Günaydın.
Bu konu zaten belliydi. İlan edilen bir durumdu. Zaten bu gelişmenin bizi Rus SU-57 alımına sevkedebileceği, aynı zamanda da kendi uçağımızı geliştirme konusunda da hırsımızı-zorunluluğumuzu arttıracaktır diye çok kez yazdık.
Maalesef bu bilinen bir durumun ilanıdır. Sözde batı müttefiklerimiz yıllardır bize karşı hukuk tanımaz tutumlarına devam ediyorlar. Üniversitede Dış Politika hocam, rahmetli Haluk Ülman, uluslararası hukukta orman kanunu geçerlidir derdi. Güç kimdeyse onun dediği olur demişti bize. Hakikaten de yıllardır bunun doğru olduğunu görüyorum.
İşte bu nedenle ülke olarak güçlü olmak durumundayız. Güç iki şekilde elde edilir. Biri askeri olarak kendinizi kendi üretim silahlarla koruma gücüne sahip olmanızdır. Bunun için de silah-savunma sanayiniz çok güçlü olmalıdır. Belki de iktidarın yıllardır yaptığı en doğru iş budur.
Diğer bir güç kaynağı da ekonomidir. Bunun için de yüksek katma değerli yerli üretimi başarmak çok önemlidir. Ülkenin ithalat yaptığı alanlarda yerli üretim için her türlü düşük faizli kredi teşvikleri dahil verilmelidir. Maalesef cumhuriyet Türkiye'si imkansızlıklar içinde onlarca sanayi ve ekonomi tesisi kurmuşken, sonrasında gelen iktidarlar bunları devamlı satıp, ülkemizi ithalat cenneti haline getirmişti. Böyle olunca da cari açıkla büyüyen, fason sanayicilikten öteye gidemeyen, teknolojiyi üretenlerin pazarı olmaktan öteye gidemiyorsunuz.
Bu da bellir süreler içinde ekonomik-finansal krizler ile kaynaklarınızın yabancıların eline geçmesine ve ekonominizin yerinde saymasına neden olur. Son dönem düşük faizli kredi desteğinin önemi nihayet anlaşıldı. Düşük kur değil, gerçekçi kur ama düşük faizle üretim artışı yaşanabileceğini nihayet gördük. Umarım böyle devam ederiz.
Uluslararası arenada güçlü olmanın diğer önemli bir kriteri de, demokrasinizin güçlü olması, yargınızın bağımsız ve adil olması, ve tabii güçler ayrılığının net bir şekilde sağlanmasıdır. Biz işin savunma sanayi kısmında açığı kapattık ve kapatıyoruz. Ama diğer konularda maalesef daha almamız gereken çok yol var.
Uzun yazdım ama, ABD ile bu gelişmenin devamında yeniden yaptırım risklerinin karşımıza çıkma riski halen ortadan kalkmış değildir.
Saygılarımla
Aydın Eroğlu
Stratejist
Finans Yazarı
www.borsaanalizci.com
Twitter: @_Stratejist_