Çok güzel anlatmışsınız. Sorun yok. Sadece tüm üyelerin hem dünyada olan biteni de görmesi, hem de Türkiye'de 2008'de ergenekon, balyoz, 2011 şike, 2013 gezi, sonra cumhurbaşkanlığı referandum, seçimler, tekrarlanan seçimler, ayakkabı kutuları şaibesi, sert muhalefet yaparken neredeyse daha büyük savunucu haline gelen ittifak ortakları, 36 yıl sonra yeniden yaşatılan darbe hainliği, siyasetçiler hariç her alanda fetöcülükle hapse atılan, göz altına alınan sayısız insan, dağıtılan ordu kadroları, kapatılan askeri liseler, harp olulları, kapatılan polis akademileri, her türlü sınavda yaşanan sayısız şaibeli durumların ilk başta savunulan sonra hapse atılan sorumluları, yargıda iktidar lehine olunca yargıya müdahale etmeyin derken, iktidar aleyhine çıkan anayasa mah.kararlarında bile sert tepkiler, hakimlerden farklı kararlar çıktığı zaman görevden almalar, kararı tanımamalar, hakimlerin FETÖcü olduğuna yönelik tepkiler. İlk başta cumhurbaşkanı ile başbakanın talimatı ben verdim diyerek düşürülen, Sonrasında FETÖ'cü pilota kalan Rus uçağı krizi. Seçimden çıkan ve başbakan olan parti genel başkanının yetkilerinin mkyk üyelerince alınması sonrası istifa eden başbakan, % 6'lara inmiş faizler varken TCMB ve bankalara sert söylemlerle yüklenme sonrası malum kurlarda yaşanan sert yükselişler, ABD ile müttefik iken rahip brunson, S400 ve Halkbank başta yaşanan yaptırım riskleri, Suriyede yaşanan ve tüm müttefiklerimizle ters düştüğümüz gelişmeler, AB ülkelerinin tümü ile geldiğimiz kavgalı görüntüler. Topraklarımızda 4 milyon civarı ve iktidarın ifadesi ile 40 Milyar Dolar üzerinde yük çıkartan Suriyeli sığınmacılar sorunu, Rusya ile ittifak görüntüsü altında askerlerimizin vurulduğu iddialarıyla ilişkilerde aniden yaşanan gerilmeler. İnanılmaz sert bir iç siyasi kavgalar. Taşlanan ana muhalefet partisi başkanları sonrasında, taşlayanlar hakkında çıkan şaibeler. Halka kamu ortaklığı seneti satarak çok daha ucuza yapmak ve halkı da nemalandırmak varken(Özal'ın ikinci köprüyü yapmasında kullanılan yöntem) sözde yap işlet devret denen ama aslında geçiş ve yolcu garantileri de olan çok büyük otoyol, köprü ve havaalanı yatırımları.
Yani say say bitmiyor ki. Bir de tüm bunların üstüne tüm dünyayı vuran bir virüs krizi yaşıyoruz. Şimdi son virüsü tüm dünya yaşıyor. Ona diyecek sözüm yok ama, öncesinde saydıklarımım için kime kızalım? Hiç birisi benim iddiam değil. Gerçek durumun ve yaşananların kısa başlıkları. Yani 2008'de ergenekon ve balyoz davalarında aynı delilleri bile değiştirmeden diğerinde kullanıldığı heryerde konu edilirken, koruduğumuz davayı açan cumhuriyet başsavcılarına zırhlı araç verirken, sonra aynı savcı ve hakimleri FETÖ'cülükle içeri atan, ya da görevden alan hangi ülkenin siyasi iktidarı ya da bürokratlarıydı ki?
Tüm bunların kabahati kimin? 2002'den beri ülkeyi yöneten iktidarın mı, yoksa hiç bir yetkisi olmayan ve zaten en son 30 mu 40 sene evvel mi ne iktidarda bulunmuş olan anamuhalefetin mi, neredeyse uyarmayan kimsenin kalmadığı halde devlet içinde yapılanması ayyuka çıkmış olmasına rağmen ne istedilerse verdik denen hain bir FETÖ yapılanmasının mı, ya da tüm bunları görememiş biri de ben (ki, her bir olay yaşanırken ilgili dönemlerde yazılarımla hepsi için yaptığım yorumlarım, eleştirilerim, uyarılarım sitede arşiv olarak duruyor)olan uzmanların, yorumcuların mı?
Yıllardır yapılan ve tutmadığı halde devam edilen orta vadeli programlar ve sonrasında adı değiştirilen YEP yeni ekonomi programı ve bunları yapanlar kimler?
İşte tüm bunlar yaşanan bir ülkenin borsası için strateji ve öngörü vermek acaba kolay mı? Ya da böyle bir ülkenin borsasının hisselerini Dolar ve altın ile kıyaslayıp Dolar bazında çok zarardayız. Dolar ve altın dururken borsaya neden yatırım yapılıyor demek çok mu gerçekçi?
Maalesef tüm bu yaşananlar hangi ülkelerde yaşanırsa benzer kayıpların görülmesi kaçınılmaz olur. Yoksa tabii ki ilgili üyemizi ben çok iyi anlıyorum. Zaten tüm bunları sonradan aradığımda telefon ile de konuştuk. Benim sadece üzüntüm, direk tak tak tak diye yapılacak eleştiriler yapmak varken, tiye almak, alaya kaçmak, tüm bu yazdıklarım bu ülkede yaşanmamış gibi sadece dolar hisse değerlendirmesi yapmak gerçekçi olmuyor.
Yoksa tabiiki kayıpta olanlar üzülüyor. Kim üzülmez. Hatalı olanları da eleştirmek herkesin hakkı. Ama bundan sonra da doğrular olumlu yansırken, yanlışlar da olumsuz yansıyacaktır. Lakin tüm bunlara rağmen, ben virüs sorunu iki ay içinde kontrol altına alınır ve normal hayat süreçleri kontrollü bir şekilde eskiye dönmeye başlarsa, yine de borsa ve Türkiye çok ciddi büyüme gösterecektir görüşümde ısrarlıyım.
Ama hisseler içinde herşeye rağmen geride kalanlar olmaya devam edecektir.
Hepininize sevgi ve saygılarımı iletiyorum. Eğer benim yanlış bir uslubum varsa kusuruma bakmayın. Fakat hergün tüm bu yaşananları izleyip strateji belirlemek, hergün bir şeyler yazmak, hergün acaba ne nereye nasıl yansıyacak diye düşünürken, yukarıda saydıklarımın sizin elinizde olmadan gelişmesi ve yapılması beni de ne denli geriyor bunu da bilmenizi isterim. Yoksa beni bilirsiniz ''Hiç mi eleştireceğinizi yönüm yok?'' diye kendimi eleştirtmek için anket bile yapan biriyim.
Bu arada tekrar ediyorum, yukarıda tüm saydığım gelişmeler yorum yapmadan yaşanmış ve yaşanırken ilgililerin kendi ifadeleri ile dikkatinizi çektiğim konular. Yoksa kim yaptı, kim haklı, kim haksız değerlendirmesi yapmıyorum. Sadece yapılan tespitleri sıraladım. Tarih bu değerlendirmeyi zamanı gelince en doğru şekilde yapacaktır.
Saygılarımla
Aydın Eroğlu
Stratejist
Finans Yazarı
www.borsaanalizci.com
Twitter: @_Stratejist_