Teröristbaşı Öcalan'dan dün beklenen çağrı yapıldı. Öcalan, PKK ve tüm türevlerine silahların bırakılmasını, kongre toplayıp kendilerini fesh etmeleri çağrısında bulundu. Terör örgütünün kurulma gerekçelerinin zaman içinde azaldığını, Türklerin ve Kürtlerin birlikte yaşamlarının sürmesini, kapitalist emperyal güçlerin ayrıştırma, çatışma amaçlarına alet olmamayı söylemiş.
Bir terörist örgütün hapiste cezasını çeken kurucusunun söylemlerine daha fazla yer vermek istemiyorum. Bu sözler yıllardır hapiste yatıyor ve devletin terörizmi içerde-dışarıda ezme kararlılığı olmasa acaba nasıl olurdu? Neyse, mektupta yer alan çağrı yine de önemli. Lakin mektup bittikten sonra Öcalan'ın DEM heyetine söylediği sözler de varmış gibi ekleme yapıldı! Öcalan'ın ''Bu çağrı, demokratik siyaset ve hukuki boyutun tanınmasını gerektirir'' dediğini söylediler. Peki Öcalan birçok konuya değindiği mektubunda bu sözlere neden yer vermemiş de, bunları heyete çağrının en önemli şartı olarak sözlü söylemiş?
Çağrının bu haliyle ilgili çevrelerden tepkiler farklı geldi!
PYD'nin eski lideri ve şu an başkanlık konseyi üyesi Salim Müslim, destekliyoruz ama sıra Türkiye'de. Önder sorumluluk alıp silah bırakma ve fesih kararını kongreye verdi. Bakalım Türkiye hangi adımları atacak. Güney ve kuzey Suriye olarak bizim durumumuz farklı dedi!
SDG'nin Başındaki Mazlum Abdi; Çağrı PKK'ya yapılmış, bizimle ilgili değil dedi. Suriye'deki Kürtlerle ilgili değil, Türkiye'nin iç politikası ile ilgili diyerek silah bırakmayacaklarını ifade etmiş oldu.
Trump; ''Çok önemli bir gelişme, Türkiye'nin artık kuzeydoğu Suriye'de DEAS'a karşı ittifak yaptığımız çok önemli ortağımıza karşı endişelerini gidermeye yardımcı olur diye umuyorum'' dedi.
DEM Parti Heyeti, mektup sonrasında Öcalan'ın demokratik siyaset ve hukuki boyutun tanınması gibi şartların gereğine de dikkat çektiğini söyledi.
Benim bu çağrıdan anladığım şu; ya artık Öcalan'ı kimse takmıyor, ya da Öcalan yazıya döktüğü ifadelerine eklemediği asıl şartlarını sözlü iletmiş. Eğer Öcalan'ın direkt ifadelerini temsil ettiğini düşünerek mektubu dikkate alacaksak, silahları bırakın, kendinizi fesh edin demiş. Her örgüt gibi bu örgütün de sonu geldi artık demiş. Öcalan'ın mektup içeriği katkı verebilir. Ama mektup dışında DEM heyetine sözlü söylediği şartları da varsa, bu çağrının bir çözüm getirmeyeceğini düşünüyorum. Çünkü demokratik siyaset ve hukuki boyutunun tanınması ne anlam taşıyor bunun netleşmesi lazım! Türkiye Cumhuriyeti'nin üniter yapısına aykırı özerklik içeren taleplerin kabul edilmesini mümkün görmüyorum.
Öcalan mektup dışında DEM heyetinin sözlü şartlarını söylemiş mi, söylememiş mi sanırım bunu da Öcalan'ın avukatlarından öğreniriz diye düşünüyorum. Kısacası mektupta yer alan ifadeleri olumlu buluyorum. Ama sözlü iletilen şartlar varsa, bu çağrının hiç bir anlamı olmayacağı görüşündeyim. Sözlü iletilen şartları söyleyen DEM Heyeti bile bunu bir zafer edası ile yaptı. Unutulmamalı ki, bir tarafta Türkiye Cumhuriyeti Devleti, diğer tarafta ise bir terör örgütü ve onun hapisteki lideri vardır. DEM Heyeti ise, Türkiye Cumhuriyeti kuralları içinde kurulmuş bir siyasi partidir.
Kısacası ben çağrıya ciddi bir mana yükleyemiyorum. Eğer gerçekten bir takım şartları varsa, önce bu şartlar neler onların açıklanması lazım diyorum. Ama hissiyatım ve çağrıya gelen tepkilerden anladığım kadarı ile bu konu çok daha büyük sertleşmeleri peşinden getirecektir diye düşünüyorum.
Borsaya dün olumlu katkısı olduysa, bugün bunun realizelerini görebiliriz.
Hepinize sağlık ve bol kazanç dilerim.
Saygılarımla
Aydın Eroğlu
Stratejist
Finans Yazarı
www.borsaanalizci.com
Twitter: @aydineroglu_