008 yılındaki 147$ seviyesinden 30 $ daha ucuz olmasına rağmen, motorin litresi 20 TL'yi geçti? Demek ki, bu zamların brent fiyat artışları ile açıklanması gerçekçi değil. Nedir doğru cevap peki? Kurdaki artışlardır.

2008 yılında Dolar kuru 1.15 TL iken, şu an ise 14.21 TL seviyesinde. İşte asıl zamların ana nedeni kurdaki bu aşırı yükseliş, diğer ifade ile de TL'nin değer kaybetmesidir. Brent petrol fiyatı 2008'de gördüğü 147 $ seviyesinin altındadır. Ama 2008 yılında 1.15 TL olan Dolar kuru tam tamına % 1135 gibi inanılmaz bir oranda yükselerek 14.21 olmasından kaynaklanıyor. 

Bu gerçeği siyasi taraf gözü ile bakmadan, bir ülke vatandaşı olarak herkesin görmesi ve bilmesi lazım. Bir ülkenin parasının bu denli değer kaybetmesinin nedeni de ülkeyi yönetenlerin politikalarının yanlışlığıdır. Nağci Ağbal da bu iktidarın bürokratıydı. Ağbal'ın alınması sonrası 7.50 civarı olan dolar kuru(hatta 2021 Şubat'ta 6.89'a da düşmüştü), faiz-kur-enflasyon anlaşıyışında iktisat kuralları dışındaki yaklaşımlar ve politika değişiklikleri ile 18.00 TL üzerini gören TL, şu an kur korumalı mevduat sistemine rağmen hala 14.21 TL civarında bulunuyor. Zorlama ile indirileceği düşünülen faizlerde ise, düşen sadece TCMB'nın bankalara verdiği haftalık politika faizi oldu. Ama bu faizi şirket ya da kişiler kullanamıyor. Şirket, kişi ve kurumların kullandığı tüm fazler ise, katlanmış durumda. 

Politika değişimi ile teepden tırnağa her şeye zam yağacağını, enflasyonun da artacağını tek tek sebebi ile kaç kere yazdığımı biliyorsunuz. Her alanda ithalatçı olan ülkemizde maalesef uyarılarımdaki gelişmeler yaşandı ve yaşanmaya da devam ediyor. 

Kısacası özerkliği yok edilen TCMB başkanı da, son ekonomi bakanımız da istenilen güveni verebilmiş değiller. Eğer güven verseler, doğru politikaları uygulamış olsaydılar kurlar da enflasyon da böyle artmazdı.

Bağımsız olmayan TCMB ve ekonomi yönetiminde kaç tane değişiklik olursa olsun güven oluşmaz. Güven doğruların yapılmaya başlanması ile oluşur. Maalesef benim artık bunun olacağına inancım kalmadı. Yani bu mantık devam ettiği takdirde ekonomi yönetimi değişse de değişen bir şey olacağını sanmıyorum. En basiti son değişim sonrasında ekonominin içine düştüğü durum ortada iken, bunun faturasının birine kesildiğini gördüyor musunuz? Hiç bir kişinin kalkıp da yanlış yaptık dediğini duydunuz mu? Hala başarılı bir iş yapılmış gibi anlatılıyor. 

Sorularınızın cevaplarına gelince; TCMB'nın faiz artışı yapacağını sanmam. Savaş olmasa daha da düşürmesinden çekiniyordum. Sanırım bu ortamda bunu da yapamazlar. Geç kalan doğrunun da artık bir anlamı olmaz. Yani şu an bir faiz artışı yapılsa, ne kıymeti kalır artık? O kadar kur artışı, faiz artışı, enflasyon patlaması ve zamları neden yaşadık o zaman? Ama yanlış davranmışız diye bir dönüşüm yapılır ve faiz artışı bu şekilde yapılarak, ekonomi yönetimi değişirse, TCMB özerkliği yeniden sağlanırsa o zaman olur. Ama bunun yapılacağını ben düşünmüyorum.

% 50 nakit kalma konusuna gelince ise, ekonomide cari denge açığı çok hızlı artıyor. Bu döviz kurunda baskı demek olur. FED kararları da yaklaşıyor. Üstüne bir de savaş yaşanıyor. Savaşın akıbeti nerelere ne şekilde yansıyacak o belli değil, mesela turizmdeki kayıplar bir ay önce böyle bekleniyor muydu? Ama şimdi maalesef ciddi bir risk oldu. Enerji fiyatlarının enflasyon baskıları da her gün artıyor. 

Kısacası böyle bir ortamda zaten ful hissede olmak doğru değildir. % 50 nakit durmak, fırsat kaçırsanız bile tedbirli bir davranış olur.

Çok uzun yazdım. Ama yaşananların, gelişmelerin sebeplerinin herkes tarafından doğru anlaşılmasını istiyorum. Doğru tespitlerde bulunamazsanız, gelişmeleri doğru değerlendiremezsiniz.


    Saygılarımla
    Aydın Eroğlu
     Stratejist
   Finans Yazarı
www.borsaanalizci.com
Twitter: @aydineroglu_