Soru - Cevap (2014 tarihli yazınız)

  •  A 
HÜ*** .*** 15.12.2021 08:55
Konu / Hisse Kodu: 2014 tarihli yazınız
Merhaba Hocam, bu yazınızı dün okudum yine. 2014 yılında yazmıştınız. Yüksek faiz düşük kurdan şikayetçiydiniz. Hukumet de faiz çıkışları ile kuru yükseltti :) Bu yazıyı güncellemeye gerek var mı bu durumda. yani görüşlerinizde bir değişiklik var mı. Üretemedik o günden bugüne en büyük sorun bu

https://www.haberler.com/finans/yazarlar/aydin-eroglu/faiz-ve-enflasyon-sarmalindan-nasil-kurtuluruz
Cevap 15.12.2021 16:17

Yazıyı 2014 Temmuz'da yazmışım. Dolar 2.12 imiş. Hatta aslında yapılması gerekenler 2014 yılından birkaç yıl önce yapılması gerekirdi diye not düşmüşüm. Yani bir kaç yıl önce dersek, tam da ''Değerli TL onurumuzdur'' dediğimiz 1 $= 1.15 TL günlerine denk gelir. Benim o gün uyardıklarımın iktidar hiç birisini yapmamış. Ülke Değerli TL politikası ile ithalat cenneti olmuş. Aynı zamanda da nasılsa döviz borçlanmak kolay ve ucuz olduğu için de şirketler ve devlet döviz borçlusu haline getirilmişler. 2002'de iktidar başa geldiğinde ülkenin 129 Milyar Dolar borcu varmış. Dolar kuru 1.34 iken, iktidar değerli TL ile övünürken ben bunların yapılmasını yazıyormuşum. Aradan geçen 20 yıl sonra ülkenin 448 Milyar Dolar dış, toplam 550 Milyar Dolar dövize endeksli borcu oluşmuş. Teknoloji, aramal üretimi başarılamamış. Hala % 74 üretim için aramal ithalatı yapıyoruz. Yüksek teknoloji ürünlerinin ihracatımız içindeki payı hala %2.8 ile sınırlı kalmış. Pandemi sonrası değil, öncesinde dünya gıda fiyatları yıllarca düşerken, bizde ise devamlı artmış. Çiftçinin ürettiği her şeyi ithal eder hale gelmişiz. Tüm bunlar sonrasında ise üç ay öncesine kadar % 5 enflasyon hedefi verirken, şimdi kalkıp son politika değişikliği ile benim yıllar evvel yazdıklarıma gelmişiz. 

Ama maalesef artık devletin üstünde once yük yaratılmış. Aradaki yıllarda sayısız özelleştirmeler yapılmasına rağmen hala bu kadar borç birikmiş. Gerçi ttkom gibi parası bize ödettirilen ama temettüsü dışarı kaçırılan özelleştirmeler de ayrıca yük yarattı. Eğer bunlar olmalıydı dediğim zaman bunu ilan edip başlasaydık, borçlarımız bu kadar yüksek değilken, üretim sonunu yıllar öncesinde aşmış olacaktık. Biz ise öncesinde faizler yüksek iken düşük proje kredileri ile sanayi ve teknolojiyi destekleyeceğimize, gidip üretime katkısı olmayan inşaata paraları yatırmışız. Kaldı ki, bu kredilerin bile akıbetleri belli değil. 

Sözü toparlarsak, çok ama çok geç kaldık. Şimdi de sadece kur faiz politikası ile bunu başarmaya kalkıyoruz. O zaman da yazdığım gibi, bunun bir kaç sene enflasyon, kurlar, satınalma gücü üzerinde olumsuz etkileri olacaktır. Ama bunlara o zaman daha kolay dayanacakken, şimdi ise bunu bu iktidar yapısı ile başarmak mümkün değil. Peki geç diye başlamak gereksiz mi? Hayır hiç bir şey için geç değildir. Ama böyle bir politika değişikliği yapılacaksa, o zaman öncesinde TCMB döviz rezevleri korunacaktı. Öyle mi oldu peki? Kamu harcamalarında tasarrufa gidilmesi gerekirdi bu yapıldı mı? Kurumlarda liyakat ve özerklik olmalıydı. Yapılıyor mu? Düşük faizli krediler katama değerli üretime verilmeliydi. Maalesef biz hala tüketim ve inşaata veriyoruz. 

Geçmişteki bu yazıma halen birbir katılıyorum. Hiç bir revizeye gerek yok. Yazıyı hatırlattınız iyi olmuş. Linkini paylaşıyorum tıklayıp okumak isteyenler bir kez daha okumuş olur. O zaman yaptığım uyarılar maalesef birebir şu an yaşanıyor. 

''Faiz ve Enflasyon Sarmalından Nasıl Kurtuluruz?'' 


    Saygılarımla
    Aydın Eroğlu
     Stratejist
   Finans Yazarı
www.borsaanalizci.com
Twitter: @aydineroglu_