Öncelikle henüz teknik olarak fincan-kulp ihtimali tamamen ortadan kalkmış değil. Şu an endeks 94.000 puan ve ilgili dirençlereden açırı uzak sayımaz. Yok ama 90.000 seviyesi aşağı kırılacak olursa o zaman bu teknik beklenti düşüş formasyonu olan ikili tepe formasyonuna dönüşür.
Seçim sonucu olarak beklentim sizden çok farklı! Öncelikle söyleyeyim ki, Yıldırım kazansa dediğiniz gibi bir süreç kesinlikle olmaz. Muhalefet hile yaptılar der daha da başka bir şey elinden gelmez. Çünkü önemli olan sandıktan çıkacak oy sayısıdır. Seçim sadece İstanbul'da yapılıyor. Tüm Türkiye'den her türlü gözetmen sandıkların başında tüm partiler için de fazlası ile olacak. Sandıktan eğer cumhur ittifakı adayı Yıldırım çıkarsa, mecburen kabul görecek. Çünkü zaten işin YSK kanadı hemen onaylayacaktır. Gezi olayları çok farklı bir şeydi. Orada algı yaratılıp, konu başka yere taşınmaya çalışılıyor. Gezi Atatürk ve İnönü için iki ayyaş denmesi, AKM'yi yıkacağız denmesi ve Gezi Parkına da halkın görüşüne bakılmadan yapılması planlanan tarihi kışlaya olan tepkilerdi Gezi. Ama tabii ki ortam müsait olunca provake edenler oldu.
Herneyse, Yıldırım kazanırsa en sorunsuz sonuç olur. Sözlü itirazlardan öte bir şey olmaz. Piyasalara yansıması olumlu olur. Sonrasında da Ankara baskı altına alınır.
Ben, tam tersi seçimi Millet İttifakı adayı İmamoğlu'nun %5 ve üzeri bir farkla kazanmasını bekliyorum. Bunun kendimce izahat ve gerekçeleri var. Ama siyasete girmek istemiyorum. Ben sonucun yansımalarını doğru analize etmekle uğraşıyorum.
Eğer dediğim olursa İmamoğlu sonucunun kabul görüp de mazbatanın verilmesi, cumhurbaşkanımızın seçmenin tercihidir demesi halinde BİST'e yine pozitif yansır. Hatta bu sonuç Yıldırım'ın kazanmasından daha pozitif etki yaratır. Lakin, İmamoğlu kazanır ama mazbata yine verilmezse, sebebi ne olursa olsun işte bu sonuç demokrasi olarak çok kötü yansımalar yapar. En çekindiğim gelişme bu olur. Açıkçası ben farklı bir oranda İmamoğlu galip çıkarsa, mecburen herkesz kabul etmek zorunda kalacaktır görüşündeyim.
Ama eğer İmamoğlu %5'in çok üzerinde bir oy farkı ile kazanır ve mazbata verilecek olursa, o takdirde BİST'e yine olumlu yansır ancak, sonrasında genel seçim gündeme geleceği için bir süre sonra çok daha gerilimli günlere iç siyasette yelken açarız. Çünkü İstanbul ciddi bir oy farkı ile muhalefete geçerse, o zaman uzun zamandır seçim sonuçlarını bekleyen Ak Parti içi muhalefet ortaya çıkar ve mecliste yeni kuracakları parti ya da partilere grup kurdurmak için Cumhur İttifakını azınlığa düşürecekleri sayıda millet vekillerini istifa ettirip kendi partilerine geçirmelerini bekliyorum.
İşte bu senaryo doğru çıkarsa, Türkiye için yine çok karşık, bol kavgalı gerilimli bir süreç başlamış olur. Bu süreç genel seçimleri 2020'de bile karşımıza çıkartabilir. Böyle bir risk oluşursa iktidar ekonomi, hukuk vs. önceliklere odaklanamaz.
Eğer bu şekilde bir sonuçla muhalefet adayı kazanırsa ilk anda olumlu tepki gören BİST'e daha sonra bahsettiğim şekilde gelişmeler olursa her gelişme satış baskısı yaratır. Olumsuz ortamda kur ve faiz baskısı sürmeye devam eder.
Altın konuna gelince, ons için 12 Haziran'da uyarımı paylaştım. Tam da dediklerim şeklinde gelişim gösteriyor. Bu nedenle BES'in altın kısmı ilgili yazımdaki üst seviyelere kadar bekletilebilir.
BİST'te gelince, bir defa şirketlerin aslında kendi özellerinde iyi olduğunu ve çok iskontolu olduklarını bilin. Sadece içeride ve dışarıdaki siyasi gerilimler nedeniyle daha da kötü tabloları yaşama riskleri taşıyoruz. Yoksa riskler doğru yönetilir ve uzlaşma dili kullanılır, kavgadan uzaklaşılırsa, BİST dünyanın hedefi olur.
Ama ben dediğim gibi İmamoğlu'nun farklı kazanmasını bekliyorum. Bu sonuca öncelikle cumhurbaşkanımızın ne şekilde karşılık vereceğine göre de BİST iyi ya da kötü olacaktır. Bu bir yerel seçimdi derler ve artık ekonomi ve reformlara odaklanırlarsa, ortam hemen yumuşamaya başlar. Ama içeriyi germeye devam ederler, üstüne bir de S-400 ve Akdeniz yaptırımları çok kapsamlı gelecek olursa, o takdirde geçici de olsa çok daha sıkıntılı günler yaşarız.
Seçim sonucu tahminimi söyledim ama haklı çıkarsam sayın cumhurbaşkanımızın tepkisini tam tahmin edemiyorum. S-400 konusunda kesinlikle almalıyız görüşündeyim ben de. Ama sadece F-35 programından dışlanırsak bunu sorun görmüyorum. İş hukuki zeminde takibe dönüşür. Ama mali ve finansal yaptırımları devreye sokarlar mı konusuna gelince, işte orada da Trump'ı tahmin edemiyorum. Karşılıklı gerilimin tırmanması ilişkileri çok bozar. Kendine muhalif bir Türkiye, bölgede ABD'nin lehine olmaz. ABD de bunu iyi düşünmesi gerekir. Ama dediğim gibi bırakın S-400 almayı, kendi savaş uçaklarımızı semaya çıkartana dek, Rus savaş uçaklarını da almalıyız. Batının zayıp Türkiye'nin dostu olmayacağı kesin. Ama güçlü Türkiye'ye mecbur kalabilirler.
Saygılarımla
Aydın Eroğlu
Stratejist
Finans Yazarı
www.borsaanalizci.com
Twitter: @_Stratejist_