Sınav kararını biliyorum. Ama karıştırmayın, düşük puanlı olanlar üniversitelere girecek demek değil bu karar. Sadece ikinci sınava herkes girebilecek demek. Ama kazanmak için üniversitelerin taban puanı şartları aynı. Yani kazanamayan yine kazanamayacak. 

Ayrıca, uygulamada baraj sınavı zaten anlamsız hal almıştı! Eskiden baraj sınavı yapılır. iki-üç ay sonra yerleştirme sınavı olurdu. Barajı geçemeyen yerleştirme sınavına giremezdi. Ama bir süredir cumartesi baraj, pazar günü de yerleştirme sınavı yapılıyor. Yani baraj sınavı sonuçları çıkmadan zaten herkes yerleştirme sınavlarına giriyordu. Sonra barajı geçememiş olanların, ikinci sınavları değerlendirmeye alınmıyordu. Bu karmaşa kaldırılmış oldu. Doğrusu, eskiden olduğu gibi, baraj sınavı ile yerleştirme sınavı arasında 1-2 ay en az süre olup, ilk sonuçlara göre ikinci sınavı yapmaktı. 

Daha doğrusu, aslında üniversite sınavı kalkmalı. Orta eğitimin başarısına göre, üniversitelere giriş yapılmalı. Bir çok ülkede durum böyle. Ama bizde orta öğretimde başarı değerlendirmesi de kontrolsüz olduğu için, bu durumda da bir çok okul kendi öğrencilerine şu an olduğu gibi yüksek puanlar verip, gerçek duruma mani olacaktır. Her şeyde olduğumuz gibi kuralları, güveni, adaleti, ahlakı, etiği, liyakatı bozduğumuz için, maalesef bu konu da çok sıkıntılı, şaibeli bir durum almış durumda.

Ama bu konunun seçimle çok alakası olacağını düşünmüyorum. Bu nedenle akademisyenler için de dediğiniz gibi bir hızlı süreç başlatmasını beklemiyorum. Zaten uzun süredir ülkeden yetişmiş her kadro ve sektörden yurt dışına göçler, yerleşme kararları alınmaya başlamıştı. Asıl hain darbe süreci sonrası çok ciddi çıkışlar yaşandı. Ben bir açıdan bu konuya pozitif bakıyorum! İkinci dünya savaşı sonrası AB'ye yapılan göçler tamamen işçi statüsündeydi. Bu nedenle de Türk kavramı daha eğitimsiz insanlar şeklinde algılanıyordu. Şimdi ise iş adamı, akademisyen, sanatçı, müteşebbis, öğrenci, mezun göçü, bizim bu ülkelerde ciddi bir lobimiz olacaktır.

Seçim konusuna gelince, en fazla 1,5 yıl süremiz kaldı. Doğalgaz, elektrik, akaryakıt ve her alana gelen bir zamlar sonrası iktidarın hemen seçime gideceğini düşünmem. Çünkü kaybetmesi kesin olur. Ama iktidar ortağı seçime götürecek bir hamle yaparsa onu bilemem. Bence ortalıktaki hasarın biraz kalkması beklenip, kısmi iyileşmeler başlarsa seçimi göze alırlar. Yoksa süresine çok yakın zamana kadar seçim istenmeyecektir.

Ben bir seçimde bu tabloya göre bir değişimi kesin görüyorum. Tüm kurallar, kurullar, kurumlar, kavramların bu denli bozulduğu bir dönem yaşanmadı. Dünya % 7 enflasyona panikliyor. Onu da son 40 yılın rekoru diye görüyorlarken, bizim güvenemediğimiz enflasyon bile %50'ye dayanmış durumda. Bu durumun gelişmiş ülkelerin enflasyonu ile ilgisi yok. Onların ceplerindeki paranın %7'si kaybolmuş durumda. Bizde ise en az %50'si. Geri kalanın hayata yetme kapasitesini varın siz hesaplayın.

Enflasyonu düşürmeden, tasarruflara gitmeden faizi düşürme inadımızın neticesi ortada. Tepeden tırnağa herşeye zam yağacak diyordum. Maalesef zamların ardı arkası gecikmiyor. Bu nedenle artan kurlar inşaat maliyetlerini, konut fiyatlarını, kira bedellerini de uçurmuş durumda. Bir tarafta yeni konut satışları %54 düşmüş. Diğer tarafta ise ev sahipleri kiracılarına en az iki katı zam peşindeler. İnsanların her kesimi için tam bir kaos yaşıyoruz. Bu sürecin düzeldiğini görmeden gidilecek bir seçimin sonucu belli diyorum. Ama sonrasındaki Türkiye'nin topyekün ayağa kalkması dönemi olacak. Borsa şirketleri tarihi yükselişler yaşayacaklar diye düşünüyorum. Yurt dışına giden insanlarımızın da bir kısmı sonrasında yeniden dönüş yaparlar. Türkiye olarak çok büyük bir tecrübe yaşadık. Maalesef en kötü darbe, ahlak ve inanç konusuna vuruldu. Gençlerin ahlak ve inanç konusunda değerleri alt üst olmuş durumda. İnanca zarar ancak bu kadar verilebilirdi. Deizm, ataizim patladı. Bunu ben demiyorum, iktidarın temsilcileri, ön planda gözüken bir çok din adamı da aynı şekilde ifade ediyorlar.

Yaşayacakmışız yaşadık ve yaşıyoruz. Bakalım bu süreç nasıl ve ne zaman sonuçlanacak. Ama kesin sonuçlanacak. Çünkü Türkiye bulunduğu jeopolitik bölge olarak dünya için çok önemli ve öne çıkacak bir ülke olacak. Böyle bir ülkenin daha fazla kuralsızlık ve karmaşa içinde kalacağını sanmıyorum. Herşeye demokrasi ile neden olduk. Yine demokrasi ile çözüldüğünü göreceğiz. Ama sonrasındaki kurallar çok daha sağlam olacaktır inancındayım. Benim ülkeme ve insanına inancım hiç kaybolmadı. Son sıkıntılar bunlar. Çok güçlü bir Türkiye gelecek ben buna eminim.

İyi hafta sonları.

    Saygılarımla
    Aydın Eroğlu
     Stratejist
   Finans Yazarı
www.borsaanalizci.com
Twitter: @aydineroglu_