ABD ekonomisi düzeliyor ve FED ne zaman faiz artıracak diye bekleniyor ama, diğer gelişmiş ekonomiler dahil, bizim gibi bir çok gelişmekte olan ülkede büyüme tahminleri aşağıya revize ediliyor. ABD ve AB bölgesinde başlayan büyüme krizinin ilk yıllarında Rusya ve körfez bölgesinde henüz işler yolundaydı ve bir şekilde dünya genelinde sıkıntı bu denli büyümemişti. Ancak Körfez bölgesinde yaşanan çatışmalar, Rusya-Ukrayna sorunu ve son olarak da ISİD riskinin yarattığı etki nedeniyle, dünyanın bu bölgesinde de ticaret durma seviyesine gelmiş durumda. Tabii bundan en büyük ticaret darbesi yemiş olan ülkelerden birisi de Türkiye.
Tek olumlu gelişme ise, petrol varil fiyatının düşüyor olması. Eğer bir de yaşanan savaşlar ve çatışmalar nedeniyle petrol varil fiyatları yükselişe geçmiş olsaydı, işte o zaman bizim için büyük bir darbe olurdu. Ama yine de FED'in faiz beklentileri nedeniyle kurların yükseliyor olması, enerji faturamızın artmasına neden oluyor. Bu nedenle açıklanan üç yıllık OVP'da büyüme hedefleri düşürüldü. Temel hedef enflasyonu ve cari açığı düşürmek olarak ilan edildi. Olası bir cari açık krizi yaşanmasın diyerek kontrollü büyüme hedefine yönelmiş durumdayız.
Gelişmekte olan ülkeler büyüme hedeflerini bu şekilde düşürmeye başlarsa, AB kime mal satar sorusu önemli bir bilinmez olur. Aynı şekilde ABD ekonomisi de bu durumda beklentilerinden uzaklaşmaya başlayabilir. Eğer dünya ekonomilerinin düze çıkartılması hedefleniyorsa, Körfez bölgesindeki çatışmaların en kısa zamanda sona erdirilmesi hedeflenmelidir.
Savaşların Kimseye Faydası Yok!
Yalandan bir istihbaratla Saddam'ın dünyayı tehdit ettiği söylenen silahlarını yok etmek için Irak savaşı başladı. Saddam devrildi. Sözde ülkeye demokrasi gelecekti. Buyurun bakalım hakikaten öyle mi oldu? Ülke tam bir kaos ortamına girdi.
Aynı şekilde Esad'ın halkına zulmettiği öne sürülerek, Esad muhalifleri desteklendi. Sözde Esad al aşağı edilecek ve Suriye halkı daha demokratik haklara kavuşacaktı. Peki öyle mi oldu? Esad'ın gücü kırılınca, PKK'nın Suriye kolu PYD sınırlarımızda bir çok yerleşimde kanton bölgeler oluşturarak, özerklik ilan etti. ISİD denen tehlike ortaya çıktı. Sözde Esad sonrası her şey daha iyi olacaktı ama daha şimdiden öyle olmadığını görüyoruz. Hem de Esad da yerinde durmaya devam ediyor. Bizi Esad'a karşı kışkırtan ülkeler, Esad ile işbirliği içine girme hesapları yapıyorlar. Biz ise ortak bakanlar kurulu toplarken, kanlı-bıçaklı olduk. Acaba Esad güç kaybetmemiş olsaydı, şuanki Suriye'den daha mı kötü bir durum olurdu? Politik bir hata yapılınca, bundan dönüş de zor oluyor. Ama bu hataların faturaları bir çok yerden çıkıyor. Ulu önder Atatürk ''Yurtta sulh, cihanda sulh'' derken, boş yere dememiş. Komşularla sıfır sorun diye çıktığımız yolda, sorunsuz komşumuz kalmadığını görmemiz ve nerede yanlış yaptık diyerek, en kısa zamanda bu hatalardan dönmemiz gerekli diye düşünüyorum.
Her neyse, biz yine de üst paragraflarda dikkat çektiğim konuya değinerek bitirelim; gelişmiş ekonomilerin düzelmesi, büyümesi isteniyorsa, tüketime doymuş gelişmiş ülkelerin değil, hala tüketime aç olan gelişmekte olan ülkelerin ekonomilerinin ve tüketim taleplerinin canlı olması lazım. Bu nedenle de FED'in çok yıkıcı bir faiz artışı sürecine geçmesini değil, zamana yayarak ve piyasaları yıpratmayan bir faiz artışı süreci uygulayacağını düşünüyorum. Bu süreçte AB bölgesinde de ciddi hamleler yapılması gerekiyor. ECB Avrupa'nın toparlanmasını sağlamak için, en kısa zamanda kararlı bir likidite politikasını devreye alması lazım. Yoksa Avrupa yeniden bir krize girerse, bir çok AB ülkesi bu krizden çıkamaz.
Bu düşünlerden ötürü ben bir şekilde düzelme sürecine yakın olduğumuz görüşündeyim. Umarım öyle olur. Hepinize iyi bir hafta dilerim.
Saygılarımla
Aydın Eroğlu
Stratejist
Finans Yazarı
www.borsaanalizci.com
Twitter;borsaanalizci.com