Genelde günümüz bayramları bir çoğumuz için, tatil planı yapmak olarak gerçekleşmeye başladı. Böyle olunca da , aslında bayramı bayram gibi yaşayamıyoruz.
Biz bu sefer , bayram tatilinin uzun olmasına rağmen yine de, hiçbir yere gitmeyip İzmir 'de kalmayı tercih ettik. Eşimin iki kız kardeşi , onlar gibi sevdiğimiz bir arkadaşları ve bacanağım İstanbul'dan bu bayram bize geldiler.
Ben dört kardeşin en küçüğü olarak altı kişilik bir ailede büyüdüm. Kalabalığı, misafiri ve bayramları çok severim. Bayramda misafirimiz olmasından çok mutlu olduk. Misafirlerimiz Arife günü gece yarısı geldiler. Sabah bacanak ile bayram nazamından döndüğümüzde, büyükten küçüğe herkes hazır bizi bekliyordu. İki kızım başta olmak üzere bayramı hep tam manası ile yaşasınlar isterim. Tabii bu düşünceyi gerçekleştirmek için de, bazı teşvik ve promosyonları uygulamak hep fayda sağlamıştır :) .Bu yüzden herkesin namaz sonrası hazır olmasının bayramlaşmak düşüncesi yanı sıra , kendilerine göre farklı sebepleri de var olabilir !
Dediğim gibi ben çocuk olarak büyüdüğüm ailemin en küçüğü olduğum için, hep ekmek al, gazete al gibi bütün angarya işler bana kalırdı. Bu yüzden de, isterdim ki gün gelsin de , benim de büyük olduğum ortamlar olsun . Belki de bu yüzden, bayramlarda tüm küçüklere ( ! ) elimi öptürür bayram tarifesine göre de para veririrm. Tüm küçüklere derken ünlem koymamdan sanırım küçük derken bazılarının düşünülen gibi çocuk olmadığını anlamışsınızdır :). Evet gerçekten de küçük lafta küçük . En başta baldızlarım eniştelerinden el öpüp para almayı çok severler. Yaşları mı küçük derseniz , en küçüğü 30'dan büyük ama benden küçük olması bana yeter. Eniştenin eli öpülecek , parası alınacak. İşleri itibarıyla müdür, yönetici vs. olmaları bu adetin devamına engel teşkil etmiyor. Kısacası bayram sabahı misafirler dahil herkese bir güzel elimi öptürmüşüm. Tabii aslına bakış bu iş bana bayağı bir pahalıya patlıyor ama olsun, nasılsa aramızdaki gerçek küçükler benim iki küçük ( 12- 8 ) yaşındaki kızlarım olduğu için, bu işin en karlısı onlar oluyor. Benden alınanlar da dahil,sonunda tüm paralar onlara akıyor :) .
Tabii bu havam benim evimde geçerli. Sonra kalkıp anne-babamım evine gittiğimizde, baş sıralardaki yerimi yine kaybediyorum. Şuan Allah sağlıklı ömür versin, annem de, babam da sülalenin kendi taraflarındaki yaşayan en büyükleri. Babamın 10 kardeşli bir ailenin en büyüğü olduğunu söylersem, sanırım bayramlarda gelen sayısını gözünüzde canlandırabilirsiniz . Her bayram 200-300 arası bir bayramlaşma yaşanır. Ama malesef bu bayram , bu seramoniyi tam yaşayamadık. Çünkü bayramın ilk günü öğleye doğru gittiğimiz annemlerden akşam eşimin bel fıtığının nüksetmesi yüzünden ayrılmak durumunda kaldık. Az önce telefon ile annemden duyduğuma göre, Cumartesi akşam saati itibarıyla gelenler ancak son bulmuş.
Biz ise, İzmir' e dönünce, eşimin beli müsade ettikçe yakın civarlarda misafirlerimizi gezdirip, diğer zamanda evimizde dinlenerek bayramı geçirdik. Cuma gecesi misafirlerimizi uğurladık. Bugün evde dinlenerek bir Cumartesi geçiriyoruz.
Bu arada grup bölünerek bir kısmı Harry potter, bir kısmı da Newyork'ta Beş Minare filimlerine gittik. Ben kızlarımla sihir güçlerini izleyenlerdenim. Ama genel kanı her iki film de kendi etabında gayet güzelmiş. Hepinize tavsiye ederiz, izleyebilirsiniz.
İşte bizim bayram da bu şekilde geçti. Umarım hepinizin de, sizlere göre gayet iyi bir bayramınız olmuştur. Ama bayramı bayram gibi yaşamak, her nekadar her zaman yapmasak da, gerçekten de çok güzel. Keşke hep böyle geçirmeyi tercih etsek.
Herkese daha nice nice sağlıklı ve huzurlu bayram gibi bayramlar dilerim.