Cari açık 24 milyar dolar iken, yaklaşık 33-34 milyar dolar ülkeye bir para girişi var. Bunun 24 milyar dolar kısmının cari açığın fonlanmasına gittiğini düşünürsek, 10 milyar dolar fazladan dolaşan paranın piyasadan çekilmesi için tedbirler alınmaya çalışılıyor.
Merkez Bankası'nın almış olduğu munzam karşılıkların arttırılması kararları ile yaklaşık 7.5 milyar doların likiditeden çekilmesi sağlanacak. Ancak ilk anda yaşanan yansımaların tesirinden sonra, aslında yapılanların mevduat vadelerinin uzamasına yönelik olduğu görülecek. Çünkü bir aydan kısa sürelerle yapılan mevduat munzam karşılıkları %8' e çıkartılırken, bir yıl ve üstündeki mevduat için ise % 5 'e indirildi. Aynı şekilde uzun vadeli tahvil ihraçlarında da stopaj sıfırlandı.
Özellikle bu tahvil stopajı sıfırlanmasının önümüzdeki günlerde özel şirketlerin tahvil ihraçlarında işini kolaylaştıracağını göreceksiniz. Doğal olarak , ihtiyaç duydukları kaynakları yurtdışı tahvil ihracı ile de temin edebilecek şirketlerin , iç kredi piyasasından çekilmesi bile bankaların kredilerinde düşük faiz uygulama zorunluluklarını arttıracak.
Aynı zamanda konut kredilerinde ve kredi kartlarının asgari ödemelerinde de düzenlemelere gidildi. Aslında tüm bu düzenlemelerin piyasadan ilk anda likidite azaltmasından ziyade, faiz manasında bankalara yükü, kendi ifadeleri ile yıllık binde 2 gibi bir rakam.Yani oldukça düşük. Ancak asıl faiz yükünden ziyade, ellerindeki sendikasyon kredilerinin döviz kurunun yükselmesi sebebi ile göreceli maliyeti artıyor.
Geçen hafta bahsettiğim bir ifademe dikkat çekmek istiyorum;
Faizlerin düşmesi yıllardır yüksek faizlerin rantı ile geçinen Türk yatırımcısının elde ettiği faiz miktarını da düşürüyor. Dolayısı ile ,yıllardır borsa ile hiç tanışmayan çok sayıda yatırımcı , elde ettikleri faiz geliri eskisi ile kıyaslanmayacak ölçüde düştüğü için artık borsa ile de ilgilenmeye başlıyolar. Faizlerin düşmesi sürdükçe, borsa yatırımcısının sayısınının da hem arttığını, hem de daha yüksek miktarda tasarrufların borsaya yöneldiğini göreceksiniz.
Geçen hafta Türkiye ekonomisi büyüdükçe, borsadaki yabancı payı da Türklerin lehine azalacaktır dedim. Baktım ki, yeni üye olmuş ve benim ikinci yıla yaklaşan süreden beri yazdıklarımı hiç takip etmemiş bir arkadaşımız , hemen itiraz etti. Yabancı payının düşmesinin , yabancıların bizlere hisseleri yıkıp gittiğini, bunu da nasıl iyi birşeymiş gibi söyediğimi anlayamadığını söyledi. Değerli üyemize göre enflasyon da, faizler de en kısa sürede yeniden yükseliş sürecine girecekmiş !
Evet tabii bu dedikleri doğru olabilir. Onların öngörüleri böyle olabilir. Ama ben tersini düşünüyorum. Aynı zamanda neden Türkiye'nin ve Türk insanının gelişen bir ekonomi ve gelişen bir toplum olacağımıza inanmadığımızı da kabullenemiyorum. Gelişmiş ülkelerde enflasyon ve faizlerin düşük olması gayet normal de, bizde neden normal olmaz ya da kabul edilmez ben de bunu anlayamıyorum!
Kişisel fikrimi yeniliyorum, bana göre Türkiye çok ciddi bir büyüme ve gelişme gösteriyor. Kişilerin satın alma güçlerinde ciddi yükselişler var. Türkiye'ye bundan sonra da çok ciddi yabancı fon ve sıcak para girişleri olmaya devam edecek. Ama gelişen ve büyüyen Türkiye'deki borsa takas dağılımları Türk yatırımcısı lehine artış gösterecektir. Gelişen ekonomilerde bizdeki gibi % 67 'ye % 33 gibi bir takas dağılımı olamaz. Tabii bunu demekle, bu ara yaşanan yabancı satışlarını buna bağlamadığımı da sanırım herkes biliyordur.
Alınan sıcak para önemlerinin boyutuna ve ilavelerine göre, dalgalanmalarımız sürebilir.Ama yaşanan para çıkışları döviz kurlarının da yükselmesine neden oluyor. Bu durum cari açığın düşmesine yarayacaktır. İhracatı arttıracaktır. Yani sakın döviz yükseliyor diye kimse panik yapmasın, döviz yükselişi bizim ekonomimiz için yararlı sonuçlar doğurur.
Neyse, İstanbul'da yazmaya başladığım yazımı şuan saat 03:40 oldu İzmir'de tamamlamak üzereyim. Bu yaşananlardan sonra, endeksin 60.800 'deki gap boşluğu da önümüzdeki risklerden biridir. Olur olmaz bilemiyorum ama artık oraya da çok yakınız.
Ama lütfen önerilerimdeki rakamların her yöne doğru olduğunu biliniz.Sadece hedeflerin gerçekleşmesi değil, stoplosslar da görüldüğünde ne yapılması gerektiğini bilmeniz gerektiği için, bana ne yapalım diye sormayınız. Önerilerin hedefi ya da stoplossu görmesi halinde yapılması gereken için illahaki önerinin kapanmış olmasını beklemenize gerek olmadığını da biliniz.Önerinin kapanması , benim beklentimin bitmiş olması ile ilgilidir. Eğer aşağı ya da yukarı beklentilerim devam ediyorsa, öneride stoploss altında destek fiyatları, hedeflerin üstünde de revize ve sonraki hedef fiyatları vardır. Tüm bu rakamlar sizlerin karar vermenize yardımcı olmak içindir.
Aranızda olamayacağım haftanın ilk günüyle birlikte iyi bir haftaya başlamanızı dilerim.